Paylaş
Şoförlük de yapar, müteahhitlik de restorancılık da... Emre Akkent, süreç içerisinde işler istediği gibi gitmeyince kariyerine profesyonel olarak devam etme kararı alır. Bir balık yemi üreticisinde satış şefi olarak işe girer. Satış müdürlüğüne kadar yükselen Emre Akkent, daha sonra otel ve kahvehanelerde kullanılan çay makinelerinin bayiliğini alarak yeni bir kulvara adım atar. Burada gördüğü olumsuzluklar yeni bir fırsatın da kapısını aralar. Emre Akkent, sudaki kireci arındıran arıtma cihazlarının üretimine başlar. Bir yandan arıtma alanında büyüyen Emre Akkent, eşiyle de güzellik merkezi açarak faaliyet alanını genişletir. Ancak, medeni durumdaki değişiklikle yine ana işine odaklanan Emre Akkent, 2016’de kendi markasıyla tekrar güzellik merkezi sektörüne geri dönüş yapar. Bugün Dr. Well Barcelona ile İzmir’de 5 noktaya ulaşan Emre Akkent’in gündeminde hem bir okul hem de kendi markasıyla kozmetik üretimi var.
EMRE Akkent... Gıdadan inşaata birçok sektörde edindiği deneyimlerle adım attığı işlerde farkındalık yaratmayı kendine amaç edinen ve yaşadığı olumsuzluklara rağmen pes etmeyen bir iş insanı. Ağırlıklı kadınların hakim olduğu güzellik sektörüne erkeklerin de ismini yazdıran bir girişimci. Dr. Well Barcelona’nın kurucusu Emre Akkent ile hem girişimcilik serüveni hem de geleceğe dair hedeflerini konuştuk. Öğretmen anne ile müteahhit babanın çocuğu olarak 1979’da İzmir’de dünyaya gelen Emre Akkent, hikayesine şöyle devam etti:
BABASININ ŞOFÖRÜ OLDU
“Ticaretin içinde büyüdüm. 5 yaşından itibaren de inşaatlara gitmeye başladım. Çivileri düzelterek kendimce bir katkı koymaya çalışıyordum. Başarılı da bir öğrenciydim, ama müzik öğretmenimin 10 yerine 9 vermesiyle takdir yerine teşekkür alınca bir küskünlük başladı. Aslında küçüklüğümden beri ticarete karşı büyük bir merakım vardı. Paralarımı ütülerdim. ‘Paraya saygı duyarsan o da sana gelir’ gibi bir mantığım vardı. Ailem izin verseydi çok küçük yaşta limon satarak ticarete atılacaktım, ama olmadı. Eğitimden ziyade biran önce ticarete atılmak istiyordum. Liseyi bitirdiğimde babam bana ne yapmak istediğimi sordu. Dilersem beni okutabileceğini söyledi. Ama ben çalışmak istediğimi söyledim. Ve kendi rızamla 19 yaşımda babamın şoförlüğünü yaparak ilk adımı attım.”
BU İŞİN GELECEĞİ YOK
Babasının gölgesi olan Emre Akkent, her toplantıya katılır. İyi bir gözlem ve deneyim sürecinin ardından babası Emre Akkent’e inşaat şirketi kurar. “O dönem odaya kayıtlı en genç müteahhit unvanı aldım” diyen Akkent, o süreci şöyle anlattı:
“16 adetlik bir depo inşaatı ilk işimdi. Bu sürede babam işlerini çok büyümüştü, ama 2001 öncesi yüklü bir kredi çekmişti. Yani krize büyük borç yüküyle girdi ve iflas etti. Ben işlerimi başarıyla tamamlasam da bu sektörde devam etmeme kararı aldım. İnşaat sektörünün ardından kuzenimle birlikte ocakbaşı mantığıyla restoran açtık. Restoran devam ederken bir akrabamız bu işin geleceğinin olmadığını, üniversite okumam gerektiğini söyledi. Benim de zincir yaratma gibi hayallerim vardı. Ama kuzenimle fikirlerim uyuşmadı ve 1 yılın ardından ortaklık son buldu. Ben de akrabamızı dinledim ve üniversite sınavına girip 24’ümde Ege Üniversitesi Su Ürünleri’ni kazandım. İkinci sınıfta ise balık yemi üreten arkadaşımdan iş teklifi aldım. Bu kez okulu yarıda bırakıp satış şefi olarak kariyerime yön verme kararı aldım. Satış müdürlüğüne kadar yükseldim.”
