Paylaş
Lisede de bu telsizden yola çıkarak Commodore 64’ler arasında kablosuz veri aktarımıyla ilgili çalışma yürütür. Bununla TÜBİTAK’tan teşvik ödülü alır. Mühendis olmayı kafasına koyan Ayhan Karazeybek, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği’ni kazanır. Orada da boş durmaz. Yüksek lisans için döndüğü İzmir’de hem okur hem de Vestel’in AR-GE’sinde çalışır. İki yıllık deneyimin ardından da 2003’te İstanbullu bir grup yatırımcıyla kendi işini kurar. İnovatif birçok ilke imza atan Ayhan Karazeybek, 2008’de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün Urla’daki kampusünde bulunan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde Aydia Elektronik’i kurar. Burada da birçok patentli buluşa imza atan Ayhan Karazeybek, Türkiye’nin ilk yerli gingerini geliştirir. Hatta dünyadaki ilk güneş enerjisiyle çalışan iki tekerlekli denge taşıtında da Karazeybek’in imzası vardır. Bir yandan yerli gingerin ticari ürüne dönüştürülmesi için çalışmalar yürüten Ayhan Karazeybek, diğer taraftan ise dünyada bir ilk olacak medikal sektörüne yönelik projeye odaklanmış durumda.
O, ortaokul ve lise yıllarında arkadaşlarının tabiriyle ‘Mucit Ayhan’. Tabii, bu unvanın ya da lakabın haklı birçok nedeni var. Bugüne kadar hep farkındalık yaratan işlere imzasını atan Aydia Elektronik’in kurucusu Bilgisayar Yüksek Mühendisi Ayhan Karazeybek ile hem girişimcilik serüvenini hem de gelecekte ses getirecek projelerini konuştuk.
LİSEDE TEŞVİĞİ KAPTI
Aslında aileden kimsenin elektronikle ilgili bir bağı yok. Bu merakı etrafındaki elektronik aletler kamçılamış. Ayhan Karazeybek, öykünün devamını şöyle anlattı:
“Çocukluk yıllarımda elektronik bir şeyleri açıp, incelemeye çok meraklıydım. Tabii, kimi zaman açtığım cihazı toparlayamazdım. Büyüklerden de ‘bunu da bozdun’ diye az fırça yemedim. Ortaokul yıllarında ise halk bandı telsizlere merak sardım. Hobi olarak onları yapmaya başladım. İzmir Çamlaraltı Lisesi’ne gittiğim dönem ise okulun bilgisayar laboratuvarında Commodere 64’ler vardı. Telsiz deneyiminden faydalanarak bunlar arasında kablosuz veri aktarımı yapmak gibi bir işe giriştim. Daha sonra da fizik dalında proje olarak TÜBİTAK’a sunduk. Ankara’ya sergiye götürdük ve teşvik aldı. Bu beni daha da heveslendirdi. O zaman mühendis olmayı kafama koymuştum ve Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği’ni kazandım. O yıllarda da boş durmadım. Basınca duyarlı güvenlik sistemlerini geliştirdim. Bitirme tezim de kablolu vinçleri kablosuz hale getirmek üzerineydi.”
MALİYETİNİ 5 KAT DÜŞÜRDÜ
Üniversitenin ardından yoluna kablosuz iletişim kanalları alanında devam eden Ayhan Karazeybek, bir yandan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yüksek lisan yapar. Diğer taraftan da Vestel’in AE-GE biriminde işe girer. Karazeybek, şunları aktardı:
“2000’li yılların başlarıydı. Vestel, beyaz eşya üretimi için Manisa’da yapılanıyordu. No-frost buzdolabını lisanslı üretiyordu. Bu dolapların elektronik donanımı o dönem 60 dolar civarındaydı. Ben onu 11-12 dolarlık bir maliyete getirdim ve millileştirdim. Bu hamleyle 50 bin olan satış bir yıl sonra 100 bine çıktı. İki yıllık Vestel deneyimimin ardından İstanbul’dan bir yatırımcıdan teklif gelince kendi işimi kurdum. 2003’te güvenlik sistemleriyle ilgili ürünler geliştirdim. Türkiye’deki ilk kablosuz güvenlik dedektörünü yaptık. 5D markasıyla satıldı. Kablosuz arşiv denetim sistemi, kablosuz ağır yük depolama sistemi yaptık. Bunu İtalyanlara sattık. Yani ihracat da yapmış olduk. 2008’de ise İstanbullu yatırımcılarla yolları ayırdım ve İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ne (İZTEKGEB) gelerek Aydia Elektronik’i kurdum.”
