Bu daha başlangıç devamı çok yakında

İzmirli Megapol Group da stratejisini bu felsefeye göre belirleyenlerden. Megapol yıla hızlı bir başlangıç yaparak 3 proje birden hayata geçiriyor. Projelerden ikisi Gıda Çarşısı’nın olduğu bölgede, diğeri ise Urla’da... 3 projenin toplam değeri 260 milyon dolar. Önümüzdeki yıllarda daha büyük projelere imza atmaya hazırlanan Megapol Group’un gündeminde yurtdışı da var.

MEGAPOL Group her ne kadar son dönemde özellikle ‘Yeni Kent Merkezi’nde yaptığı yüksek yapılarla adından söz ettirse de artık gayrimenkulde iki ayrı kulvarda yürüyor. Firma kent içindeki yüksek yapıların yanına düşük yoğunluklu ve 12 ay yaşamın olduğu villaları da ekledi. Birkaç yıl devam eden sessizliğini ‘Megapol Urla’ ile bozan ve burada bir başarı öyküsüne imza adan Megapol Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Selim Gökdemir’le hem yeni projeleri, hem de İzmir’i konuştuk.

Urla’ya ikinci proje yaza

“Biz insanların ihtiyaçlarını doğru tespit etmeye çalışıyoruz” diyen Gökdemir, sadece yüksek binalar yapmak yerine, ulaşım imkanı rahat olan, konforlu yaşam alanları oluşturmaya çalıştıklarını paylaştı. Selim Gökdemir, “Dünyada bir değişim yaşanıyor. Eskiden gayrimenkulün değerini konumu belirliyordu. Bunun yerini şimdi ulaşım ve erişim aldı. Bu yoksa proje cazip değil. Biz de stratejimizi buna göre çiziyoruz. Megapol Urla’da bu stratejiyle yaptığımız 128 villayı sattık ve yaşam başladı. Sosyal tesislerimiz bu sezon açılıyor. Tam bir başarı hikayesi yarattığımız bu projenin ardından şimdi bu konseptle Urla’da yaz ayında ikinci projemiz Megapol Country’e başlayacağız. Toplam 75 villa yer alacak” bilgisini paylaştı.

Yedinci kule Çarşı Kule

Villa projelerinin yanında şehir merkezinde kule yapmaya da devam ettiklerini aktaran Gökdemir, bunun yansımasının ise 7’nci kuleleri olan ‘Megapol Çarşı Kule’ olduğunu ifade etti. Hilal ve Halkapınar metro istasyonlarına yürüme mesafesinde olan Çarşı Kule’nin 24 kattan oluştuğunu belirten Selim Gökdemir, “Karma bir proje. Ofis de var, konut da... Tabii konutlar büyük metrekareli olmayacak. Yoğun iş temposu nedeniyle şehirde yaşayan kitleyi hedef aldık. Binanın girişinde mağazaların yer alacağı bir yapı var. Bu projenin farkındalığı ise kongre ve toplantı salonları. Kongre salonumuz 300 kişilik. Toplantı salonlarımız ise daha küçük gruplara yönelik. Bu önemli. Çünkü hemen hemen tüm şirketlerin seminer ve toplantı ihtiyacı oluyor. Bunu kendi bünyesinde çözmek ise bir maliyet. Biz makul bir ücretle şirketlerin kullanıma sunacağız. Kafe ve restoran da bulunacak. Çarşı Kule’yi 2017 sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Şu ana kadar projenin 3’te birini sattık. Bu ne kadar doğru bir projeye imza attığımızın göstergesi. Metrekare fiyatlarımız şu an 2 bin dolar civarında. Proje tamamlandığında bunun 3 bin doları geçeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

TİYATRO SALONU DA VAR KLİNİK DE
Bu yıl hayata geçirmeyi planladıkları bir diğer projenin de ‘Çarşı Kule’ ile aynı bölgede yer alan ‘Megapol City’ olduğunu söyleyen Selim Gökdemir, şu bilgileri paylaştı: “36 ve 37 katlı iki kuleden oluşuyor. Bu iki kulenin arasında da 300 metre uzunluğunda bir cadde yer alacak. Kulelerin birinde ofisler, diğerinde konut yer alacak. Tabii bununla sınırlı olmayacak. Öğrenci yurdu, tiyatro salonu, spor kompleksi, klinik bunlardan sadece bazıları. Biz 7 / 24 yaşayan bir proje olsun istiyoruz. Bu projeyi 10 yılda geliştirdik. Yıl sonunda başlayacağız.”

