Mesude Erşan

Kayak ekipmanı ‘tam’ size göre olmalı

25 Kasım 2018
Kayak tatilini yarım bıraktıracak kazalardan korunmak genellikle elinizde. Bazı küçük önlemler almanız yeterli. İlk kural, kayak ekipmanının ayağınıza, boyunuza uygun olması. Yorulunca kaymakta ısrar etmeyin. Yorgunluk, kaza riskini artıran önemli faktörler arasında yer alıyor.

Ortopedi ve travmatoloji uzmanlarının kayak ve snowboard kazalarını önlemek için önerileri şöyle:

- Kayak tatilinden 1-2 hafta önce uyluk ön ve arka grup adalelerinizi kuvvetlendirmek ve esnemek üzere egzersiz yapmaya başlayın.

-Kayağa yeni başlıyorsanız dik pistlerden kaçının. Kayak dersi almadan kaymayın.

-Mümkünse kendi malzemelerinizle kayın. Kiralayacaksanız, kayak botunuz ayağınızı ne sıkmalı ne de gevşek olmalı. Kayak bağlamalarını iyi yapın.

-Giysilerinizin soğuktan koruması kadar hareketlerinize engel olmaması da önemli.  

-Kar gözlüğü kullanın. Ama görüşünüzü etkilemeyen gözlük ve maskeler takın.

-Sakatlanma ve yaralanmalar genellikle öğleden sonraları veya akşamüstü oluyor. Yorgunluk hissediyorsanız ara verin. Dinlendiğinizi hissedene kadar bekleyin.

-Kayak yaparken yaralanır ve şiddetli ağrı hissederseniz ayağa kalkmaya çalışmayın. Yardım çağırın. Zorlamanız travmayı büyütebilir.

Yazının Devamını Oku

Doğadaki mantarın güzelliğine aldanmayın

18 Kasım 2018
Sonbahar yağışları doğada yetişen mantarların üremesine yol açıyor. Başta Karadeniz olmak üzere pek çok bölgeden, doğada toplanan mantarlardan zehirlenme haberleri geliyor. Sağlık Bakanlığı, doğadan toplanan mantarların yenmemesi uyarısı yapıyor.

Bakanlıktan aldığımız bilgiye göre, mantar zehirlenmeleri, özellikle yağışların bol olduğu mevsimlerde artıyor. Doğal ortamlarda yetişen mantarlar, güzel görünümlerinin aksine çok zehirli olabiliyor. Yapısında zehir bulunan mantarlar ne şekilde tüketilirlerse tüketilsinler zehirliyor. İster kurutulmuş veya konserve şeklinde, ister çiğ veya pişirilmiş olarak yensin ölümle sonuçlanabilen ciddi zehirlenmelere neden oluyor.

Zehirlenme hemen başlıyor

Zehirlenme belirtileri mantarda bulunan zehrin niteliğine göre mantarın yenmesini takiben 2-6 saat içinde ortaya çıkabiliyor. Bazı çeşitleri daha geç dönemde de zehirlenme belirtilerine yol açıyor. Mantarlarda bulunan zehrin özelliğine göre sersemlik, uyku hali, tansiyon düşüklüğü, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarma, ağızda metal tat duyusu, bulantı, kusma, terleme; bazı türlerin yenmesinden 6 saat sonra ise bulantı, kusma, ishal, ateş, çarpıntı, karın ağrısı, karaciğer/ böbrek fonksiyon bozuklukları ile ölümle sonuçlanan zehirlenme belirtileri görülebiliyor.

Bakanlık, doğada yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi uyarısı yapıyor. Ama oldu da yerseniz, tüketilmesi sonucunda bu belirtilerin görülmesi halinde mantarı tüketen kişilerin derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekiyor.

Ambalajlıları tercih edin

Doğal alanlarda yetişen mantarlar yerine bandrollü kültür mantarları tercih edilmeli. Kültür mantarları bünyelerinde zehirli maddeleri bulundurmadığından bir zehirlenme görülmesi söz konusu değil. Ancak, bu mantarların yetiştiği ortam itibariyle, bazı mikroorganizmalar mantarların üzerinde bulunabilir. Bu mikroorganizmaların bulaştığı mantarların çiğ olarak yenmesi sonucunda çok hafif mide ve bağırsak şikâyetlerinin gelişebileceği de unutulmamalı. Ayrıca mantar alırken ambalajlı olanlar tercih edilmeli ve ambalajında tüketiciyi bilgilendirmeye yönelik bilgilerin yer aldığı etiketlerin olup olmadığına da dikkat edilmeli.

