Serinlemek için denize, havuza ya da tatlı su kaynaklarına giren ve boğulanların sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Yüzme bilmemek boğulma riskini artırsa da başka faktörlerin rolü de gözardı edilemez. En fazla boğulma 1-9 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor. Çocuklar ihmalden, yetişkinler yüzme yeteneklerini abartmaktan boğuluyor.
Suya batma kazasında erken ölüm, nefessiz kalmaya veya üst solunum yolunun tam tıkanmasına bağlı. Boğulmaların yüzde 85’i ıslak boğulma yani akciğere sıvı girişiyle oluyor. Kalan yüzde 15’i ise kuru boğulmalar. Solunum yolunun kendini kapamasıyla, nefessiz kalınmasıyla (akciğere hiç sıvı kaçmadan) gerçekleşiyor. Ender boğulma tablolarından biri de batma sendromu. Çok soğuk suya girmeye bağlı, refleks mekanizmasıyla gelişen ani bir ölüm sözkonusu. Bunlarda da solunum yetmezliği veya oksijensizliğe bağlı beyin yapısı bozukluğu ön planda.
Boğulma panikle başlar. Şiddetli çabalama ve nefes tutmalar görülür. İşte nefes tutma soluk borusu ağzının spazmına yol açabilir. Bu durum yüzeyde hava salonumunu da olanaksız hale getirir. Kazazede kısa sürede şuurunu kaybeder. Sara benzeri çırpınma ve kalp durması gelişir. Boğulma kazalarının bir ortak özelliği de oksijen yokluğu. Oksijen yokluğundan en kolay zarar gören organ ise beyin. Beyinde damar genişlemesi ve ödem oluşuyor. Bu durumda standart yörtemler genellikle yetersiz kalıyor. Boğulmalarda bir diğer sorun, akciğer enfeksiyonları. Bakteri veya diğer mikroskobik organizmalar, kirletici tortular, kum veya kimyasal maddelerin akciğer ve solunum yoluna kaçması ve ikincil olumsuzluklara ortam hazırlıyorlar.
Bazen boğulma vakalarına ilkyardım yetmeyebilir. Nitekim boğulmayı takiben başarılı bir canlandırma ve ilkyardım girişiminden sonra çoğu hasta başlangıçta iyi gibi görülür. Bir araştırmaya göre hastanede şuurları açılan ve klinik durumları iyi bulunarak taburcu edilen boğulma vakalarının yüzde 25’i ikincil nedenlerle kaybediliyorlar. Akciğer enfeksiyonları, böbrek yetmezliği, beyin ödemi, kan kimyası bozulması gibi yan olumsuzluklar nedeniyle hasta 20 gün-1,5 ay sonra yaşamını yitirebiliyor.
Yeterli ebeveyn denetiminin olmayışı, yüzme havuzlarında çevre engellerinin bulunmaması çocuklarda boğulmaların ana nedenini oluşturuyor. Yüzme havuzu ölümlerinin çoğu ev havuzlarında oluyor. Kazazedelerin ortalama yaşı ise üç. Bunların yüzde 80’inde çocuğu denetlemekle sorumlu yetişkin evde. Yetişkinlerdeki boğulma nedenleri ise şöyle: Alkol veya ilaç kullanımı, gösteriş yapma, yüzme yeteneğinin fazla abartılması ve çevresel tehlikenin önemsenmemesi.
Unutulmaması gereken bir nokta da yüzme öncesi aşırı derin soluk alınması deneyimli yüzücülerde bile boğulmaya neden olabiliyor. Kişi eforlu bir şekilde yüzmeye başlayınca kan oksijen basıncı süratle düşerek ciddi hipoksiye yol açabiliyor. Şuur kaybı gelişiyor.
Tatlı su boğulmasıyla tuzlu su arasında fark var. Bunun bilinmesi doğru tıbbi yaklaşım açısından önemli. Tuzlu suda boğulma akciğerlere kan sıvısı çekilir ve kan elektrolik konsantrasyonu artar. Kan sıvı miktarı azalır. Tatlı suda boğulmada ise kan volümü artar. Elektrolit konsantrasyonu azalır. Kan volümü değişikliği olması için kilo başına 11 mililitreden fazla sıvının akciğere girmesi gerekir. Tatlı suda boğulan kazazedenin akciğerlerinde genellikle sıvı bulunmaz. Boğulan kişide ilkyardımdan sonra kan elektrolitlerine bakılarak uygun sıvı tedavisi yapılır. Asidozun (kan kimyasında asitik tarafa kaymanın) önlenmesi gerekir.
İlkyardımın püf noktaları
İlkyardıma mümkünse suda veya teknede başlanmalı. Kazazedenin üst hava yolunun açık olduğundan emin olduktan sonra ağız ağıza hızlı nefes vererek akciğerlerinin şişirilmesi solunumu başlatabilir. Eğer varsa saf oksijen verilir ve hastaneye nakledilir.
Eğer nefes verildikten sonra boynun iki yan tarafındaki damarlarda nabız alınamıyorsa kapalı göğüs masajına başlanır. Kalp masajı için hasta sert bir zemine yatırılmalı. Bu arada ağız ağıza nefes vermeye devam edilir. İki kişi ilkyardım yapıyorsa beş defa kalp masajından sonra bir defa nefes üflenir. Tek kişi ilk yardım yapıyorsa 15 defa kalp masajına takiben iki defa nefes üflenmeli.
Hastaneye nakil sırasında solunum desteği bırakılmamalı. Ağızdan ağıza solunum yerine varsa el basmalı solunum aparatı kullanmak daha uygun bir yöntem.
Boğulma olgularında yüksek oranda hayat kurtarıcı etkisi olduğu kanıtlanmış olan basınç odası/hiperbarik oksijen tedavisi günümüzde yaygın olarak kullanılıyor. Hiperbarik oksijen tedavisi özellikle beyin ödemi ve kafa içi basınç artışını hem önlüyor, hem de süratle geriletiyor. Aynı zamanda öncelikle beyin-kalp ve diğer organlarda oksijen yetersizliğine bağlı oluşan sorunları ortadan kaldırıyor.