Gün ışığından mahrum kalmayın

Kapalı alanlarda geçirdiğimiz zaman giderek artıyor. Bazen yıllar içinde değişen yaşam ve çalışma koşulları bazen de kendi tercihlerimiz buna zemin hazırlıyor.

Gün ışığından yoksun kalan sadece yetişkinler değil, çocuklar da... Artık uzmanlar, “gün ışığı eksikliği” diye bir sorundan söz ediyor. Önerimiz gün ışığıyla temas için fırsat beklememeniz, kendi fırsatlarınızı yaratmanız. Günlerinizi, hafta sonlarınızı alışveriş merkezlerinde, kapalı yerlerde geçirmeyin... Deniz kıyısı, park, bahçe, orman yürüyüşleri bile çok işe yarar. Beden ve ruh sağlığınızı düşünün, vücudunuzu gün ışığından mahrum bırakmayın.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, gün ışığı eksikliğinin birçok hastalığa zemin hazırladığını söylüyor. Geçmek bilmeyen sırt ağrıları, uyku düzensizlikleri, sürekli gerginlik ve kaygılanma, baş ağrısı, isteksizlik ve hepsinden önemlisi sürekli yorgunluk, bitkinlik hali. Prof. Dr. Kalyon, “Son yıllarda üzerinde giderek daha çok durulan ve önemi vurgulanan bir klinik tablo var. Gün ışığı Eksikliği Hastalıkları diyoruz bunlara. Gün boyu kapalı mekânlarda çalışıp yeterli gün ışığı alamayan kişilerde ortaya çıkıyor. Zamanında önlem alınmadığı takdirde kronikleşiyor” diyor.

KIŞIN ARTIYOR

Özellikle gündüzlerin kısaldığı kış mevsiminde gün ışığı eksikliği artıyor. Kış aylarındaki atış, melatonin ve serotonin hormonlarının düzensiz salınımıyla ilgili olduğu kadar beynimize gelen ışık uyarılarının azalmasıyla da bağlantılı. Bazı kişilerde çok ciddi depresyon bulgularıyla seyreden ve Mevsimsel Afektif Bozukluk olarak bilinen bu rahatsızlığın tedavisinde günlük ışık terapi seansları uygulanıyor.
Günde en az bir saat güneş ışığına çıkmamız gerekiyor. Çalıştığımız ortamda bol pencere olsa bile güneşin ultraviyole ışınlarının önemli bir kısmı pencere camından geçemiyor, dolasıyla vücudumuz bundan yoksun kalıyor. Üstelik giderek yaygınlaşan, gün boyu renkli gözlük takma alışkanlığı ve güneş kremlerinin aşırı kullanımı, vücudumuza giren ışık miktarının daha da azalmasına neden oluyor.
Gün ışığı azalınınca ne oluyor? Önce uyku düzeni bozuluyor. Sonra bağışıklık sisteminin etkilenmesine bağlı diğer yakınmalar başlıyor. D vitamini sentezi azalıyor. D vitamini iskelet sistemimiz için gerekli olduğu kadar denge duyumuzun korunmasına da yardım eder. Yeteri kadar D vitamini alınamadığı durumlarda hem kemiklerin kırılganlığı artıyor hem de denge bozukluğuna bağlı düşmeler oluyor. İskelet sistemimiz ciddi zarar görüyor.

GÜN IŞIĞI MUTLU EDİYOR

Güneş ışınlarının insanların biyolojik ritmi üzerinde etkin olduğu biliniyor. Havaların serinlemeye başlamasıyla güneş ışınlarının giderek etkisinin azalması, anksiyete, depresyon gibi ruhsal problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Dr. İsmet Bora, bu gelişmelerin beyindeki hipofiz bezince salgılanan melatonin hormonuyla bağlantılı olduğunu söylüyor: “Karanlık ortamlarda bu bez hormon üretimini artırır. Melatonin hormonu insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan, ruh halini dinginleştiren, yani ruhun nefes almasını sağlayan doğal bir sakinleştirici. Gözün ağ tabakasından hipofiz bezine iletilen ışıksa melatoninin üretilmesini azaltıyor. Kişi neşelenip, aktifleşiyor. Kış aylarında güneş ışığının azalması, gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması ve doğal olarak melatoninin çok üretilmesi mevsimsel duygulanım bozukluğuna yol açıyor” diyor.

Bu arada küçük bir hatırlatmayı da borç biliriz... Güneşin mucizevi etkisinin yanında aşırı maruz kalmanın kanser yapıcı olduğu da malum. Özellikle yaz aylarında, riskli saatlerde uzun güneşlenme sakıncalı.
Yazarın Tüm Yazıları