Yazının Devamını Oku

Yarıyıl tatili zehir olmasın

11 Kasım 2018
Sömestr tatilinde seyahat etmeyi planlıyorsanız alabileceğiniz ilk önlem, çocuğun aşılarının eksiksiz olduğundan emin olmak. Kalabalık ortamlara girecekseniz kış enfeksiyonlarıyla karşılaşma riski artıyor. Gribe karşı hem kendinizi hem de çocuğunuzu aşılatarak hazırlıklı olabilirsiniz.

Çocuklarla tatile çıkarken öncelikle doktoruna danışın. Sizin aklınıza gelmeyecek bazı önerilerde bulunabilir. Tüm dikkat ve özeninize rağmen çocuklar hastalanabilir ve ateşlenebilir. Valizinize ilk koyacağınız şey, ateş düşürücü olsun. Ayrıca bunları unutmayın:

Ne almalı?

- Mevsime uygun, terleten değil sıcak tutan giysiler.

- Şapka, atkı, eldiven.

-Ayaklarını üşütmeyecek çorap ve botlar.

-Sürekli kullandığı ilaçlar.

-Ateş ölçmek için derece.

-Ateş düşürücünün yanı sıra öksürük şurubu, burun tıkanıklığını rahatlatacak sprey. Elbette doktoru reçete etsin bunları.

Yazının Devamını Oku

Enfeksiyona karşı önlem alın

5 Kasım 2018
Sonbahar ve kış aylarında enfeksiyonlarla daha sık karşılaşıyoruz. Havasız, kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen zamanın artması, dolayısıyla pek çoğu solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon etkenleriyle buluşmak kolaylaşıyor.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi mikroorganizmaların insan vücuduna değişik yollardan girmesiyle ortaya çıkan enfeksiyonlarla savaşacak bağışıklık sistemimiz var. Genellikle savunma mekanizmaları bunlarla baş edebiliyor. Ama zayıflamışsa, mikroorganizmalar sistemi aşarak, hasta ediyor.

Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Seyahat Hastalıkları Birimi’nden aldığımız bilgiye göre, kötü hijyen koşulları, beslenme bozukluğu, yaşın her iki uç noktası (bebeklik–yaşlılık), iklim, fiziksel bariyerlerin yetersizliği (cilt ve mukozalardaki bozukluklar), kalıtımsal ya da kazanılmış bağışıklık sistemi yetmezlikleri, stresler, kronik hastalıklar, tıbbi ve cerrahi tedaviler, yetersiz bağışıklama (aşılar) gibi faktörler savunma sistemini zayıflatıyor. Bu da hastalıkların daha kolay bulaşması ve etkili olmasına yol açıyor. Enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkması ve yayılmasını önlemek için alınabilecek en etkili yöntem aşılanma. Enfeksiyon hastalıkları görülen bölgelere seyahat edenlerin ya da bu bölgelerden göç edenlerin aşılanması, çocukluk ve yetişkin aşılarının tam ve düzenli yapılması gibi. Aşılarla difteri, tetanos, boğmaca, kızamık, kızamıkçık, menenjit tipleri, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, zatürree), grip, kuduz dahil olmak üzere birçok hastalığı kontrol etmek mümkün.

Koruyucu ilaç tedavisi de var

Bazı hastalıklarda koruyucu ilaçlar alınabiliyor. Koruma amaçlı antibiyotik kullanımı ancak tehlikeli enfeksiyonlarla karşılaşma olasılığı bulunan kişiler için uygulanıyor. Örneğin sıtmanın endemik olduğu ülkelere giderken sıtmaya karşı koruyucu ilaç kullanımı gerekiyor. Antibiyotiklerin gelişigüzel, fazla miktar ve sürede, hatalı kullanımı dirençli mikroorganizmaların ortaya çıkması ve  tedavisi güç enfeksiyonların gelişmesine neden oluyor.

Bunları da unutmayın

Enfeksiyonlara karşı güçlü durmak için:

Vücut besinler yoluyla alınan proteinlerden antikorlar üretiyor. İyi beslenmeyenler mikroorganizmalarla yeterli mücadele edemiyor. Bu nedenle dengeli beslenme vücudun mikroplardan korunması ve vücut direnci için çok önemli.

