UN ile elek ikilemini duvarla bütünleştirmiş, iki takımın sıradan mücadelesinde, heyecan verici tek şey atılacak gollerin keyfiydi.
Ancak öylesine kişiselleşmiş, tamamıyla ‘Bu maçta ben öne çıkayım’ arzusu vardı ki, iki takım futbolcuları da serisonu indirimin en göz alıcı malı olmak için çaba sarfediyordu. Yönetim değiştiren Trabzon, yeni başkanı Albayrak’a bir hoşgeldin hevesindeydi. Bu nedenle savunmayı sağlam, orta sahayı da kalabalık tutup, Yattara’nın sağ kulvarından iş yapmayı hedeflemişti. İlk 45 dakikada karşısındaki Adem Dursun’un içini dışına çıkaran Yattara, 2. yarı başındaki golü de bu oyuncuya çarptırarak attı ve Adem’i fena yaptı. işin doğrusu Tigana, hafta içinde çok iyi çalışmadığına inandığı Adem Dursun’a sanki Yattara cezası kesmişti.
Genç savunmacılar
Trabzonspor’un golün ardından Beşiktaş’ı topu tüfeğiyle saldırtan futbol görüntüsü Karadeniz ekibinin arayıp da bulamadığı bir tarzdı. Beşiktaş sağdan, soldan, ortadan saldırıp tüm gücüyle gerip arkasını boş bıraktıkça Trabzon Yattara ve Szymkowiak ile birbiri ardına gol şanslarını yakaladı. Ancak ya Cordoba’ya vurdular ya da direğe. Beşiktaş’ın hücum hevesi ise her seferinde Trabzon’un genç savunmacılarına takıldı. Tayfun ile Erdinç, sergiledikleri müthiş performansla kazanılan maçın öne çıkan isimleri oldu. Genç Ufukhan, başarılı bir görüntü çizerken, kaleci Jeferson, ikinci yarıda yaptığı iki kritik kurtarışla alkış topladı.
Türkiye’nin tartışmasız en iyi hakemi Serdar Tatlı, kolay gibi görünen zor maçta sıfır hatayla düdük çaldı. Ne uygulamalarda hatası vardı, ne de değerlendirmelerde. Belki de kalitesi yüksek olmasa da mücadele katsayısı hayli yüksek olan bu maçta en iyiler arasında yerini aldı.