Paylaş
ŞU bir gerçek ki tüm dünyada olduğu gibi bizde de kadınların iş gücüne katılım oranı çok düşük. Rakamları tekrar tekrar yazmaya gerek. Ama bazı sektörlerde oranlar çok daha aşağılarda. Demir çelik bunlardan biri… Tabii bu tabloyu tersine çevirenler de yok değil. Özlem Bakırel de bunlardan biri. Kardemir Çelik’in ikinci kuşak temsilcilerinden Bakırel, erkek egemen sektöre kadının ismini ‘çelik’ gibi yazdıran biri… Bir yandan şirketin büyümesi için emek veren bir yandan da demir çelik sektöründe ‘kadının’ görünürlüğünde rol model olan Özlem Bakırel’le Kardemir Çelik Sanayi A.Ş.’nin hikayesinden kendi kariyer yolculuğuna, sektörel gelişmelerden gelecek planlarına birçok konuyu konuştuk.
ŞEKERDEN DEMİR ÇELİĞE
1945’te orta halli bir ailenin 6’ncı ve en küçük çocuğu olarak dünyaya gelen Nevzat Karalp, 1960’ların başında baba mesleği olan şeker-lokum imalatı ve ticaretine yönelmiş. Ama tarihler 1968’i gösterdiğinde radikal bir kararla ticaret hayatında değişme gitmiş. Hiç bilmediği bir konu ve apayrı bir dal olmasına rağmen demir-çelik sektörüne rotasını çevirmiş. Denizli’de günde 2 ton kapasiteli küçük bir işletmede yeni bir süreç başlamış. Özlem Bakırel, hikayenin devamını şöyle anlatıyor:
10 KİŞİ 2 BİN KİŞİYE DÖNÜŞTÜ
"10 kişiyle yola çıkmış. Bilinmeyen sektörde, dönemin koşullarında işler hiç de kolay olmamış. Ama mücadeleyle dikenli yolların ardından beli bir noktaya gelinmiş. Tarihler 1986’yı gösterdiğinde Denizli’de profil fabrikamız 1 adet üretim hattıyla yapısal çelik üretimine başladı. Süreç içinde Denizli’nin ardından faaliyet alanına İzmir de eklendi. 1997’de Aliağa’da profil fabrikamız faaliyete geçti. 2001’de de bir diğer şirketimiz olan Kar-El Demir Tel kuruldu. Denizli’de küçük bir işletmeyle başlayan hikaye bugün 2 bine yakın çalışan ve iki kentte 7 adet üretim tesisi bulunan bir yapıya dönüştü. Denizli’de profil, İzmir’de ise profil, çelikhane, filmaşin-inşaat demiri, hava ayrıştırma ile karbon tesislerimiz bulunuyor. Bugün çeşitli endüstriyel sektörlere yüksek kaliteli çelik ürünleri sağlıyoruz. Kütük demir, filmaşin ve inşaat demiri üretiyoruz. Yapısal çelik profiller, U ve C şekilli profiller, I ve IPE, RSJ, güneş enerjisi çelik profilleri ve ticari profiller olmak üzere 10 bin farklı çeşide varan üretim gerçekleştiriyoruz. Bu yapımızla da diğer aktörlerden ayrışıyoruz.”
İHRACATI 110 ÜLKEYE ÇIKARDI
İkinci kuşak temsilcisi Özlem Bakırel de Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık’ı bitirdikten sonra bir süre kendi işini yaptıktan sonra demir çelik sektörüne adım atmış. Aslında eşiyle birlikte ferforje alanında bir iş modeli planlarken, sektörde yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2001’de rotasını Kardemir Çelik Sanayi A.Ş.’ye yönlendirmiş. Dış ticaret departmanında işe başlayan Bakırel, o yıllarda şirketin küçük çaplı ihracat olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Suudi Arabistan ve ABD’ye ihracatımız vardı. Ben de babamın kurduğu şirketi ihracat alanında büyütmek için yoğun bir mesai girdim. Bunun sonucunda da bugün geminin gidebildiği birçok noktada varız. 110 ülkeye ihracatımız var. Bugün ciromuzun yüzde 60’nı ihracat oluşturuyor. 2024’te 260 milyon dolarlık bir ihracat yaptık.”
