Paylaş
İlaçlar vücuda alındıktan sonra bir yolculuğa çıkıyor. Sırasıyla emiliyor, dağılıyor, parçalanıyor ve nihayet vücuttan atılıyor. Bu yolculakta ilaç molekülünden yararlanım, vücuttan atılım hızı ve süresi kişinin genetik yapısına bağlı olarak değişiyor. Aynı ilacın, aynı dozda etkisi bile kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Hatta vücuttan atılım hızları ve dolayısıyla vücutta kalış süreleri de...
İşte tam da bu nedenle son yıllarda farmatogenetik bilim dalı gelişti. Farmakogenetik için basitçe, ilaç hareketi ve kişinin ilaçlara karşı verdiği cevabın genetik yapıya göre bireyler arasında değişmesiyle uğraşan bilim dalı denebilir.
KONTROL GENETİKTE
Konuyla ilgili görüştüğümüz Prof. Dr. Dilek Demir Erol, vücutta ilaçlarla ilgili önemli olayların kontrolünın genetik yapıyla ilgili olduğunu vurguluyor. “Yine ilaçların vücuttan atılımında rol oynayan enzimlerin hücrelerdeki sentezleri, kişilerin genetik yapılarıyla doğrudan ilişkili” diyor.
YARARLANIM YÜZDE 100’E YAKLAŞACAK
Peki farmakogenetikteki gelişmeler, halen kullanılan klasik üretilmiş, kimyasal ilaçların yakın gelecekte ortadan kalkmasına yol açar mı? Prof. Dr. Erol, “Konvansiyonel ilaçların kullanımdan kaldırılması söz konusu olamaz. Ancak uygulamaları farklılaştırılabilir ve kişinin genetik yapısına uygun dozda kullanılması sağlanabilir” diyor.
Akla gelen bir başka soru da farmakogenetiğin tedavi şansını yüzde 100’lere çıkarıp çıkaramayacağı. Prof. Dr. Erol, kişinin ihtiyacı kadar ilaç verileceği için alınan cevabın da o oranda başarılı olacağını söylüyor. Günümüzde yapılan uygulamayı basitçe ifade edecek olursak, elimizdeki ilaçlar “konfeksiyon” olarak hazırlanıyor. Herkes aynı dozda almak zorunda. Prof. Dr. Erol şöyle devam ediyor:
“Yani siz 38 bedenseniz ama 42 beden bir elbise giydiriyoruz. Bu da yüksek dozda ilaç almanız ve o ilaçtan yarar yerine zarar görmeniz demek. Çünkü her ilacın yan etkisi var. Yüksek dozda bu etki fazlasıyla artar. Siz 40 beden elbise giyiyorsanız size 38 beden bir elbise de giydirebiliriz. Bu da sizin ilaçtan yeterince faydalanamayacağınızı ve dolayısıyla şikayetçi olduğunuz belirtilerin giderilemeyeceğinin göstergesi. Genetik yapıya göre kişinin ihtiyacı kadar alınan ilaçta ise böyle bir deneme-yanılma olmayacak ve yararlanım yüzde 100’e yaklaşacak.”
TEDAVİ FELSEFESİ DEĞİŞİYOR
Bu gelişmeler tıbbın felsefesini de değiştirecek. sağlık hizmetlerinde “hastalık merkezli” tedavi kavramından, “insan merkezli”ye geçiş sağlanacak.
Farmakogenetiğin özellikle onkoloji, psikiyatri ve endokrinoloji alanında çok işi yaracağı düşünülüyor.”
Yatırımlar farmakogenetiğe
Tüm dünya farmakogenetiğe yatırım yapılıyor. Kişiye özgü tedavi ve farmakogenomide hizmet pazarı örneğin ABD’de yaklaşık olarak 1,7 milyar dolar. Küresel olarak da yaklaşık 2,5 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Kanada kişiye özgü tedavi çalışmalarına 2015 yılına kadar 20 milyon dolarlık yatırım yaptı.
Paylaş