‘BU İŞ TUTMAZ’ DEDİLER
Kariyer basamaklarını birer birer çıkan Emre Akkent, profesyonel iş hayatında da uzun süre kalmaz. “Bir kuzenim otel ve kahvehanelerde kullanılan çay makinelerinin imalatına başlamıştı. Bu kez bir iş teklifi ondan geldi. Üç yıllık profesyonel hayattan sonra bu kez de çay makinelerinin Ankara bayiliğini aldım. Ama o iş öyle göründüğü değilmiş. Satıcıların bir takım usulsüzlüklerini görünce bu işi de bırakma kararı aldım. Ama çay makinelerinde sudaki kireci arındıran arıtma cihazları dikkatimi çekmişti. İzmir’de bunları üretmeye başladım. Zaman içinde daha büyük arıtma işleri gelmeye başladı. Üretimin yanında tezgahaltı arıtmaların da satışını yapıyordum. 2010’da evlendim. Eşim İstanbul’dan İzmir’e gelince bu kez onunla yeni arayışlara girdik ve karşımıza güzellik merkezleri çıktı. ‘Bu iş tutmaz’ söylemlerine rağmen fırsat sitelerini kullanarak çok önemli başarılara imza attık. Süreç içinde boşanınca o iş kolu eşimde kaldı. Ben ise arıtma alanında yoluma devam ettim. Tabii, o arada bir de yine restorancılığa geri döndüm. İzmir Kemeraltı’da köfteci açtım. Bu kez ‘tuttu’ dedim ve ikinci şubeyi de açtım, ama o bizi aşağı çekti. Ve bir süre sonra da bu alandaki işlerimi devrettim. Yine rahat durmadım ve bu kez meyhane açtım. Ama o sektörün de bana göre olmadığını gördüm. O sektörden de çıktım. Arıtmanın yanında yeni arayışlara girdim, karşıma yine güzellik sektörü çıktı. Eski eşimden izin alarak kendi markamla güzellik merkezini 2016’de İzmir’de açtım” diyerek Dr. Well Barcelona’nın kuruluşu sürecini paylaştı.
SIRADA OKUL VAR
FRANCHISE modeliyle büyüdüklerini dile getiren Emre Akkent, “Şu an İzmir’de 5 şubemiz var. Bunların bazılarına ben de ortağım. Bize her hafta ortalama 2 tane franchise talebi geliyor. Ama bizim her yerde olmak gibi bir derdimiz yok. Sistemimiz hazır, ama kalifiye eleman ayağında sıkıntı var. Bu sıkıntıyı gidermek adına bir estetik okulu kurmayı hedefliyoruz” diyerek, okulda da farklı bir sistemle fark yaratacaklarını paylaştı.
KOZMETİKTE DE
KENDİ MARKASI
ESTETİK merkezleri ayağında sürdürülebilir bir büyümeyi hedeflediklerini dile getiren Emre Akkent, gelecekte kozmetik alanında kendi markalarını yaratma planlarının bulunduğunu belirterek, “Kendi markamızla kozmetik ürünlerimizi üretmek istiyoruz. Formüller hazır. Ambalajlarımızın siparişlerini de verdik. Serum ve krem olarak iki grupta ürünlerimiz olacak. Yakında satışa girecek. Şu an fason ürettiriyoruz, ama hedefler arasında kendi tesisimizi de kurmak var. Bir diğer plan ise bu markayla global pazara çıkmak” diyor.
KISA KISA
* Güzellik merkezlerinde kadınların hakimiyetine dikkat çeken Emre Akkent, “Ben sektöre erkek gözüyle yeni bir bakış açısı getirdiğime inanıyorum” diyor.
Paylaş