Yazının Devamını Oku

Ebola bitmiyor

21 Ekim 2018
Afrika’da ebola can almaya devam ediyor. İlk olarak 1976’da salgınlara yol açan hastalıkla ilgili son haber Kongo’dan geldi. Temmuzda başlayan salgından bu yana 194 kişide ebola tespit edildi, bunlardan dördü yaşamını yitirdi.

Ebola, insanlarda ve primatlarda (enfekte maymun, goril, şempanze, meyve yarasası, orman antilobu ve kirpi gibi) sıklıkla ölüme yol açan ciddi bir hastalık. Salgın yaptığında, ölüm oranı yüksek oluyor. Hastalığı yapan virüs insanlara vahşi hayvanlardan geçiyor. İnsandan insana da bulaşıyor. Ancak ebola virüsünün insana hayvanlardan nasıl bulaştığı bilinmiyor. Hastalık, enfekte bir kişinin kanı ya da salgılarıyla (ter, tükürük, sperm, idrar, dışkı ve kusmuk) doğrudan temasla bulaşıyor.

Enfekte salgıların objelerle teması dahi virüsle karşılaşmak için yeterli olabiliyor. Ayrıca defin işlemleri sırasında cenazeye doğrudan temas edilmesi de hastalığın yayılmasında etken. Enfekte canlı ya da vahşi hayvanlar, bunların çiğ ya da az pişirilmiş etleriyle temas etmek de hastalığı bulaştırıyor. İyileşen erkek hastaların spermleri yoluyla hastalığı yedi haftaya kadar bulaştırdığı biliniyor. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü verilerine göre, ebola kanamalı ateşine yol açan virüsler, genellikle hasta bakımıyla uğraşırken enfekte salgılarla teması olan aileler ve arkadaşlar aracılığıyla yayılıyor. Hastalık, ateş, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, halsizlik, ishal, kusma, mide ağrısı, iştahsızlık belirtilerini veriyor. Bazı hastalarda ayrıca, kaşıntı, gözlerde kızarıklık, hıçkırık, öksürük, boğaz ağrısı, göğüs ağrısı, nefes almakta güçlük, yutkunma zorluğu, vücut içinde ve dışında kanamalar da görülüyor.

Vahşi hayvan eti yemeyin

Diğer bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi hastalığı önlemenin en önemli yollarından biri ellerin düzenli sabunla yıkanması. Hastalığın görüldüğü bölgelere giderseniz, ölü hayvanlarla, özellikle de primatlarla temastan kaçının. Yerel pazarlarda satılan primatlar dahil vahşi hayvanların etini yemeyin. Yine hastalığın görüldüğü bölgede bulunduysanız, sadece ateşiniz bile yükselse acilen bir sağlık kuruluşuna başvurun. Ve mutlaka son seyahatinizi ve temaslarınızı doktorlara söyleyin.

Yazının Devamını Oku

Güneş gözleri de yaşlandırıyor

2 Eylül 2018
Tatillerde ayrıca özen göstermemiz gereken organlardan biri de gözler. Hem güneş hem de havuz, bazı önlemlerin alınmaması halinde gözlerde ciddi tahribata yol açıyor. İşte uzmanların gözlerinize özel önerileri...

Cildinizi kanser, yanık ve foto yaşlanmadan koruyabilmeniz için güneşin en etkili olduğu 10.00-16.00 saatlerinde kapalı ortamlarda kalmanız öneriliyor. Aynı öneri göz sağlığınız için de önem taşıyor. İlla çıkmanız gerekiyorsa, geniş siperlikli şapka ve gözlük takın.

Güneş gözlüklerinin işlevi aksesuardan fazlası. Doğru seçimle, zararlı ışınların göze ulaşmasını engelleyebiliyor. Gözlük camları ultraviyole ışınlarını kesebilmeli. Satın alırken CE işaretini arayın veya BSEN 1836: 1997’ye uygun olduğundan emin olun.

Kontakt lensle havuza veya denize girmeyin. Bu yanlış davranış enfeksiyona neden olan etkenlerin lense yapışması ve göze bulaşmasına yol açabiliyor. Deniz ve havuzda da numaralı yüzme gözlükleri takabilirsiniz. Günlük lensleri de üzerine yüzme gözlükleri takma kaydıyla kullanabilirsiniz.

