Paylaş
Ali Deniz, bu mantıkla meslek lisesinin yolunu tutar. Staj dönemlerinde gördüğü ortamlar nedeniyle Ali Deniz, düne kadar hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversiteden başka kurtuluşun olmadığına karar verir. Sıkı bir çalışmayla tıp fakültesini kazanır ve doktor olur. Tarih 2005’i gösterdiğinde ise radikal bir kararla memurluktan istifa eden Ali Deniz, dört ortaklı bir yapıyla hastane kurmak için kolları sıvar. Ali Deniz, sağlık sektörünün yoğun temposu nedeniyle 2016’da makas değiştirir. Deniz, sağlıktan Zübeyde Hanım Eğitim Kurumları ile eğitim sektörüne geçer. Bir yıl gibi sürede 4 noktaya ulaşan Ali Deniz, İzmir’de beş kurum daha açma hedefiyle yoluna devam ediyor.
ALİ Deniz... Tüm maddi imkansızlıklara, zor hayat koşullarına rağmen engelleri birer ikişer aşarak hedefine ulaşan bir girişimci. Çalışma hayatına ilk adımını sağlık alanında atan ve bugün yoluna eğitim sektörüyle devam eden Zübeyde Hanım Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Deniz ile hem girişimcilik öyküsünü hem de gelecekle ilgili planlarını konuştuk. 1973 İzmir doğumlu Ali Deniz, liseye kadar hayatının Menemen’de geçtiğini söylüyor. Babasının bir fabrikada, annesinin ise mevsimlik işçi olarak çalıştığını söyleyen Ali Deniz, hikayenin devamını şöyle aktardı:
ANNESİ KOLYE VE KÜPESİNİ SATTI
Ailemin maddi durumu çok iyi değildi. Ben de ev ekonomisine katkı olması ve bir meslek edinmek adına ilkokuldan itibaren çalışmaya başladım. Liseye kadar demirciden lastikçiye, dökümcüden sıhhi tesisata kadar birçok işte çalıştım. Gelecek adına garanti meslek olsun diye de meslek lisesinde elektrik bölümüne gittim. Bu kez de elektrik odaklı stajlarla yola devam ettim. İmkansızlıklar nedeniyle üniversitenin hayalini bile kurmuyordum. Ama ailem o dönem varını yokunu ortaya koydu, annem kolyesini ve küpesini satıp beni dershaneye yazdırdı. İşte kaderim orada değişti. Nasıl olduysa deneme sınavı sonrası en iyi sınıfa düştüm. Sağımda fen, solumda Anadolu lisesinden çok iyi öğrenciler vardı. Ayrıca staj yaptığım ortamları da düşününce tek çıkışın üniversite olduğunu karar verdim ve sıkı bir çalışma içerisine girdim. Ve 90’da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım.”
MEMURLUKTAN İSTİFA ETTİ VE...
Annesinin çalıştığı iş yerinde toplanan parayla üst baş alıp Bursa’nın yolunu tutan Ali Deniz, “Tıp fakültesini kazanmıştım, ama kitap alacak imkanım yoktu. O dönem yine annemin iş yerinde çalışan birinin tıp fakültesinde okuyan oğlu trafik kazasında vefat etmişti. Onun kitaplarıyla okudum. Üniversitenin ardından kurayla pratisyen hekim olarak tayinim Tunceli Nazimiye’ye çıktı. Terörün en şiddetli olduğu yıllardı. İstifa etmeyi bile düşündüm. Tıpta Uzmanlık Sınavı’na girdim ve İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz’ı kazandım. 4 yıllık asistanlığın ardından mecburi hizmete Doğubeyazıt’a gittim. Beş yıllın ardından da radikal bir kararla memurluktan istifa ettim. Dört ortaklı bir yapıyla İzmir’de tıp merkezi kurmak için yola çıktık. Ama bu yapı küçük bir hastaneye dönüştü” diyerek özel hastanenin hizmet vermesiyle de yeni bir sürecin başladığını aktardı.