YENİLENEBİLİR
ENERJİYE YATIRIM
HEM Kardemir hem de Kar-El Demir Tel’de aslında çok yönlü bir yapı. İki şirket de yeşil enerji odaklı yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Özlem Bakırel, bu alandaki çalışmalarla ilgili şu bilgileri paylaşıyor:
"Yenilenebilir enerji odaklı yatırımlarımızın ilki Kardemir Çelik tarafından 2004’te rüzgar türbiniyle başladı. 2015’te Kar-El sürece dahil oldu. Rüzgarın yanına güneş ve hidroelektrik santralleri eklendi. Bugün bu üç alanda 121 MW’lık güce ulaştık. Bu alanda yeni yatırımlarımız da olacak. Bu yatırımlarımız sayesinde üretimde ihtiyacımız olan elektrik ihtiyacını kendi ürettiğimiz yenilenebilir enerjiden karşılayarak sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmayı ve enerjide bağımsız hale gelmeyi amaçlıyoruz.”
YÜZDE 30’LUK ENERJİ TASARRUFU
ÇEVREYE duyarlı üretim teknolojilerine ve sistemlerine yatırım yaptıklarını söylüyor ve ekliyor Özlem Bakırel:
“Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması için de çalışmalarımız sürüyor. Yatırımlarımız sayesinde bugün Türkiye'de elektrik tüketimi ve karbon salınımı düşük olan demir çelik fabrikalarından biri olarak öne çıkıyoruz. Enerji Verimliliğine ve Yönetimine En Fazla Harcama Yapan Sanayici ve İhracatçı Firmalar Araştırması’na göre 2023’te yılında demir ve demir dışı metaller sektöründe enerji verimliliğine en fazla harcama yapan 7’nci, genel sıralamada ise 40'ıncı şirket olduk. İzmir Aliağa'da yer alan çelikhanemiz Türkiye'de alanında en yeni teknolojiye sahip üretim tesislerinden bir olma özelliğine sahip. Tesisimizde elektrikli ark ocağıyla hurdadan kütük demir üretimi gerçekleştiriyoruz. Tesisimizde fescon sistemine sahip 100 tonluk elektrikli ark ocağı bulunuyor. Bu özel atık ısıdan geri dönüşüm sistemi sayesinde üretimde yüzde 15 ile 30 arası enerji tasarrufu sağlıyoruz. Çelikhane Tesisimiz Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) iznine sahip olmanın yanı sıra uluslararası akredite kuruluş TÜV Austria aracılığıyla karbon ayak izi hesaplamalarını yaptırmış ve karbon ayak izi raporlarını aldı.”
BİZİ ETKİLEMEZ SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL
BUGÜNLERDE demir çelik sektörünün gündeminde yine ABD’nin gümrük vergileri var. Türkiye bu vergilerle daha önce tanışmıştı. Özlem Bakırel, son gelişmelerle ilgili düşüncelerini şöyle paylaşıyor:
“Ticaret bir denge işi. Bir kesimi etkileyen şey günün sonunda sizi de etkiliyor. ABD bizim sektöre yüzde 25 gümrük vergisi uyguluyor. Dolayısıyla son vergi uygulamaları bize artı yazar gibi söylemleri ben doğru bulmuyorum. Bu vergilerin kapsamında Çin de var. Büyük oyuncu olan Çin, burada kaybettiği pazar nedeniyle bizim pazarlara daha fazla saldıracak. Çin bizi zaten zorluyor.”
KISA KISA
* Geçmişte en büyük hedeflerinin kendi hammaddelerini üretmek olduğunu söyleyen Özlem Bakırel, bu hedefe süreç içinde ulaştıklarını söylüyor. Şimdi ise gündemde halka arz var. Bakırel, “2024 Eylül’de ilk adımı attık. Bu yıl içinde borsaya açılmayı planlıyoruz” diye konuşuyor.
* Demir çelik sektörüne ilk adım attığı yıllarda, ‘sen kadınsın bilmezsin’ söylemiyle sıkça karşılaşan Özlem Bakırel, “Bir şeye inandığınız, çalıştığınız zaman ve günün sonunda da kendinizi ispat ettiğinizde kimse sesini çıkaramıyor. İlk zamanlarda kadının adı bu sektörde yoktu. ‘Kadının ne işi var’ deniyordu. 25 yılda rol model oldum ve bugün sektörün her kademesinde kaynakçıdan mühendisine kadınlar var. Şirket olarak öncü olduk. 2005’te de Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin yönetimine girdim. Bugün de orada başkan yardımcısı konumundayım” diyor.
* 1968’de Nevzat Karalp’in kurduğu Kardemir aslında bir aile şirketi. Nevzat Karalp’in 2020’de Covid-19 nedeniyle vefatı sonrası bugün şirketi yarınlara ikinci kuşak taşıyor. Kardemir Çelik Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Bakırel, üçüncü kuşak temsilcilerinin de aralarına katıldığını söylüyor, “iki temsilci şirkette. Tabi aile şirketiyiz ama gelecekte daha güçlü adımlar atmak adına kurumsallaşma çalışmaları yürütüyoruz” diyor.
Paylaş