Neredesiniz Fatih’in torunları, Ulubatlı Hasan’lar, her yıl 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethini görkemli törenlerle kutlayanlar ve sanatsever zenginler...
Fatih Sultan Mehmet’in ünlü İtalyan ressam Gentile Bellini tarafından 1480’de yapılan ünlü portresi, İngiltere’deki Sotheby’s müzayede evinde yapılan açık artırmada 468 bin 500 sterline kimliği saklı tutulan bir alıcıya satıldı.
Resim sanatına önem verilmediği bir dönemde çağının çok ilerisinde bir padişah olan Fatih Sultan Mehmet, Bellini’yi 1479 yılında bizzat İstanbul’a getirtip o meşhur portresini çizdirmiş ancak Fatih’in ölümünden sonra başa geçen ve tutuculuğuyla tanınan II. Bayezid, bu tabloyu ve Bellini’nin İstanbul’da yaptığı diğer tabloları pazarlarda sattırmıştı. Venedikli bir tüccarın satın aldığı Fatih’in tablosu, bir daha bu topraklara dönmemek üzere Avrupa’ya götürülmüştü. Tablo, yakın zamana kadar Londra’daki National Portrait Galery’de sergileniyordu.
Söz konusu kişi Fatih Sultan Mehmet ise, 468 bin 500 sterlini çok yüksek bir rakam olarak görmüyorum.
Diyelim ki, sanatsever zenginlerimiz bu satıştan haberdar değildi ya da tabloyu almak istemediler. Peki ya devlet yetkililerimiz? Onlar da mı bu satıştan bihaberdi?
Haberdar olduklarını bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan öğrendik. Bugün gazetesinde Adem Özgüç’ün yaptığı özel haberde, tabloyu alan kişinin kimliğiyle ilgili araştırma yaptıklarını belirten Günay, aynen şunları söylemiş: "Söz konusu eser bir A4 kağıt ebadında olan küçük bir eserdir. Bu tablo 1 milyon YTL’ye alıcı buldu. Bizim Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu kadar parayla yapacak daha başka işlerimiz var."
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bu yıl bütçeden tam 809.4 milyon YTL ayrıldı. Bu paradan 1 milyon YTL, Fatih’in portresine harcanamaz mıydı?
1 milyon YTL nerelere gitmiyor ki...
Kültür Bakanlığı, bu yıl 13 filme 4 milyon YTL destek verdi. Eminim her yıl görkemli şekilde kutlanan İstanbul’un fethi törenlerine daha çok para harcanıyordur.
Ayrıca Bakan Günay, tablonun kim tarafından alındığını niye araştırıyor ki? Ne de olsa A4 büyüklüğünde küçük bir tablo!
n Hüsnü Şenlendirici: "Ece bir çukurdu. Allah’tan son anda o çukara düşmekten kurtuldum."
Rap müziğin asi sesi 50 Cent’i MTV Türkiye’de yayınlanan "Diary of 50 Cent" programında bir Türk şarkısını dinlerken izledim.
Uyuşturucu satıcılığı, hırsızlık, adam vurma gibi birçok vukuata imza attıktan sonra rap müziğin en başarılı birkaç yıldızı arasına giren bu sert çocuk, hangi Türk şarkıcıyı dinliyor, diye kulağımı televizyona dayadım.
Şarkıyı çıkaramadım ama söyleyen kişi Işın Karaca’ydı.
50 Cent, Kıbrıs Rum kesiminde verdiği konserin ardından arabayla havaalanına götürülüyordu ve asi şarkıcı, radyonun sesini açtırıp Karaca’nın şarkısı eşliğinde, abartmıyorum dans etmeye başladı.
Hatta şoföre şarkıyı söyleyenin kim olduğunu bile sordu.
Tabii şoförün de Işın Karaca’dan haberi yoktu.
Karaca’nın yerinde olsam 50 Cent’e hemen albüm yollardım...
Bu arada 50 Cent, aynı programda korsan DVD izlediğini de itiraf etti.
İnsan milyon dolar içinde yüzse de ’korsan’ tatlı geliyor galiba.