BU DA BİZİM GINGERIMIZ
Ayhan Karazeybek, 2014’e kadar İZTEKGEB’te birçok farklı firma için proje geliştirir. Elektronik devre ve kart tasarlayan ayrıca, bunlar için gömülü yazılım geliştiren Karazeybek, “Katı yakıt kazanları için tasarruf sağlayan bir sistem ile kablosuz gaz püskürtücü gibi ürün geliştirdik. Bunların arasında en dikkat çeken ise dünyanın ilk ‘Güneş enerjisiyle çalışan iki tekerlekli denge taşıtını’ yaptım. Ayrıca, yerli gingeri de ürettim. Bu şu an bitti. Artık ticari bir ürüne dönüşme aşamasına geldi. Bunun için görüştüğümüz yatırımcılar var. Bizim ürünün en büyük avantajı fiyatı. Çünkü yurtdışından gelenlerin fiyatları 7 bin doları geçiyor. Böyle olunca da pek tercih edilmiyor. Bizim ürettiğimizin piyasa fiyatı en fazla bin 500 dolar civarında. Elektrikli bisikletle rekabet edebilecek bir seviye bu. Bunun yanında gingerden hareketle süpermarket arabalarına takılan ve alışveriş yapan kişiyi yürümek zorunda bırakmayan ‘İtemeç’ var. Bu aynı zamanda havalimanında bavul taşımak için de kullanabilir. Ön bölmesinde 150 kilo, arkaya takılacak bir aparatla da 500 kiloyu taşıyabilecek bir cihaz tasarladık” diyerek geldikleri son noktayı anlattı.
BİR İLK DAHA YOLDA
Ayhan Karazeybek, boş durmuyor ve yine bir ilk üzerinde çalışıyor. Çok fazla detay vermese de 2016 Haziran’da tamamlanacak projesiyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Medikal sektörü için bir ürün geliştiriyoruz. Tekerleklik sandalyelere elektronik bir görünüm kazandıracağız. TÜBİTAK desteğiyle yol alıyoruz. Bu yapacağımız dünyada bir ilk olacak. Bunun gibi kuluçkada olan birçok projemiz daha bulunuyor ama zamanı var.”
ROBOT TV SEHPASI YAPTILAR AMA
Ayhan Karazeybek’in yaptığı her proje ticari ürüne dönüşmüyor tabii ki... Karazeybek, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin izleyicisinin hareketine göre hareket edebilen ‘TV sehpası’ geliştirdik. Hatta bir kaç üreticiye projeyi sunduk ama onlara cazip gelmedi ve proje olarak kaldı. Bunun gibi çeşitli projelerimiz oldu.”
ARTIK ADRESE TESLİM PROJE
Isıtma sektörüne yönelik geliştirdikleri bir ürünlerinin daha bulunduğunu söyleyen Karazeybek, “Alıcısı hazır. Biz artık müşterisini bulmadan proje geliştirmeyeceğiz. Eskiden ürün yapıp müşteri arıyorduk. Şimdi projeyi sunuyoruz. Kabul olursa harekete geçiyoruz. Geçmişte fikrimizi çalaralar mı gibi endişelerimiz vardı. Artık sistemi değiştirdik” diyor.
KISA KISA
* Ayhan Karazeybek, geçtiğimiz yıl Aydia Elektronik’i A.Ş.’ye çevirmiş ve iki de yanına ortak almış. Gökhan Sezer ve Ayhan Aynurlu ile gücüne güç kattı.
* Karazeybek, teknoparkta proje geliştirdiği için birçok avantaj sunuyor aslında. Ayhan Karazeybek, “Eğer bir firma bizim geliştirdiğimiz bir ürünü alıp üretirse, devlet vergi almıyor. 10 milyon TL’ye kadar da destek oluyor” diyor.
* Tüm projelerini İZTEKGEB’deki 15 metrekarelik iş yerine yapıyor. Tabii, alan küçük olsa da yaptığı işler hep ses getiriyor. Kimini kendi bünyesinde çözüyor, kimini de bölgedeki diğer firmalardan sağlıyor.
* Firmaların yeniliğe kapalı olduğunu söyleyen Ayhan Karazeybek, “Büyük bir heyecanla yeni ürün geliştiriyorsunuz ama üretim ayağındaki firmalarda dirençle karşılaşıyorsunuz. Yoldaki insan daha hevesli ve destekleyici. Hatta fikrini bile söylüyor. Ama firmalar öyle değil” ifadesini kullandı.
Paylaş