O küçük atölyeden global oyuncu çıktı

İzmir Çamdibi’nde küçük bir atölyede tekstil ve çamaşırhane makineleri üretmeye başlayan Tolkar, bugün adını hem ulusalda hem de uluslararası arenada önemli bir yere yazdırdı. İkinci ve üçüncü kuşağın yönetimindeki şirketin gündeminde ise halka arz var. Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Halka arzla birlikte İtalya ya da Almanya’da bir şirket satın almak da hedeflerimiz arasında” diyor.

Haberin Devamı

 

HİÇ kuşkusuz sayısız icadın arkasında insanoğlunun ihtiyaçları var. Öyle ki bu icatlar, birçok girişim ve girişimciye ilham oldu, olmaya da devam ediyor. Bugün tekstil terbiye ve endüstriyel çamaşır makineleri sektöründe sürdürülebilir teknolojiler geliştiren Tolkar’ın doğuşu da bu felsefeyle olmuş. 1960’ların sonunda atık plastikten granül imal etmek için yola çıkan Tolkar’ın ıslak mamullerini kurutmak adına santrifüj sıkma makinesi üretmesiyle işin seyri değişmiş. Piyasadan gelen talep firmayı küçük bir atölyede tekstil ve çamaşırhane makineleri üretmeye yönlendirmiş. Tolkar’ın ikinci kuşak temsilcisi ve yönetim kurulu başkanı Cenk Karace ile markanın doğuş öyküsünden yarınlara dair planlara kadar birçok konuyu konuştuk.

Haberin Devamı

O küçük atölyeden global oyuncu çıktı

İLK ADIM ATIK PLASTİKLE

Hikaye aslında Girit’te kumaş ticareti yapan Hasan Karace’nin 1910’larda İzmir’e gelmesiyle başlamış. Hasan Karace, İzmir’de muhasebeye olan hakimiyeti ve yabancı dil bilmesiyle önce Osmanlı Bankası’nda, daha sonra ise özel bir şirkette kariyerine yön vermiş. Hasan Karace’nin beş çocuğunun ortancası Hüseyin Karace de çeşitli iş deneyimlerinin ardından atık plastikleri ekonomiye kazandırmak istemiş ve eniştesiyle birlikte yola çıkma kararı almış. 1969’da Karace ve Tolon ailesinin ikici kuşak temsilcileri soyadlarından ilham alarak Tolkar’ı kurmuş. Cenk Karace, o süreci şöyle anlatıyor:

O küçük atölyeden global oyuncu çıktı

ÇÖZÜM SEYRİ DEĞİŞDİRDİ

“Babamların o dönem farklı hayalleri vardı. Topladıkları plastik atıkları granül haline getirip satmaya başlıyorlar. Bu işin iyi gitmesi üzerine de sera naylonu üretimine de yöneliyorlar. Ancak atıkların yıkanma sürecinde üründe kalan su parçacıkları sera naylonlarının kusurlu olmasına neden oluyor. Delik naylonu da kimse almayacağı için bununla ilgili çözüm geliştirme yoluna gidiliyor. Çözümü ise santrifüj sıkma makinesi yaparak buluyorlar. Sudan kurtulunca daha kaliteli sera naylonları üretiyorlar.”

Haberin Devamı

O küçük atölyeden global oyuncu çıktı

İLKELERE İMZA  ATTILAR

Bir ihtiyaçtan başlayan santrifüj sıkma makinesi üretimi Tolkar için de yeni bir sürecin kapısını aralamış. Böyle bir ürün olduğunu duyan kuru temizleyiciler, Tolkar’ın kapısını çalar olmuş. Gelen isteklerle birlikte Tolkar bir anda kendini santrifüj sıkma makinesi üretiminin içinde bulmuş. Talepler süreç içinde sadece sıkma makinesiyle de sınırlı kalmamış. ‘Sıkmasını yaptıysanız, o zaman yıkamasını da yapın’ sözleriyle işin seyri değişmiş. 1980’lerin başında ortaklık sona ermiş ve Hüseyin Karace İzmir Çamdibi’nde küçük bir atölyede tekstil ve çamaşırhane makineleri üretime yolculuğuna tek başına devam etmiş. Yedi yaşından itibaren işin içinde olan Cenk Karace, “Ayrılış sürecinde ben askerdeydim. Lise sonrası üniversite de okumadım. Babam da biran önce işin başına geçmemi istiyordu. Asker dönüşü işin başına geçtim. 1990’da da babam vefat etti. Kardeşlerimle birlikte Tolkar Makina’yı büyütmek için büyük bir emek verdik. Birçok ilke imza atarak geldiğimiz noktada bugün tekstil terbiye ve endüstriyel çamaşır makineleri sektörünün önemli bir oyuncusuyuz” diyor.

