GEÇTİĞİMİZ hafta yazmıştık.. Bekleyip göreceğiz, "Değişen ve gelişenleri" diye..
Kulüpler Birliği’nin Radison Toplantılarından bir başkası da birkaç gün önce gerçekleştirildi.
Türk Futbolu’nun geleceği enine boyuna konuşuldu ve bir iddiaya göre 11/6 diğerine göre de 10/7 oranında "Kongre yapılsın, Ulusoy gitsin" denildi.. Yani, futbol siyasi iradenin yoluna girdi..
Gençlerbirliği, Ulusoy tarafına geçerken, Ankaraspor ve Vestel Manisaspor karşı safı seçmişti..
Anti Ulusoycular: Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor, Kayserispor, Kayseri Erciyesspor, Antalyaspor, Konyaspor, Ankaraspor, Vestel Manisaspor, Sakaryaspor, Çaykur Rizespor.
İlk toplantıda 9/7/1 veya son andaki şekliyle 10/7 Ulusoy lehine çıkan karar, rüzgarda ters dönmüş şemsiyeyi andırır hale gelmişti..
Kulüp temsilcileri, öncelikle değişmiş sonra da gelişmişti..
Yani bundan birkaç hafta önce Türk Futbolunun vazgeçilmez Başkanı Haluk Ulusoy, birden "vazgeçilir" hale gelmişti..
Ancak birçok kişinin, gözlerini kaçırıp görmek istemediği bir konuyu hatırlatmakta yarar var..
Bu maç, burada bitmez..
Belki 90-100-125 imza toplanır, kongre kararı alınır ama..
Kongrede delegeler, "seçime gerek yok, biz Ulusoy’dan memnunuz" derlerse ne olur?
Önce yazılı basında, "Ulusoy: 2, Siyaset: 0" diye başlıkları atılır..
Sonra..
Sonra bu işin düğmesini getirenler ile basanların, kara kara düşünme süreci başlar..
Radyolarını açıp, önce "Ben nerde hata yaptım" şarkısını dinlerler.. Ardından "Gitmek mi zor, kalmak mı zor" şarkısına kulak verirler, istemeye istemeye..
Ve "ben istedim bu ayrılığı" şarkısıyla veda ederler...
Büyük ısrar
GEÇTİĞİMİZ gün, Sabah Ankara’da bir haber vardı..
Ankaragücü’nün genç yöneticilerinden basın sözcüsü Serhat Arıkan, "Cemal Aydın’ı aday olmaya iknaya çalışıyoruz" diye..
Zaten bir süredir ince ince sinyaller gelmeye başlamıştı, Cemal Aydın’ın "ben aday olmayacağım" sözünden dönüşüne ilişkin.. Kolay mıydı koltuğu bırakıp gitmek.. İktidardan vazgeçmek..
Değildi elbette ama çok keskin dönüşler, sıkıntı yaratırdı..
Bu nedenle kamuoyunu, alıştıra alıştıra "ne yapayım benden vazgeçilmiyor.. Zaten bakın başka aday da yok" söylemiyle hazırlamak gerekiyordu..
Bu nedenle açılışı, genç Arıkan yaptı..
Yaptı da, kıyamet koptu, taraftar Internet sitelerinde.. Pegasusgüçlüler ile Anti x üyeleri, "aman bırakın ikna olmasın" dediler.. "Hiç uğraşmayın gitsin, yolu açık olsun" diyen vardı..
Bir başkan için böyle yazılması çok acı idi..
İşi espriye döküp, "aman başkan, sakın bırakma.. Biz sensiz ne yaparız sonra..." diye yazan da..
Ancak en ilginç olanını Burç Balmumcu yazmıştı..
Bakınız ne demişti Balmumcu:
"peki neden ikna edilmeliymiş c.a.
geçen yılki şampiyonluk için mi?
3 sene üst üste türkiye kupasını kazandığı için mi?
yoksa iki yıl önce aldığımız şampiyonlar ligi kupası için mi?
tabi iki yıl önce aldığımız kıtalararası şampiyonluğu unutmuşum.
bu kadar başarılı takımın başkanı bırakırmı hiç?
Onun için biz de gidip kulübün kapısında hatta evinin önünde iş yerinde nerde yakalayabilirsek önüne kapanıp yalvaralım.