MEGAPOL İZMİR 2018’DE
İzmir’in geleceğine inandığını söyleyen Selim Gökdemir, 7 yıl içinde kentin hızla büyüyeceğini ifade ederek, “İzmir, Türkiye’nin en iyi yatırım yapılacak kenti. Bütün analizler bunu gösteriyor. İstanbul ve Ankara gelişti, ama üretim fazlası var. Şimdi rota İzmir’e çevrildi. Önümüzdeki yıllarda sektör daha da canlanacak. Biz de buna göre hareket ediyoruz. Mevcut projelerin dışında 2018’de de ses getirecek işlere imza atacağız. Bunlardan biri Gaziemir’de planladığımız ‘Megapol İzmir’. Bunun devamı gelecek” dedi.

İZMİR’İN MERKEZİ DEĞİŞİYOR
İzmir’in 24 saat yaşayan bölgelere ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Selim Gökdemir, çarpıcı bir tespitte bulundu: “Alsancak ölüyor. Bornova, Karşıyaka, Hatay, Buca ya da Güzelyalı’da ise hareketlilik var. Nedeni ise Alsancak’ın iş merkezleriyle sarılı olması. Onun için artık her şeyin bir arada olduğu projelere ihtiyaç var. Yeni Kent Merkezi’nin Bayraklı tarafında bu başladı ama asıl hareketlilik Konak kısmında, yani liman arkası ve Halkapınar’ın çevresinde olacak. İleride yeni Konak hem mevcudun, hem de Bayraklı’nın önüne geçecek.”

BÖLGESEL LİGİN LİDERİ OLALIM
Bugün İzmir’in rakibinin İstanbul olmadığını ifade eden Selim Gökdemir, İstanbul’un küresel ligde yer aldığını, İzmir’in ise hedefinin bölgesel lig olması gerektiğini belirtti. Gökdemir, “İzmir, Akdeniz’in çekim merkezi olabilir. Bunun için çaba göstermek gerekiyor. Bu potansiyel var. Akdeniz’in en cazip kentiyiz. O zaman Yunanlı, İspanyol, İsrailli ya da Kuzey Afrikalı buraya gelir. Bu hedef için bir an önce hayata geçmesi gereken ise direkt dış hat uçuşu” ifadesini kullandı.

İSPANYA’YA YAKIN MARKAJ
Gayrimenkul ve inşaatın yanı sıra enerji ve sanat alanında da faaliyet gösterdiklerini hatırlatan Selim Gökdemir, “Yenilenebilir enerjide çalışmalarımız sürüyor. En son Dikili’de 5’inci kuyumuzu açtık. Buradan elektrik üretmeyi planlıyoruz. Sanatta ise hamlelerimiz var. Anadolu Apartmanı’yla ilgili son kararımız tarih müzesi. Sanatta istediğimiz sonuçları alamadık ama öğreniyoruz. Gelecek vaat eden sektörleri inceliyoruz. Gayrimenkulde ise yurtdışında da çalışıyoruz. Akdeniz çanağına bakıyoruz. Burada da İspanya yakın markajımızda” bilgisini paylaştı.

KISA KISA
* Megapol Urla’da yer alan restoranın bu sezon açılacağını paylaşan Selim Gökdemir, burada İzmirlilere ekonomik balık seçeneği sunacaklarını söyledi.
* Gökdemir, İzmir’in yerli sermayesinin yatırım konusunda risk almadığını savunarak, “Eğer bu böyle devam ederse ulusal ve küresel sermaye gelip kenti satın alır. Her şey değişir” uyarısında bulundu.
* Selim Gökdemir, ulusallık kavramının yok olduğu, global ve yerelin ön plana çıktığına dikkat çekerek, “Bu felsefede İzmir çok şanslı. Çünkü şirketin merkezinin İstanbul’da olmasına gerek yok. Yaşam kalitesi yüksek ve maliyetlerin uygun olduğu İzmir’e gelecek” tezini savundu.