Haberin Devamı

 O küçük atölyeden global oyuncu çıktı

 

GÜNDEMDE HALKA  ARZ VE

ŞİRKET SATIN ALMASI VAR

KÜÇÜK bir atölyede başlayan Tolkar’ın hikayesi, bugün İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 3 fabrikasında devam ediyor. 300’den fazla çalışanla yılda ortalama olarak 3 bin 500 makine üretiliyor. Cenk Karace, dünya genelinde 8 ila 10 bin müşterilerinin bulunduğu bilgisini veriyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Dünya genelinde şu an bizim ürettiğimiz 50 bine yakın makine çalışır durumda. 90’dan fazla ülkeye ihracatımız var ama bunun 40’na yakınına sürekli ürün gönderiyoruz. 2008 yılında patentli teknolojileriyle birlikte SMARTEX’i bünyemize kattık. Onun ‘smart balans sistemi’ sayesinde her kapasitede 400 G sıkmalı makine üretimi yapabilen dünyadaki tek şirket konumuna geldik. Şimdi ise gündemimizde borsa var. 2025’te şirketin yüzde 25’ini halka açmayı planlıyoruz. Bununla birlikte de Almanya ya da İtalya’da bizim sektörden bir firmayı satın almayı hedefliyoruz.”

 

 

SU TÜKETİMİNE ÖZEL ÇÖZÜM

Haberin Devamı

CENK Karace, gerek evsel gerekse endüstriyel alanda çamaşır yıkamanın enerji ve su tüketimi konusunda en önemli gider kalemlerinden olduğuna dikkat çekiyor. Karace, ürettikleri son teknolojiyle donatılı makineler sayesinde su, elektrik ve kimyasal kullanımında tekstil ürünlerinde yüzde 60, havlu ve polyester gibi daha çok su isteyen tekstil gruplarında yüzde 50’e varan tasarruf sağladıklarını söylüyor ve ekliyor:  “Küresel iklim krizinin ve enerji kıtlığının kapımızda olduğu şu günlerde en fazla bütçe ayırdığımız AR-GE biriminin çalışmalarıyla tüm dünyaya adını duyuran İzmirli bir firma olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tüm bunların yanı sıra ozon bazlı tekstil terbiye sistemlerini de Miracle teknolojilerimize enjekte ederek doğanın florasında önemli bir rol oynayan volkanik ponza taşının tüketilmesini ‘sıfıra’ indirmeyi amaçlayan teknolojimizle; dünyanın dört bir yanında kullanılan makinelerimiz sayesinde bir yandan enerji tasarrufu sağlarken diğer yandan çevremizi ve geleceğimizi güven altına alıyoruz.”

 

 

KISA KISA

Haberin Devamı

* Tolkar, bir aile şirketi. İkinci kuşaktan Cenk Karace ile kardeşi Tolkar Karace yer alıyor. Üçüncü kuşaktan ise Cenk Karace’nin çocukları Cenker Karace ve Berfin Karace ile Tolkar Hasan Karace’nin oğulları Ata Karace, Arda Karace de Tolkar’ı büyütmek için emek veriyor.

* Cenk Karace, bir yandan Tolkar’ı büyütmek adına emek verirken öte taraftan da çeşitli girişimlerde liderlik ediyor. İzmir Girişim Grubu bunlardan biri. Birçok iş insanını da ortak olduğu İzmir Girişim Grubu’yla önemli yatırımlara imza atıyor. Aynı zamanda İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin de Yönetim Kurulu Başkanı olan Karace, burada da OSB’nin daha da büyümesi, katma değerli ihracat yapması ve çalışan sayısını artırmak adına yoğun bir mesai içinde.

* Cenk Karace, 2004’te Türkiye’nin en büyük çamaşırhanesini kurduklarını söylüyor ve ekliyor, “Tolkar Laundry ile Antalya’da hizmet sektörüne de adım atmış olduk. Süreç içinde 3 çamaşırhaneye çıktı. Ama yönetmesi zor bir işti. Makine mühendisi olan ortanca kardeşimiz Kaan Karace, bu alanda yoluna devam etmek istediğini söyledi ve üretimden çıkıp yoluna çamaşırhane kısmında devam etmek istedi. Karşılıklı hisse devirleriyle Kaan Karace 2012’de bizden ayrıldı. Tolkar Laundry’i Mavi Safir Laundry’e dönüştürdü ve şu an sektörünün önemli bir aktörü. En büyük kapasite onda” diyor.

* Bugün hem kendi şirketinde hem ortak olduğu girişimlerde Cenk Karace, hızlı karar verme özeliğiyle de ün yapmış durumda. “Tabi hatalar da yaptım” diyen Cenk Karace, ortaklıklarda başarının sırını ise şöyle özetliyor: “Ortaklıklarda yutkunmayı bileceksin. Dinlemeyi bilmek gerekiyor.”

Yazarın Tüm Yazıları