Paylaş
AKIN Bilgütay... Kanserle giriştiği mücadeleyi kazanan; kaderiyle dövüşmeyi bırakıp, barış anlaşması imzalayan bir isim. Bir zeytin ağacının dallarında yeniden filizlenerek kendi girişimcilik hikayesini yazan bir iş insanı. Lamponia Olive Oil’in kurucusu Akın Bilgütay ile hem İstanbul’dan Kozlu’ya geliş sürecini, hem markanın doğuş öyküsünü hem de yarınlara ilişkin hedeflerini konuştuk. 1970 İstanbul doğumlu Akın Bilgütay, lise öğrenimini motor meslek lisesinde tamamladıktan sonra 2 yıl da turizm okuduğunu söyleyerek, hikayenin devamını şöyle anlattı:
HASTALIK HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
“İş hayatına ise aile şirketinde başladım. İş makineleri kiralama, alım-satımı konusunda çalıştım. Daha sonra ise otomobil sporcusu oldum. Bu kariyerim 30 yıl devam etti. Birçok şampiyonluğa imza attım. Biraz müzikle uğraştım. Amatör olarak bateri eğitimi aldım ve bu hala devam ediyor. Tüm bunları yaşarken 2011’de kanser rahatsızlığıyla birlikte benim için yeni bir süreç başladı. İstanbul’dan uzaklaşma kararı aldım ve yolum Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin Kozlu Köyü’ne düştü.”
ZEYTİNYAĞIYLA TANIŞTI
42 yaşında ağır bir hastalık sonucu Kozlu Köyü’ne yerleşen Akın Bilgütay, burada da yeni bir girişimcilik hikayesi yazmak adına ilk adımı atar. Bir otel işletmeye başladığını söyleyen Akın Bilgütay, “Ama hastalığın da verdiği yorgunluk nedeniyle bu macerayı sonlandırma kararı aldım. Bu süreçte hem biraz yorgunluktan hem de stresten uzaklaşmak için kendimi biraz mutfağa attım. Aslında yemek yapmak en büyük zevklerimden biriydi. Bu hobim bir süre sonra Çanakkale yöresinin enfes zeytinyağlarıyla buluşunca bir lezzet şöleni ortaya çıktı” diyerek, zeytinyağıyla tanışma hikayesini paylaştı.
YENİDEN DOĞUŞUN SİMGESİ
Mutfakta zeytinyağıyla harikalar yarattıkça zeytin ve zeytinyağı mucizesini daha da yakından tanımak isteyen Akın Bilgütay, o süreci şöyle aktardı:
“Zeytin ve zeytinyağı hakkında araştırmalar yaptım. Üretim ve hasat zamanı iki yıl Kozlu Köyü’nde kaldım. Burasının doğal hayatını soludum. Assos, hayatımda yıllarca sadece arada sırada tatil yaptığım bir kıyı beldesiydi. Zeytin ise kahvaltı sofrasında çatalımı uzattığım bir tabağın çeşnisiydi. Ama zeytin ve zeytinyağıyla tanışma birçok şeyi değiştirdi. Binlerce yıldır aynı imbikten süzülen saf zeytinyağının şifacı kollarına bıraktım kendimi. Ve zeytinyağının doğal bir şifa olduğuna inandığım için de bunun üretimine karar verdim. Kendi markamı yaratıp insanlara yararlı olmak adına bin yıllar önce tarihe gömülmüş ve şimdilerde pek de hatırlanmayan antik medeniyet Lamponia, zeytin ağaçlarının dallarında yeniden filizlendi. Kanseri yenen biri olarak da bu marka benim için her yönüyle yeniden doğuşu simgeliyor.”
SANAT VE MÜZİĞİN BÜYÜSÜ
LAMPONİA Olive Oil’ın adını Kozlu’nun mitolojik isminden doğduğunu ifade eden Akın Bilgütay, “İlk günden itibaren işin her aşamasında yer alarak, bir atölye kurdum. Bu atölye dolum ve depodan oluşuyor ama aynı zamanda resim sergileri ve müzik yapabildiğimiz bir yer haline de getirdim. Zeytini farklı işleyerek sanat ve müzikle sevdirdik. Kozlu’da yerel zeytin üreticileriyle güçlerimizi birleştirdik. Kozlu zeytinyağı üretim tesislerinde, tıpkı geçmişteki gibi enfes rayihalı has nefasetini, koku ve lezzetini kaybetmeden zeytinyağına dönüşmesini sağlıyoruz. Geleneksel yöntemler uygulanarak, taş baskıyla zeytinyağını elde ediliyor. Lamponia; tüketiciye dürüst, güvenilir ve kendi bölgesinin zeytinlerini kullanmayı felsefe edinerek, yöreye farkındalık getirmeyi bir ilke edindi” diyor.
MİLLİ SERVETİMİZ DAHA
ÇOK SOFRADA OLSUN
AKIN Bilgütay, Lamponia’nın butik bir firma olduğunu ifade ederek, bugün hem e-ticaret hem de gurme restoranlarda ve gümrüksüz alanlarda tüketiciyle buluştuklarını paylaştı. Bilgütay, “Bu süreçte Sri Lanka’ya da satışımız oldu. Bu arada bir yenilik daha yaptık ve zeytin bağlarının bakımlarını üstlendik. 3 adet iyi tarım uyguladığımız müşterimiz var. 5 yıllık deneyimle de marka değerimizi oluşturduk. Seçici olmaya çalışıyoruz. Amaç; milli servetimiz olan zeytinimizi daha çok ülkeye tanıtmak ve iç piyasada da zeytinyağı tüketicisini bilinçlendirmek” diyerek, sağlık dolu meyve suyunu daha çok eve sokmak istediklerini paylaştı.
KAHVESİ DE VAR
PEELİNGİ DE
“ZEYTİNİN yağını, meyvesini, kısaca her ürününü bir mücevher gibi işleyip Lamponia’nın asil ruhuyla bütünleştiriyorum” diyen Akın Bilgütay, ürünleriyle ilgili şu bilgileri aktardı:
“Yeniden doğuşun büyüleyici hikayesini, şifa niyetine şişeleyerek kendi neslime aktarmaya devam ediyorum. İlk ve geç hasatlardan oluşan, kendimize özgü 5 değişik lezzette yağlar elde ediyoruz. Bunların yanı sıra zeytinin çekirdeğinden yüz peelingi, etli kısmından da zeytin pudrası yaptık. Bu ürünü de zeytin yemeyen 0-3 yaş grubu çocukların, çorba ve kahvaltılarına karıştırarak zeytin tadına alıştırıyoruz. Zeytin kahvesi de ürettik. Zeytin yaprağı ekstraklı sabunumuz da çok tuttu. Paket limon soslu zeytinyağı da ürünlerimizden biri. Yani zeytin ve zeytinyağının peşinde koşarak bir katma değer yaratmaya çalışıyoruz.”
KISA KISA
* Akın Bilgütay, “Lamponia artık sadece antik bir medeniyetin ya da gencecik yaşında talihin en ağır darbesini alıp da yeniden doğan bir adamın hikayesi değil. Yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarının hepimize sunduğu bir hazinenin, pırıl pırıl, saf, şifa dolu bir zeytinyağının hikayesi” diyor.
Paylaş