Kazalardan sonra beyin kanamasına zamanında müdahale hayat kurtarıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Nöroşirürji uzmanı Prof. Dr. Cengiz Kuday uyarıyor: "Trafik kazaları sonrasında beyin kanaması geçirenlerin uygun tedaviyi verebilecek merkezlere ulaştırılması hayat kurtarıyor." Prof. Dr. Kuday, kurtarılabilecek birçok hastanın gerekli tedaviyi alamadığı için kaybedildiğini belirtiyor.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilen beyin kanaması, dünyada en çok can alan üçüncü hastalık. Türkiye’de beyin kanaması görülme sıklığı oldukça yüksek. Beyin kanaması geçiren hastaların bir kısmı anında hayatını kaybederken, doğru zamanda, doğru müdahale edilen çok sayıda kişi de hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirebiliyor. Prof. Dr. Kuday, "23 saat, bilemediniz 34 saat bizim altın zamanımızdır. Bu zaman zarfında hastalar uygun hastanelere götürülmeli. Hiçbir hastanın beyni, yerinden kımıldatıldığı için kanamaz" uyarısında bulunuyor.
Florence Nightingale Hastaneleri Nöroşirurji Bölümü Genel Koordinatörü Prof. Dr. Kuday, beyin kanaması geçiren hastaların en geç 3-4 saat içinde tam teşekküllü hastanelere götürülmesinin hayati önem taşıdığını hatırlatıyor. Tam teşekküllü hastane ne demek? Öncelikle tam donanımlı yoğun bakım ünitesi bulunmalı. Hastanede MR görüntüleme ve tomografi cihazı mutlaka bulunmalı. Her an beyin anjiyosu çekilebilmeli. Bir diğer önemli özellik de beyin kanamaları konusunda eğitilmiş ve 24 saat hizmet verebilecek reanimasyon ekibinin oluşturulması.
TAŞINMA KANAMAYI ARTIRMAZ
Peki bu kadar ağır travma geçiren hastanın yerinden oynatılması ne kadar doğru? Prof. Dr. Kuday bu soruya şöyle yanıt veriyor:
"Her hasta (kanamalı veya değil) uygun şartlar içinde (ki bu şartlar çok kolay sağlanır) her yere emniyetle taşınır. Taşındı veya taşınıyor diye kimsenin kanaması artmaz veya yeniden başlamaz. Bütün mesele ticari değil, etik davranmak. Çünkü illa benim hastanemde yatsın, yoğun bakımda şu kadar gün kalsın demekle olmaz. Türkiye’deki üniversite hastaneleriyle merkezi resmi hastaneler bu olanaklara sahip. Bunun dışında birkaç tane vakıf hastanesinin de böyle imkánları var. Anlaşılacağı üzere, bu olanakları sağlayan hastanelerimizin sayısı belli. Hastaların saydığımız bu hastanelere götürülmesi hayati önem taşıyor."
İllaki emniyet kemeri
Trafik kurallarına uymak, kazaların önlenmesinde ilk koşul. Bunlardan biri de emniyet kemerinin mutlaka takılması. Kemerin can kurtarıcı özelliği uzun zamandır tartışma konusu bile değil. Hatta sadece ön değil, arka koltukta, otobüslerde yolculuk edenlerin de emniyet kemeri takması öneriliyor.
Plastik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, aracın bir yere veya karşıdan gelen bir araca çarpması veya devrilmesi içinde yolcuların büyük çoğunluğunda kafa yüz yaralanmalarına neden olduğunu söylüyor.
Kemer bağlı değilse kaza halinde devreye giren kötü senaryo şöyle: Bir gülle gibi hareket eden kafa önündeki ilk engele hızla çarpar. Aracın önündeki koltuklarda oturanların yüzü, eğer emniyet kemeri bağlıysa torpido konsülüne veya yanlarda kapılara ve camlara çarpar. Yok emniyet kemeri bağlı değilse çarpışma, ani duruş ve hareketlere uygunluk gösteremeyen vücut ve özellikle baş daha fazla salınım hareketi göstererek öne doğru fırlar. Ön cama kadar gelerek bunu kırar veya kırılmış cama çarpar. Emniyet kemeri bağlı olmayan kazazedeler bazen kırılan camdan dışarı fırlar ve atılır. Yerlerde sürüklenebilir.