Paylaş
HER şey devlet memuru babanın İzmir’e atanmasıyla başlar. Bitlis’ten İzmir’e gelen Keskiner ailesinin üç oğlu da okul harçlıkları için Kemeraltı’nda işportacılık yapar. Bir yandan eğitimlerini sürdüren Keskiner kardeşler, bir yandan da taraktan suya, kemerden çakmak taşına, trikoya kadar birçok ürün tarihi çarşıda satar. İşportacılık serüveni 8 yıl süren kardeşler, babaları gibi devlet memuru olur. Ama memurlukları uzun sürmez. İstifa ederler ve büyük bir riske girerek tekstile adım atarlar. Ticaretteki başarı ışığını Kemeraltı’ndan alan Keskiner kardeşler, önce pantolon ardından sırasıyla takım elbise, kaban, gömlek ve damatlık üretimiyle önemli bir marka olurlar. 25 yıl önce kurulan Rabin Tekstil, bugün Türkiye’de 300 bayisi olan, yaklaşık 15 ülkeye ihracat yapan bir şirket... Ve dünya damatlarını giydiriyor…
Rabin markasının hem Türkiye’de, hem de ihracat yaptıkları ülkelerde başarılı olmasının temelinde ‘ben değil biz’ felsefesinin yattığını anlatan ortanca kardeş Gürcan Keskiner, bir aile şirketi olduklarını belirterek, “Aile şirketleri bir süre sonra sıkıntıya giriyor. Bizde bu yok. Çünkü Rabin’de ben yok, biz var. Üç kardeş yola çıktık ve buralara geldik” diyor.
İstifaya babadan fırça
Tapu müdürü olan babalarının görevi nedeniyle İzmir’e geldiklerini söyleyen Gürcan Keskiner, o dönemi şöyle anlattı:
“Hem aile bütçesine katkı, hem de okul harçlığımız için Kemeraltı’nda seyyar satıcılığa başladık. Sudan çakmağa, tekstil ürünlerinden deodorana, çoraptan trikoya, aklınıza gelebilecek her şeyi sattık. Bu 8 yıl devam etti. Sonra ben kadastro teknikeri oldum. Abim bankacı. Küçük kardeşimse makine ressamı. 1,5 yıl Trabzon ve Ankara’da görev yaptım. Ama sonra istifa kararı aldım. Kent ekonomisine katkı sağlamak adına devlete teşekkür edip, kendi yolumuza gittik. Memurluk baba geleneği gibiydi. Tabii istifa edince sert eleştirilerine maruz kaldık ama yolumuza tekstille devam etme kararı aldık. Bizi biz yapan, en büyük okulumuz Kemeraltı’nda gördüğümüz ışıkla ticarete atılmak istedik. Kemeraltı bize maddi katkısından ziyade ticari bilgi birikim anlamında büyük katkı sağladı. Ben ve kardeşlerim iistifa ederek tekstile adım attık.”
5 top kumaşla başladılar
Keskiner kardeşler, 5-10 top kumaşla pantolon yaptırır. Bu pantolonları satmak için Türkiye’nin dört bir yanını dolaşırlar. Daha sonra ise pantolonu takım elbise, gömlek, damatlık, tek ceket ve kaban izler. Bir erkeğin dış giyimde ihtiyacı olan ne varsa bünyelerine kattıklarını ifade eden Gürcan Keskiner, bugün Türkiye’de 300 bayileri bulunduğunu, Avrupa ve Ortadoğu’da ise 15 ülkeye ürün gönderdiklerini söylüyor, “25 yıllık geçmişimiz var. Çizgimizi ve kalitemizi bozmadan yolumuza devam ediyoruz. Hem iç piyasada, hem de yurtdışında İzmir’i en iyi şekilde temsil etmek için çaba sarf ediyoruz. İzmir’de bizim için üretim yapan 5 büyük fasoncumuz var” diyor.
