Fason üretimle değil kendi markasıyla dünyaya açıldı

NEVRESİM… Yorgan ve battaniye gibi örtülerin üzerine geçirilen ev tekstili ürünü olarak biliyoruz. Temizlik açısından geçtiğimiz yüzyılın önemli buluşlarından biri olan nevresim aynı zamanda milyar dolarlık bir ekonomik değer ve binlerce kişiye de iş kapısı. Yarım milyar dolarlık dövizi de Türkiye’ye kazandıran önemli bir sektör. Küçük yaşlarda çalışma hayatına adım atan, hukuk eğitimi almasına rağmen kariyerine ticaret alanında yön veren Nuri Turgut da nevresim sektörünün büyümesine gönül vermiş bir iş insanı. ‘Cottonbox’ markasıyla bugün 61 ülkeye ihracat yapan Turgut’la kariyer yolculuğundan geleceğe dair planlarına kadar birçok konuyu konuştuk.

HUKUKTAN TİCARETE

Devlet memuru bir babanın en küçük çocuğu olarak 1964 yılında Kayseri Felahiye’de dünyaya ‘merhaba’ demiş Nuri Turgut… Babasının görevi nedeniyle Anadolu’nun çeşitli kentlerinde bulunmuş ve ortaokul döneminde de tayinle  Ankara’ya gelmiş. Savcı babası gibi üniversite eğitimine hukuk alanında devam etmiş. Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Nuri Turgut, avukatlık stajını yaptıktan sonra kendine; ‘Hayatıma bu alanda mı devam etmeliyim?’ sorusunu yöneltmiş. Çünkü ilkokuldan itibaren arta kalan zamanlarını çalışarak değerlendiren, pazarcılıktan tezgahtarlığa çeşitli işlerde deneyim kazanan, üniversite yıllarında pazarlamacılık yapan Nuri Turgut, tüm bunları ise Cumhuriyet savcısı bir babanın gölgesinde hayata geçirmiş. Babasının emekliliği sonrasında birlikte bir avukatlık bürosu açma planları yaptıklarını söylüyor Nuri Turgut ve ekliyor:

İLK ADIM BORÇLA OLDU

"Askere gidip geldim. Sonra babama; avukatlık yapmak istemediğimi, ticaretle kariyerime yön vermek istediğimi söyledim. O süreçte de ağabeyim manifatura şirketinde küçük hissedardı. Devlet memuru bir babanın bize sermaye vermesi de mümkün değildi. Senetle, borçla ben de sürece katıldım. Tabii annemin babası, yani dedem ve anneannem Denizlili. Annem, evin tek çocuğu olunca onları yalnız bırakmamak adına biz de Denizli’ye taşınmıştık. Ağabeyimle birlikte manifaturacılık serüvenimiz Denizli’de 1989’da başlamış oldu. Sermayesiz iş yapmanın oldukça zor olduğu dönemlerdi. Eteklik, pantolonluk, gömleklik ya da döşemelik kumaş gibi işlerle uzun bir süre uğraştık. 90’lı yıllarda artık manifatura işinin reytinginin düşmeye başlamasıyla, ev tekstiline yönelmeye başladık. İhracat fazlası kumaş ve dikili ev tekstili ürünlerinde, ülkenin önde gelen firmalarının bayiliğini yaparak geçen 12 sene sonucu Sümaş Tekstil olarak isim yaptık.”

İSMİNİ İLK ÜÇE YAZDIRDI

Hem ticaret yaptıkları firmalardan hem de kendi ticari kültürlerinden edindikleri tecrübeyle Nuri Turgut, bir süre sonra ağabeyiyle birlikte ev tekstili alanında markalaşma kararı almış. Ve 2009’da Cottonbox markası doğmuş. 5’er yıllık planlamayla ev tekstili sektöründe yeni bir sürecin fitili ateşlenmiş. Nuri Turgut, ilk günden itibaren fason üretimle bir yere varılmayacağı düşüncesiyle markalaşmanın gerekliliğine odaklanmış. Turgut, “Biz katma değere odaklandık. Tasarımı, konfeksiyonu bize ait olan ve stok taşıyabilecek bir marka planlaması yaptık. Hiçbir şey kolay olmadı. Önce Anadolu’yu karış karış gezerek, neden bizi tercih etmeleri gerektiğini anlattık. Ticarette paranın bir araç, esas unsurun insan olduğu bilinciyle; ‘güven-istikrar-saygı temelli firma ve marka yapılanmasına gittik. Süreç içinde ağabeyim sağlık durumları nedeniyle iş hayatında çekildi. Yoğun çalışmaların ardında da Cottonbox’ı hem Türkiye’de hem de yurtdışında sektörünün önemli bir aktörü haline getirmeyi başardık. Sektörümüzde adımızı ilk 3’e yazdırdık” diyor.