Güneşe çıkıyorsanız göz makyajınızı temizleyin. Güneş koruyucularınızı göz çevresine yaklaştırmadan sürün. çünkü bu maddeler güneş altında eriyerek göze temas etmesine sebep oluyor. Bu durum da gözlerde kızarıklık, batma, kaşıntı, sulanma gibi yakınmalara yol açıyor.

Yazının Devamını Oku

Terliyken klimanın karşısına oturmayın

26 Ağustos 2018
Yaz aylarında yüz felci riski artıyor. Terliyken, duş sonrası klimanın önünde oturmak bu soruna davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Yine bilhassa terliyken arabanın klimasına ya da açık camından rüzgâra maruz kalmak da benzer etkiyi yapıyor.

Her yaşta ve mevsimde görülebilen yüz felcinde, sinir liflerinin etkilenmesi sonucu, yüzün mimik kaslarında hareket kaybı oluşuyor. Kişi kaşını kaldıramıyor, gözünü kapatamıyor ve ağzını hareket ettiremiyor. Bu belirtiler yüzün yalnızca bir tarafından ortaya çıkıyor. Mimik kaybı, yüzde ağrı, baş ağrısı ve baş dönmesi, kulak ağrısı ve çınlaması, sese karşı hassasiyet, konuşma zorluğu, salyayı tutamama gibi sorunlar da yaşatıyor. Memorial Şişli Hastanesi nöroloji uzmanı Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, yazın yüz felcinden korunmak için şu hatırlatmaları yapıyor:

Arabada veya ofiste, terliyken klima ve rüzgâra direkt maruz kalmayın. Ani sıcak değişimleri, yüz sinirinde ödem oluşumu ve yüz felcine neden olabiliyor.

Duş aldıktan sonra klimalı bir ortama girecekseniz, saçlarınızı ve yüzünüzü iyice kurutun.

Islak saçla dışarıya çıkmayın.

Yazının Devamını Oku

Fazla yemekle bayramın tadını kaçırmayın

19 Ağustos 2018
Malum, önümüzde uzun bir Kurban Bayramı tatili var. Gerek bayramlar gerekse tatiller günlük beslenme rutinini bozuyor. Ancak kalp ve damar hastalığı, kalp yetersizliği, hipertansiyonu, diyabet gibi kronik hastalıkları olanların böyle günlerde de yemeği abartmamaları gerekiyor.

Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi kardiyologlarından Doç. Dr. Birol Özkan, etin içerdiği proteinin hayvansal proteinlerin en değerlisi olduğunu ancak dikkatle tüketilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, kalp-damar hastalığı için zararlı olduğu kanıtlanmış hayvansal kaynaklı yağların tüketiminin azaltılmasının gerektiği. Özkan, “Yağsız ette bile yüzde 20 oranında yağ bulunuyor. Kurban etini tüketirken özellikle etin yağsız kısımları seçilmeli, kuyrukyağı ve tereyağı kullanılarak yapılan kavurma yerine, ızgara veya haşlama şeklinde pişirme yöntemleri tercih edilmeli” diyor.

Taze kesilen etlerin hemen tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Özkan, “Taze kesilmiş etin sindirimi çok zordur, hazımsızlık yapabilir ve sert olmasından dolayı pişirilmesi zor. Dolayısıyla buzdolabında 1-2 gün bekletilmiş etin tüketilmesini öneriyoruz” diyor. Kalp-damar, kalp yetmezliği ya da hipertansiyonu olan hastaların uyguladıkları diyetlerine devam etmesi gerektiğini söyleyen Özkan, ağır yemeklerden kaçınılması ve dengeli beslenmeye devam edilmesi gerektiğini belirtiyor. Özkan, “Bir öğün ağır yemek bile kalp damar sağlığımıza zararlı olabilir. Ağır bir yemek sonrası kalp daha hızlı atmaya başlar, tansiyon yükselir. Ve yine kana salınan bazı hormonlar kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Ağır bir yemek sonrası kanın sindirim organlarında göllenmesi de yine hayati organlara giden kan akımını azaltabilir. Bütün bunların sonucunda kalp krizi oluşması kolaylaşabilir. Bu nedenle bir öğün bile olsa yüksek karbonhidratlı, kızartmalı ve yağlı yemek anlamına gelen aşırı ağır bir yemek, kalbi zorlayacaktır” uyarılarında bulunuyor.




Şerbetliler yerine sütlü tatlıları tercih edin

Yazının Devamını Oku