Kara Murat filmleri yasaklansın

Anadolu uygarlıklarını anlatan "Anatolia" belgeselinin çekimlerinde Kayseri Kalesi’ne Bizans bayrağının çekilmesiyle yurdum insanı nasıl galeyana geldi, ibretle izledik.

Topluluğun önderliğine soyunan bıyıklı abi nasıl da, "O bayrak inecek oradan. Müslüman memleketinde o bayrağın işi ne? Hıristiyanlığı memlekete getiremezsiniz" diye kendini yırtarcasına bağırıyordu... Sanki Kayseri işgal altındaydı, halk kılıçtan geçiriliyordu!

Öfkeli kalabalığın arasından "Biz gericiysek gericiyiz arkadaş. Gávurun bayrağı inecek oradan" sözleri yankılandı bir ara.

Benim inancım şu: Eğer polis gelmeseydi, o topluluk iyice büyür, belgeselcileri linç eder, sonra da surlara doğru taarruza geçerdi.

Peki, tarihin tozlu raflarına kaldırılmış Bizans’a karşı hálá neden bu kadar öfkeliyiz? Benim aklıma sadece şovenist duyguları bilinçaltımıza işleyen "Battal Gazi", "Kara Murat" filmleri geliyor.

Cüneyt Arkın’ın surların arasında kuş misali uçuşunu, spor ayakkabılı, Seiko 5 saatli akıncıları şimdilerde ti’ye alıyoruz ama bu filmler, başta Kayseri halkı olmak üzere birçoklarımızı fena halde zehirlemiş.

Hatırlayın, Bizanslı din adamlarının Müslümanlara haç öptürmeye çalışmalarını, Hıristiyan olmayanların gözlerinin oyuluşunu, yakılışını bu filmlerde izlemedik mi? Bu filmlerle doldurulan çocuklara milli güvenlik derslerinde kahpe Bizans’ın devamının Yunanistan olduğu öğretilmedi mi?

"O bayrak inecek oradan" diye yırtınan adamın bilinçaltında, bütün kaleyi kılıçtan geçirip, Bizanslı prensesi yatağa atan bir Kara Murat yok mu? Ders kitaplarında düzeltmeler yapılırken, bariz bir şekilde ırk ve din düşmanlığı yapan bu filmleri yasaklamak neden kimsenin aklına gelmiyor?

Bu filmler hálá birçok kanalda öğlen kuşağında ekrana gelmeye devam ediyor.

Bekaretinizi hangi şarkıyla kaybettiniz?

Türkiye’de bir röportajda bu soruya yanıt verme cesareti ve samimiyeti gösterecek sanatçı sayısı bir elin beş parmağını geçmez.

Ama RollingStone dergisine konuşan pop yıldızı Katy Perry, "Bekaretimi Nashville’de ’Grace’ albümü eşliğinde kaybetmiştim. Eski güzel günler! Evlenmeyi planlıyorduk" diyebiliyor.

Daha samimi olanlar da var. Mesela Eva Mendes, geçtiğimiz günlerde "ABD’de 50 eyalette cinsel ilişkiye girdim. Cinsel ilişki için en uygun eyaletler Arizona ve Colorado. Bu eyaletlerin temiz havası ve sakin olması belki iyi seks yapmakta etkili olmuştur" demişti.

Bunun gibi daha birçok örnek verebilirim. Dünya starları kendilerini o kadar aşmış ki, hayatlarına dair en mahrem ayrıntıları bile konuşmaktan çekinmiyorlar. Bizimkiler gibi kendilerini kasmıyorlar.

Çünkü sanatçılarımız, konuşmayınca ’star’ olacaklarına inanıyorlar. Konuştuklarında ise genelde kendi işlerinin PR’ını yapıyorlar.

Şov dünyasının figürleri o kadar sıkıcılar ki, anlatamam. Özellikle de yeni nesil genç oyuncular. Hálá ’öpüşmem’, ’soyunmam’ klişelerine saplanıp kalıyorlar.

Politik görüşünü soruyorsunuz, tırsıyorlar. "En büyük çılgınlığın ne?" diyorsun, "Gece denizde yüzmek" diyen bile var. En marjinal kabul ettiğiniz oyuncu bile, konu cinsellikten açılınca dut yemiş bülbüle dönüyor. Niye bu kadar çok Teoman röportajı çıkıyor sanıyorsunuz? Başka konuşacak harbi sanatçı yok, ondan.

n Maldonado (Porto maçı sonrası): "Sevgili günlük... Bugün hayatımın dördüncü çalımını attım. Bunu sana söylemeyeli o kadar uzun zaman olmuş ki, şu an yazarken bile ellerim titriyor. Sonra birkaç adım topla koştum. Kalbim yerinden fırlayacaktı neredeyse o an. Hemen pas attım."

(Ekşisözlük’ten Kyoo, Maldonado’nun Fenerbahçe formasıyla attığı ilk çalımı ti’ye almış.)

n "Çifte standartlarım var. İtham Müslüman’a yönelmişse ’iftira olduğu önyargısından’ hareketle çıkarım yola. Deniz Feneri benimdir. Ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin."

(Vakit yazarı Serdar Arseven yazdı bunları... Profesör Şerif Mardin, ’Cumhuriyetin öğretmeni, mahallenin imamına karşı yenildi’ demişti. Ben de diyorum ki, Arseven gibi zihniyetlerle kim baş edebilir ki!)

n Ertem Şener: Bu kadar sinirlenmeyin, siz güler yüzlü bir insandınız.

Osman Tanburacı: O kadar küfürü ye, seni de görürüm.

Ertem Şener: Fatih Terim, benim nikáh şahidim, çok severim. Ruhu temizdir, bir anda parlar.

n Maldonado (Porto maçı sonrası): "Sevgili günlük... Bugün hayatımın dördüncü çalımını attım. Bunu sana söylemeyeli o kadar uzun zaman olmuş ki, şu an yazarken bile ellerim titriyor. Sonra birkaç adım topla koştum. Kalbim yerinden fırlayacaktı neredeyse o an. Hemen pas attım."

(Ekşisözlük’ten Kyoo, Maldonado’nun Fenerbahçe formasıyla attığı ilk çalımı ti’ye almış.)

n "Çifte standartlarım var. İtham Müslüman’a yönelmişse ’iftira olduğu önyargısından’ hareketle çıkarım yola. Deniz Feneri benimdir. Ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin."

(Vakit yazarı Serdar Arseven yazdı bunları... Profesör Şerif Mardin, ’Cumhuriyetin öğretmeni, mahallenin imamına karşı yenildi’ demişti. Ben de diyorum ki, Arseven gibi zihniyetlerle kim baş edebilir ki!)

n Ertem Şener: Bu kadar sinirlenmeyin, siz güler yüzlü bir insandınız.

Osman Tanburacı: O kadar küfürü ye, seni de görürüm.

Ertem Şener: Fatih Terim, benim nikáh şahidim, çok severim. Ruhu temizdir, bir anda parlar.
Yazarın Tüm Yazıları