 HEM MAĞAZA

HEM DE YENİ ÜLKE 

NURİ Turgut, yılda 1,5 milyon adet üretim yapan Cottonbox’ın her yıl ortalama yüzde 20 büyüdüğünü söylüyor ve markanın gelecek planlarıyla ilgili şu bilgileri paylaşıyor:  “61 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yurtiçinde ise bin 500’ü aşan bayi sayısına ulaştık. Markalı ihracat vizyonuyla dünyanın dört bir köşesine ulaşmayı ve ihracat ağını daha da genişletmeyi hedefliyoruz. 2024’te Güney Amerika, Batı Afrika ve Batı Avrupa ülkelerine de girmeyi planlıyoruz. Üretimin yüzde 60’ını iç pazara, yüzde 40’ını ise ihracata ayırıyoruz. Yurtdışında bayilerimiz kanalıyla bizim ismimizi taşıyan mağazalar da var. Gelecekte bunu kendimiz de yapmak istiyoruz. Burada da öncelik iç piyasa. Online pazara yönelik de yeni bir marka çalışması içerisindeyiz. Ağırlıklı nevresim takımının yanı sıra havlu, bornoz grubu da ürün desenimizde. Gelecekte buna ev dekorasyon ürünlerini de eklemek istiyoruz.”

YAPAY ZEKAYLA

KOLEKSİYON

HAZIRLADILAR

DİJİTALLEŞME yatırımlarıyla geleneksel iş modellerini çağdaşlaştırarak, gelecekteki dönüşüme hazırlandıklarını anlatan Turgut, “Rekabetin yoğun olduğu bir sektörde faaliyet gösteren bir şirket olarak, dijitalleşmeye yönelik yaptığımız çalışmalarımızla yenilikçi kimliğimizi güçlendirmeyi, katma değer yaratmayı, verimliliğimizi ve rekabet hızımızı artırmayı hedefliyoruz. Ev tekstili sektöründe yenilikler konusunda lider markalardan biri olmak, gelecekteki dönüşüme hazır olmak için dijitalleşmeye yönelik ilk adımlarımızı attık. Sektörde ilk yapay zeka koleksiyonunu yaparak NFT çıkardık. Önümüzdeki süreçlerde yapay zekanın tüketicilere yönelik dijital temas ve deneyim aracına dönüşeceğine inanıyoruz. Ürün tanıtımı, pazarlanma, satış ve veri analizi gibi pek çok iş sürecinde kullanılabilecek bir yapısı var, tabii ki bunu da değerlendireceğiz. Bugünden geleceğe uyum sağlamak, tüketici alışkanlıklarına gelişen teknolojisiyle birlikte pozisyon almak adına bu dünyada da varlık göstermek bizim için önemli adım oldu. Mevcut ve gelecekteki müşterilere bir yatırım olarak bir vizyon ortaya koyuyoruz” diyor.

ÇEVRE DOSTU MARKA MİSYONU

“SÜRDÜRÜLEBİLİR yaşam” inşa etme bilinciyle doğa dostu tasarımlara imza attıklarını ve ev tekstilinde sürdürülebilirliğe vurgu yaptıklarını ifade eden Nuri Turgut, “Üretimden tasarıma kadar tüm süreçleri çevre dostu marka kimliğiyle yürütüyoruz. Yeni fabrikamızı da ‘yeşil bina’ olarak hayata geçirdik. Yağmur sularının ve depoda biriken gri suların geri dönüşümünü sağlayarak sürdürülebilirliğe katkı sunuyoruz. Sürdürülebilirlik politikası çerçevesinde dünyanın ekolojik dengesine katkıda bulunmak ve karbon ayak izini azaltmak için harekete geçen Cottonbox, çatı GES projesi ile yenilebilir enerjiye yatırım yapmayı planlıyor. Ürünlerini ise geri dönüştürülmüş pamuk ve pes ipliği kullanarak hazırlayan Cottonbox, her sektörde olduğu gibi ev tekstilinde de sürdürülebilirlik kavramının artık vazgeçilmez hale geldiğinin altını çiziyor” diyor.

KISA KISA

* Bir yandan ikinci kuşakla birlikte işini büyütmek adına çalışan Nuri Turgut, öte taraftan da sivil toplum örgütlerinde de aktif görev alıyor. Turgut, Denizli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanlığı görevini yürütüyor.

* Rekabetin en yoğun olduğu ve karlılıkların düşük seyrettiği sektörlerden birinde faaliyet gösterdiklerine dikkat çekiyor Nuri Turgut, “Bu dezavantajı katma değerli üretim ve marka yatırımlarıyla pozitif noktaya taşıyarak, istikrarlı bir büyüme sağlıyoruz. Türkiye’de ev tekstili sektöründe gerek know how, gerekse üretim kapasitesi ve altyapısı olarak oldukça güçlü olmasına rağmen marka yatırımları yapılmadan, fason üretim yaklaşımıyla hareket edildiği için katma değer üretilemiyor ve rekabette geride kalınıyor. Sektörün ortaya koyması gereken vizyon kaliteli üretim, markalı ihracat ve inovasyon odaklı tasarım olmalı. Cottonbox’ın başarısı da bu temel unsurlardan vazgeçmemesinden geliyor” şeklinde konuşuyor.