Başkanım nolur bizi bırakma;
Sen olmazsan, bize her yıl kümede kalmaya oynayacak ve bunu son haftalarda başarabilecek bir takımı kim kurar? Lütfen başkanım Türkiye’deki tek kombinesi olmayan kulüp olmaktan bizi mahrum bırakma..
Son on senedir senin üstün dehanla bulduğun ve bugün hiçbirisi takımda olmayan 1500 tane yabancı ve 2500 tane yerli futbolcu ne olacak? Onlar gibi yetenekli futbolcular şimdi nerde oynayacak?
Stada girmek zorunda kalacaz, hatta stada pankart bile asabileceğiz. Yapma başkanım bizi bırakırsan, biz bu unuttuğumuz şeyleri yapmak zorunda kalırız mahvoluruz..
Sonra başka bir takımın kongre üyesi olan bir başkanı nerden bulacaz,
Mazallah yerinize gerçek Ankaragüçlü bir başkan gelir de tesislerdeki adınızı siler ve gene gökçe yaparsa naparız ama....
N’olur başkanım bizi bırakmayın, verdiğiniz bedava biletlerle beslenen ve taraftar arasına nifak sokan insanlar neyapar sizden sonra aç kalırlar valla..
Sonra bence bu Hikmet Karaman’ı da gönderin biran önce.. Adam hırslı ve iddalı bir tip. Şimdi tutup ’ben kupayı alacam şampiyon olacam’ diye tutturur. Bir sürü masraf açar başınıza. Sonra çoluk çocuğunuzun rızkını bu kulübe vermek zorunda kalırsınız aman dikkat edin..
Neyse uzatmayalım siz olmazsanız güneş bir daha doğmaz, kuşlar ötmez, bahar gelmez, bütün Ankaragüçlüler yetim kalır.. Bunun için hep birlikte arkadaşlar:
"BÜYÜK BAŞKAN BİZİ BIRAKMA....."
Söyleyin.. Bu kadar ısrara, kim dayanabilir...
Ya şimdi ya hiç
FİLMLERDE sık sık izleriz.. Kilise nikahlarında papaz, evlilik ilanından önce "bu çiftle ilgili söyleyeceği, bu nikaha ilişkin bir sözü olan varsa şimdi konuşsun.. Yoksa sonsuza kadar sussun" der..
Çok doğrudur.. Çünkü herşeyin yeri ve zamanı vardır..
Ankaragücü’ne bakıyoruz.. 10 yıldır Cemal Aydın başkan..
Allahı var, başlangıçta iyi işler de yaptı ama ya sonra..
Son 3-4 yıldır camianın mensupları, "Bıraksın, gitsin.. Yeni yüz, yeni fikirler lazım" diye konuşuyor kendi arasında.. Çıkıp bunu, kürsüden söyleyen yok.. İkili üçlü sohbetlerde veya internet sitesi muhabbetlerinden söz ediyorum..
Bırakıp gideceğini her fırsatta ilan eden bir başkana karşı son 4 yılda sadece bir kez rakip liste çıkarılabildi.. Eski futbolculardan Melih Atacan, dördü üye, kalanı üye olmayanlardan oluşan bir liste yapıp, karşı çıkmıştı iktidara..
Ve kaybetmişti doğal olarak.. Ancak aday olmayı başarabilmişti..
Bir kez daha "aday olmayacağını" ilan eden, inandırıcılığını yitirmiş Cemal Aydın, ellerini ovuşturuyor yine..
Ortada rakip yok.. O aday olmasa bile rakip yok..
Kimbilir belki var bir köşede.. Ama ortaya çıkmıyor..
Sebebi, "ya kaybedersem" korkaklığı..
Ne kaybedersin? Alırsın 20-30 oy.. Dimdik ayrılırsın salondan..
Kaybederken, kazanırsın..
Herkes, "helal olsun.. Bak aday oldu" diye işaret eder seni..
Eğer, Cemal Aydın, "aday varsa, ben yokum" sözünde samimi ise tek başına aday, tek listeyle başkan olursun..
Sonuç olarak başkan adayı olabilmek için önce yüreğinde Ankaragücü sevgisi sonra beyninde medeni cesaret gerek..
Yani özün sözü şu:
"Ya şimdi aday olun ya da sonsuza kadar köşenizde oturun..."