TÜRK MALI ALGISINA MESAFE
En önemli ihracat pazarlarının Ortadoğu olduğunu belirten Gürcan Keskiner, son dönemdeki gelişmeler nedeniyle buralarda sıkıntı yaşandığına dikkat çekiyor. Özellikle Arap ülkelerinin bir dönem Türk malına karşı aşırı sempati varken, bugünlerde bu tablo değişmiş. Gürcan Keskiner, “Türk ürünlerine biraz mesafeli duruyorlar. Ama bunların aşılacağını düşünüyorum. Bize en yakın pazar, orası” diyor.
DAMATLARDA ATAKTA
Rabin, damatlıkta da oldukça iyi konumda. Gürcan Keskiner, bu alanda modayı belirleyen olduklarını, eskiden damatların düğünü bir siyah ceketle çözdüğünü, ama artık gelinler kadar şıklık yarışına dahil olduğunu aktardı. Takım elbise, damatlık, tek ceket, pantolon, gömlek, kaban gibi ürünleriyle her zaman fark yaratmaya çalıştıklarını söyleyen Gürcan Keskiner, ayakkabı, kemer, kravat, kol düğmesi gibi ürün ve aksesuarlarda da önemli bir marka olduklarını belirtiyor. Yeni yılın trendleri hakkında ipuçları da veren Gürcan Keskiner, “Siyah, beyaz, lacivert, gri gibi renkler yine gözde olacak. Gömlekte fit kesim modası bu sezon da devam edecek. Klasik erkek giyiminde renklerden çok modeller ön plana çıkıyor. Biz de sürekli olarak farkımızı ortaya koyacak modeller üzerinde çalışıyoruz” diyor.
MORAL BOZUKLUĞU GİYİME YANSIDI
Son gelişmeler nedeniyle insanların moralinin bozulduğuna dikkat çeken Gürcan Keskiner, şöyle devam etti: “Giyim ve gıda bir lüks. Moraller yerinde olduğunda en güzel yerde yemek yeniyor ve en şık elbiseler giyiliyor. Ama bugünlerde yaşanan olaylar nedeniyle moraller bozulunca giyime de yansıdığını gözlüyoruz.
DESTEK ŞART
Rabin’in Mimar Kemalettin Moda Merkezi’nden dünyaya açılan bir firma olduğunu anlatan Gürcan Keskiner, çarşının daha da güçlenmesi için de dernek olarak yoğun mesai harcadıklarını belirtiyor, şöyle diyor:
“Ama bizim kapasitemiz beli. Onun için hem STK’lardan, hem de yerel yönetimden çarşıya daha fazla destek olmalarını bekliyoruz. İzmir’in ve çarşının yükselen bir trendi var. Bunu daha yukarı taşımak için destek bekliyoruz. Bugün çarşıda binin üzerinde firma var. Zaman zaman şehrin merkezinde kalması da gündeme geliyor. Burası kentin rengi. Başka bir yere gitmesi mümkün değil. Ama üretim konusunda yeni bir OSB yapılması şart. Artık mevcutlarda yer yok” diyor.
O A’YA DÖNÜŞTÜ
* Gürcan Keskiner, İzmir’e yurtdışı bağlantılı direk uçuşların azlığından yakınıyor. Bunun artması halinde hem tekstil sektörünün hem de farklı sektörlerin gelişim trendinin artacağını savunuyor.
* Rabin Tekstil, toptan satış yapıyor. İzmir ve Ankara’da showroomları var. Bir yıl içinde ise İstanbul’da bir showroom açma planı var. Perakendede ise yer almak istemiyor.
* Firmanın isim süreci de hayli ilginç... İlk başta Robin olsun istenmiş. Ama o isim tescili olunca O, A’ya dönüşmüş ve Rabin olmuş.
* Bir dönem popüler dizilere sponsor olduklarını anlatan Gürcan Keskiner, çok iyi geri dönüşler aldıklarını, hatta bu diziler sayesinde bazı ihracat pazarlarının kapılarının açıldığını söylüyor. Dubai, bunlardan bir tanesi.
* Üretiminin yüzde 20’sini ihraç eden Rabin, Türkiye’de kendi alanında ilk 20’yi zorlayan bir marka.
Paylaş