AYAKKABILAR KARIŞINCA TAMAM DEDİ
2007’de 30 yataklı 90 personeli olan hastaneyle yola çıktıklarını ifade eden Ali Deniz, 9 yıl içinde personel sayısında 325’e yatakta ise 107’e ulaştıklarını anlatarak, “Ama ilk yola çıktığımız günden bugüne karlılıklar çok düştü. Sektörün adı özel, ama kamulaştırılmış bir yapı var. Her şeye Ankara karar veriyor. Yıpratıcı bir hal var. Ne zaman ki, bir ayağıma beyaz, diğerine de kırmızı ayakkabı giyip işe gittim, o zaman bu sektörün vadesinin dolduğunu düşündüm. O dönemde de sağlığa yakın olan eğitimde yükseliş dikkatimi çekiyordu. 2015’te sektörü tanımak adına bir okula ortak oldum. 2016’da ise hastaneyi satarak sağlıktan çıkıp, yola eğitimle devam etme kararı aldım. Üç ortaklı yapıyla Zübeyde Hanım Eğitim Kurumları’nı kurduk. Buca Kampusü ile Tınaztepe ve Merkez Anaokulu ile sektöre giriş yaptık. Bu eğitim döneminde de Bornova Kampusü’nü açıyoruz” diyerek eğitimde geldikleri son noktayı paylaştı.
GÜVEN YOKSA BİTERSİNİZ
SAĞLIK ve eğitimin birbirine çok yakın sektörler olduğuna dikkat çeken Ali Deniz, “Her iki sektörde de güven önemli bir detay. Güven yoksa, ne hasta size kendini ameliyat ettirir, ne de yüzde 100 burs verseniz bile, veli öğrencisini emanet eder. Şu an birçok alandan eğitime yatırım var. Biz hassas bir sektörden gelmenin avantajını kullanıyoruz. Burada risk daha az ve işletmesi sağlığa göre daha kolay. Bu artılarla iddialı bir başlangıç yaptık. 2 Mayıs 2016’da Buca’da temeli attık. 110 günde bina bitti ve 550 öğrenciyle eğitim-öğretim başladı. İki anaokulunu bünyemize dahil ettik. Şimdi Bornova geliyor. Toplamda 2 bin 500 kontenjanlı bir yapı olacağız” diyor.
TEKNİSYEN ALİ OLABİLİRDİM
GELECEK planlarını da anlatan Ali Deniz, “İzmir’de 5 kurum daha hedefliyoruz. Karşıyaka, Yeşilyurt ve İzmir’in kuzey aksı, ilk etapta hedef bölgelerimiz. Bize franchise talepleri geliyor, ama bunun için kurumun oturması gerekiyor. Özellikle farklı kentlerde bulunan doktor arkadaşlarımdan ciddi talepler alıyoruz. Belirli bir olgunluğa geldiğimizde bu tip taleplere yanıt vereceğiz. Sonuçta güçlü bir mesaj ve isimle yol alıyoruz. Bunun hakkını vermek gerekiyor. Ben bugün elektrik teknisyeni Ali de olabilirdim” diyerek zor şartlardan geldiği için kontrollü büyümeyi tercih ettiğini söyledi.
İŞİN SIRRI TEMİZ YAKLAŞIM
ALİ Deniz, aslında Ege’nin pek de alışık olmadığı ortaklık kültürüyle işlerini büyütüyor. Ali Deniz, “İyi bir ortak, yoldaş, yol arkadaşı bulursanız çok kıymetli. Ama isabetli bir ortaklık değilse de büyük dert. Ben bu konuda şanslıyım. Aynı dili konuştuğum kişilerle ortaklık yapıyorum. Hem hastane hem okulda bu hisle hareket ettim. Felsefem ise ortağa karşı her zaman temiz ve şüphe doğurmayacak bir yapıyla davranmak. Her ne kadar yazılı kurallar olsa da bunu yaşamak ve yaşatarak uygulamak daha önemli. Ben hep büyük ortak oldum. Eğitimde de bu böyle. Diğer iki ortak, yatırımcı düzeyinde” diyor.
KISA KISA
* İddialı bir isimle sektöre adım attıklarını söyleyen Ali Deniz, “Bin 500’ün üzerinde isim düşündük. Bizim istediğimiz isimlerin çoğunun da patenti alınmıştı. Anlamlı bir isim arayışı sırasında bir öneri olarak Zübeyde Hanım çıktı. Güldük geçtik. Çünkü böyle bir ismin eğitimde patentinin mutlaka alınmış olduğunu düşündük, ama şanslı çıktık” diyor.
* Benim bir gönül borcum aslında. Bugün geldiği noktada eğitimin önemli bir faktör olduğunu ifade eden Ali Deniz, gönül borcunu ödemek adına da bu sektöre yatırım yaptığını söyledi.
Paylaş