KIRIP, döküp, eksiltip, zayıflatarak giden bir yönetimin ardında bıraktığı takımdı sahadaki bordo mavili oyuncu grubu.
En iyi işleyen parçaları söküp atılmış, satılmıştı... Kalanları da kaçıp gitmişti... Fatih Tekke, Stepanov, Szymkowiak, Eller, Ersen Martin, Marcelinho, Musampa icraatları, ilk akla gelenlerdi. Kısacası, "Yıldız getirme" sözü, "Yıldızları bitirme" şeklinde revize edilip, 23 yıllık hasrete bir yenisi eklenmişti.
Ve efsane Trabzonspor’un torunları, "az yıldızlı bir sıra takımı" haline getirilmişti son dönemde. Bunları başaran yönetim, Trabzonspor kongre üyelerince emekliye sevkedilip, bir de ibra edilmeme koşuluyla yüz yüze bırakılmıştı. Bu da Trabzonlu’nun rövanşı idi...
Vega sonunda pes etti
Yok sayılmaya çalışılan tarihi Hüseyin Avni Aker Stadı’nın zeminindeki futbol rövanşında ise ilk 32 dakika, Trabzon forveti ile Bursa kalecisi Vega arasında geçti. Ve bu dakikada Gökdeniz’in vuruşunda pes etti Venezuellalı kaleci. Yattara’nın son dakika vuruşuyla gelen gol ise "elde kalan yıldızlardan birinin" keyif getiren icraatı idi.
İkinci yarıda futbolsuzluğa rağmen, Sadri Şener’in büyük oy farkıyla başkan seçilmesi haberi ve sahadan sıkılan tribünlerin mükemmel Meksika Dalgaları eklendi...
Kayıp dönemin veda gecesinde alınan galibiyet, kötü başlayıp, kötü süren filmin, yazılabilecek en iyi senaryo finaliydi.
Futbol emekçileri, düş kırıklığı Nuri Albayrak’a "güle güle", yeni umut Sadri Şener’e "hoşgeldin" dediler...