Dalış yaparken vurgun yemeyin

Suyun derinliklerini ve renklerini keşfetmek için dalmaya meraklı olanların sayısı hiç de az değil. Aslında dalış, kurallarına göre yapıldığında tehlikesiz bir spor.

Ancak uzmanlar, bazı sağlık sorunları olanların dalmasını sakıncalı buluyor. Yeni başlayacakların mutlaka sağlık kontrolünden geçmesini öneriyorlar.

Hisar Intercontinental Hospital Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Evin Koç Gülen, güvenli ve tehlikesiz dalışın ilk adımının doğru kurumlardan alınacak eğitimle atılabileceğini belirtiyor. "Dalış eğitiminin kalitesi ileride üzücü durumlarla karşılaşılmaması için çok önemlidir. Seçilen dalış okulundaki sertifikalı eğitmen ve rehber balıkadam kadrosunun niteliği tüm dalış yaşantınızda etkili olacaktır" diyor. Eğitim almayı düşünenlerin dalış okulunda arayacağı en önemli özellik TSSF’ye (Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu) bağlı çalışıyor olması.

DALIŞ ÖNCESİ VE SONRASI KESİNLİKLE ALKOL ALMAYIN

Eğitmenler kadar, okullarda kullanılan dalış malzemelerinin periyodik bakımlarının yapılması da dalış güvenliği açısından önemli. Dalış kursları kademeli. Bu sertifikasyon sistemine göre farklılık gösterir. Aldığı dalış kursu sonrasında ilk basamak sertifikasını alan dalıcı, federasyonun belirlediği kurallara uymakla yükümlü. Örneğin, belirlenen derinlik aşılmamalı ve dalış liderinin öncülüğünde dalış yapılmalı. Dr. Gülen, "Bunun yanında hatırlanması gereken önemli bir nokta dalış öncesinde ve dalış sonrasında kesinlikle alkol alınmaması" diyor.

KURAL İHLALİ BAŞINIZA DERT AÇAR

Dalıcılarda, bazen kural ihlaline bağlı üzücü sağlık problemleri gelişebiliyor. Bu problemlerden hayati tehlike yaratan dekompresyon hastalığının (vurgun) tanınması ve tedavisi konusunda bilgi sahibi olunması hayat kurtarabilir. Dekompresyon hastalığı herhangi bir nedenle su yüzeyine ani olarak çıkılmasıyla meydana gelir. Derinlik ve zamana bağlı olarak, kanda çözünen nitrojen gazının, akciğer yoluyla atılamaması sonucunda gelişir. Vücut dokularında ve sıvılarında kabarcık oluşturmasıyla mekanik ve kimyasal olaylar başlar. En sık karşılaşılan belirtileri eklem ağrısı, karıncalanma, uyuşma, idrar yapmada güçlük, kaslarda kuvvet kaybıdır. Dekompresyon hastalığı geliştiği düşünülen dalıcıya hemen saf oksijen solutulmaya başlanmalı. Uygun taşıma koşulları sağlanarak (Mesela deniz seviyesinde helikopterle taşıma) en kısa zamanda basınç odası bulunan bir hastaneye transferi yapılmalı. Dr. Gülen, "Basınç odasında uygulanan rekompresyon tedavisi, dekompresyon hastalığı için altın yöntemdir" diye devam ediyor.

Bu hastalıklarınız varsa dalmayın

 Orta ve iç kulakla ilgili ameliyat geçirenler, 

Alkol ve/veya uyuşturucu bağımlıları, 

Herhangi bir psikiyatrik hastalık nedeniyle uykuya eğilimi artıran, dikkat eksikliğine yol açan ilaçları kullananlar, 

Dört haftadan uzun süren hafıza kaybına neden olan kafa travması geçirenler.

 Kontrol altına alınamamış yüksek tansiyon hastaları

 Kalp ritminin bozulduğu ve kalp büyümesine yol açan bazı hastalıkları bulunanlar

 Lösemi, lenfoma hastaları, pıhtılaşma bozukluğu gibi kan hastalıkları bulunanlar, 

Sık sık astım krizi geçirenler

 Akciğerde hava boşluklarının bulunmasına (bül, kavite) yol açan ameliyatlar ya da akciğer hastalıkları geçirenler 

Mide bağırsak sistemindetıkanıklık yaratan birhastalığı olanlar.
Yazarın Tüm Yazıları