Paylaş
HER şey o pinpon topunun kavanoza girmesiyle başlar. Yıl 1968... Bergamalı Kayalarlıoğulları kardeşler, İzmir Fuarı’nda ‘kavanozlara pinpon topu atışı’nda şanslarını dener. Ve ortanca kardeş merhum Coşkun Kayalarlıoğulları, son pinpon topunu kavanozdan geçirmeyi başarır. Ödülü ise süs balığı görünümlü iki dere balığıdır. İşte o balıklar ve şans oyunu, bir girişimin de ilk adımı olur. Kayalarlıoğulları kardeşler, iki balık ve bir akvaryum ile başladıkları hobileri, önce okul harçlıklarını çıkarma yolu ve ardından da 80’li yıllarda ise işleri olur. Ev ortamında başlayan tatlı su süs balığı üretimi, 1991’de Türkiye’nin hatta Avrupa’nın en büyük entegre üretim tesisine dönüşür. Bugün yaklaşık 100 çeşit ve aylık 80 bin süs balığı üretimiyle hala bu unvanını koruyan Ortadoğu Akvaryum (Ordas), bir yandan ithal ürünlerle bir yandan da bu hobiyi gözden düşüren teknolojik oyunlarla mücadele ediyor.
Ortadoğu Akvaryum, 1980’de Coşkun Kayalarlıoğulları öncülüğünde üç kardeş tarafından kurulmuş. Coşkun Kayalarlıoğulları’nın 2005’te vefat etmesiyle birlikte bugün işleri en küçük kardeş Cihan Kayalarlıoğulları yürütüyor. Ortam sıcaklığının 26 derece olduğu ve yoğun nemli bir ortamda Cihan Kayalarlıoğulları, bize Ortadoğu Akvaryum’un kuruluş öyküsünü, sektörün içinde bulunduğu atmosferi ve gelecekle ilgili planlarını paylaştı.
Pinpon topuyla gelen yatırım
Bir dönemin en popüler oyunlarından biri olan kavanozlara pinpon topu atışı yapmak için soluğu İzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda aldıklarını anlatan Cihan Kayalarlıoğulları, şöyle devam etti:
“O zaman üç atış, 25 kuruştu. Ben ve büyük abim karavana yaptık. Rahmetli küçük abim ise son pinpon topunu kavanozdan geçirmeyi başardı. Ödülü olarak ise iki dere balığı kazandı. O dere balıklarını alıp Bergama’ya getirdik. Buca’da yatılı ortaokulda okuyan Coşkun abim de bir akvaryum alarak geldi. Tabi orada renkli tatlı süs balıklarını görmüş. Bir sonraki hafta ise renkli süs balıkları getirdi. O balıklar üremeye başladı. 1 akvaryum, 20’ye çıktı. Abim ürettiğimiz balıkları Kemeraltı’nda satarak kendisine okul harçlığı yapıyordu. Daha sonra ise ODTÜ işletmeyi kazanarak Ankara’ya gitti. Giderken de akvaryumlarını da götürdü. Orada da yine okul harçlığını buradan çıkardı. 1978’de ben Ege Üniversitesi jeolojiyi kazandım. Yıl 1980’ni gösterdiğinde ise abimin yanına gittik. Orada üretime başladık. Ama kazancımız hep kiraya gittiğini görünce, memleketimize Bergama’ya döndük. Burada üretim yapmaya başladık. 1991’de ise daha büyük bir yerde üretim yapmak için yatırım kararı aldık. 18 dönüm üzerinde, 3 bin metrekare kapalı, 2 bin metrekare ise seradan oluşan tesiste 1995’te üretime başladık. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük tatlı süs balığı üretim yapan tesisi olduk. Bu unvanımızı hala koruyoruz.”
FIRINCILIĞA MI DÖNSEM?
1 akvaryumla başlayan öykü bugün 4 bin akvaryum ve 500 havuz ile devam ediyor. Üretim kapasitesi ise aylık 250 bin adet. Ama şu anda bu kapasitenin sadece 80 bini kullanıyorlar. Eskiden süs balığının bir değeri olduğunu anlatan Cihan Kayalarlıoğulları, 1990’lı yıllarda başlayan ithalatın kendilerini olumsuz etkilediğini dile getirerek, “Avrupa’nın en büyük süs balığı üreticisiyiz ama ithalatın ardından tırmalamaya başladık. Eskiden 30 kişi ile çalışıyorduk, bugün ise bu sayı yarıya düştü. Bizim baba mesleğimiz fırıncılık. Bazen düşünüyorum, bu işi bırakıp ekmek mi üretsem. Sonuçta daha karlı. Ama yolumuza devam ediyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da bayilerimiz var. Onların aracılığıyla tüm Türkiye’ye 24 saat garantili süs balığı gönderiyoruz” diyor.
OYUNLARA MAĞLUP OLDUK
Sektörün artık daraldığından dert yanan Cihan Kayalarlıoğulları, süs balığı yetiştiriciliğinin eski popülaritesini kaybettiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Hobilerin bir zirve noktası vardır. Sektörümüzün zirve noktasını da 1992-2000 yılları arasında yaşadık. Daha sonra ise düşüşe geçti. Bizim işimiz hobi ve lüks. Tabi lüks ama zengin zümreye hitap etmiyoruz. Hedef kitlemiz, işçi, memur, emekli ve öğrenciler. Öğrenciler, artık balık beslemek yerine cep telefonundan oyun oynamayı tercih ediyor. Eskiden bayramlarda toplanan harçlıklar bize geliyordu. Ama şimdi kapımızı çalan yok. Öğrenci kesimi böyle kaybettik. Diğer kesim ise ekonomik krizin kurbanı oldu. Isıtıcının fişinin çekiyorlar, elektrik faturası fazla gelmesin diye.”
İTHAL BALIKLA REKABET ZOR
Türkiye’de süs balığı yetiştirme hobisinin zirvede olduğu yıllarda aylık tüketim 1,5 milyon civarındaymış. Bugün ise bu sayı 300 binlere kadar gerilemiş durumda. Bunun 200 bini ise ithal… Bugün Türkiye’de kontrolsüz bir süs balığı ithalatının varlığına değinen Cihan Kayalarlıoğulları, “Doğadan topluyorlar ve çok kolay bir şekilde Türkiye’ye getiriyor. Denetim yok. Hastalıklı birçok tür Türkiye’ye geliyor. Burada da iyi balıklar Avrupa’ya kötüler Türkiye’ye geliyor. Bizim isteğimiz gelen balığın bir süre karantinada tutulması. Ama böyle olmuyor. Geldiği gibi pazara çıkıyor ve bir anda tüketicinin elinde ölüyor. Üstüne üstlük bizim balıkları da hasta ediyor. Bizim onlarla rekabet etme şansımız da yok. Bizim maliyetimiz 65 kuruşlarda, onlar ise doğadan topladığı için 15 kuruş” diyor.
KISA KISA
* Ortadoğu Akvaryum, 2010’a kadar Avrupa’ya, özelikle de Almanya’ya ihracat yapmış. Ama pazarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle şu anda sadece iç piyasaya ürün veriyor.
* Bugün yaklaşık 100 çeşit balık üreten Ortadoğu Akvaryum, albino türü balığı ıslah ederek Bergama albinosunu üretti. Kavun içi rengi olan bu türü vişne rengine çevirdiler.
* Ortadoğu ismi, abi Coşkun Kayalarlıoğulları’nın ODTÜ’te okumasından geliyor. Yeni Ortadoğu Akvaryum’da yetişen balıklar ODTÜ’lü…
Paylaş