Paylaş
1-Koşulsuz sevgi nedir?
Koşulsuz sevgi, tüm yaptıkları ya da yapmadıkları ile saygı duymak ve olduğu haliyle kabul etmek, karşılık beklememek demektir. Koşulsuz sevgi hem kendimize karşı hem diğerlerine karşı şart ve koşul öne sürmeden olduğu haliyle sevmektir. Kişi hata yapsa da ya da yapması gerekeni yapmasa da olduğu haliyle kabul etmek ve sevmektir. Olduğu haliyle sevmek... Değişmesi dönüşmesi için zorlamamak sadece rehberlik ederek olduğu haliyle kabul ederek sevmek...
2-Bazen diğerlerine sevmek kolay geliyor peki kendimizi nasıl koşulsuz sevebiliriz?
Diğerini sevmek inanın bazen çok daha kolay... Şefkat en önemli erdemlerden biri, öz şefkat ise kendi hatalarımıza karşı da kendimizi kapsamak ve hoşgörülü olmaktır. Öz şefkatli hatalarımızı, eksiklerimizi, yaptığımız ve yapamadığımız şeylere rağmen her halimizle kendimizi sevmek... Tabii kendimizi sevmeyi en başta ebeveynlerimizden 0-7 yaşta öğreniyoruz. 0-7 yaşta koşulsuz sevilmeyen birey ne yazık ki kendini sevmede şart koşul belirliyor çünkü ailede bu şekilde öğreniyor. Diğerlerini sevmek kolayken insanın kendini sevmesi zorlaşıyor kişi kendine mükemmeliyetçi ve katı yaklaşıyor. ‘Ancak mükemmel olursam sevilirim, başarılı olursam sevilirim, sorun çıkarmazsam sevilirim, ailemin istediği gibi olursam sevilirim’ ön koşullarının tohumları 0-7 yaşta atılıyor.
3-Kendini koşulsuz sevemeyen kişi diğerlerini, eşini, partnerini, çocuklarını koşulsuz sevebilir mi?
Ne yazık ki hayır. Kişi sevmeyi öğrenmeye kendini severek başlar. Kişi ancak kendini koşulsuz sevdiğinde diğerleri onu koşulsuz sevebilir. Eğer sevgi konularında sorunlar yaşıyorsak bunun temelinde kendimizi sevmeyi bilemiyoruz, kendimizi koşulsuz sevemiyoruz demektir. Kendimizi ne kadar koşulsuz sevmeye başlarsak hatalarımızı hoş görerek bunları şefkatle dönüştürerek kendi öz saygımızı artırır ve kendimizi koşulsuz severiz. Kendimizi sevmeye başladıkça diğerleri de bizi sevmeyi bizden öğrenecektir ve enerjik olarak bizi koşulsuz seven mesela değer veren insanları çekmeye başlarız.
4-Kişi sürekli sevgi konularında sorun yaşıyorsa, tekrar tekrar bizi üzen, sevmek için koşul ortaya koyan bizi yoran ilişkileri kendimize çekiyorsa burada neyi görmeliyiz?
Diğerleri bizim aynamız... Yani bizim bilinç dışımızı yansıtan aynalar gibi düşünebiliriz. Bizim eksik, dönüşmesi gereken hatalı yanlarımız bizim öğrenmemiz gerekenler, diğerlerinden bize bu şekilde yansır. Evren bize eksiklerimizi öğrenmemiz gerekenleri dönüşmemiz gereken parçalarımızı diğerlerinden yansıtarak bize öğretir. Evreni iyi okumak, başımıza gelenleri iyi okumak, zorluklarımızı iyi okumak gerekir. Hayatı okumak bizi ‘daha iyi bir ben’ yaratmaya yöneltir. Diğerlerinde fark ettiğimiz hoşlanmadığımız yanlar ne yazık ki bizde de var. Bunları fark edip dönüştürdüğünüzde diğerlerinin bize davranışları da değişiyor. Bizi üzen, yoran, sevmeyi bilmeyen, sert ve katı davranan kişiler aslında bizim kendimize ne kadar hoşgörüsüz sert ve katı olduğumuzu yansıtır. Olduğumuz halimizle kabul edilmediğimizde, saf sevgiyi, koşulsuz sevgiyi tadamadığımızda, sevgi eksikliği yaşadığımızda görmemiz gereken tek şey kendimizi sevmeyi bilemediğimizdir. Kendimizi koşulsuz sevdiğimizde, şefkatle kendimizi dönüştürdüğümüzde, diğerleri de bize şefkat gösterir ve bizi koşulsuz sever.
5-Öz sevgi, öz şefkat ve öz saygı bunları nasıl öğrenebiliriz? Bunu tek başına yapmamız mümkün mü?
Öz sevgi, öz şefkat ve öz saygı temelleri bizim 0-7 yaşımızda bilinç dışımıza atılıyor. Bunları öğrenememiş olmamız bundan sonra böyle kalmak zorunda olduğunu göstermez. Bunları öğrenemediysek, şimdiye kadar görmemiş ve yaşamamış olmamız bundan sonra da kaderimiz olduğunu göstermez. Her şey dönüştüğü gibi biz dönüştükçe evren bize uyum sağlar. Kendimizi koşulsuz sevmeyi bir egzersiz gibi öğrenebiliriz. Bunun için en başta kendimize şefkat göstermeyi öğrenmeliyiz. Hatalarımızla, eksiklerimizle, yaptığımız ve yapamadığımız her şey için olduğumuz gibi kendimizi kabul ederek, olduğumuz her halimizle kendimizi sevmek, kendimizi şefkatle kapsamak ve ‘daha iyi bir ben yaratmak’ için azimle ve cesaretle yola çıkmak gerekir. Tabii ki kendini koşulsuz sevmek, her türlü hatasını kabul ederek salıvermek, bırakmak demek değildir, bunları görüp fark edip, şefkatle dönüşmek ve yine de sevmektir. Elbette ki olduğumuz gibi kalmak en kolayıdır, dönüşmek, değişmek cesaret ister. Bilinç dışımız bildiğimiz cehennemi bilmediğimiz cennete yine tercih edecektir. Bilmesek de bir cennetin olduğunu fark etmek ve buraya evrilmek zorundayız. Bunu yapamadığımızda yine diğerlerinden bizi üzecek, yoracak deneyimler yaşamaya devam ederiz. Bizim alanımızı sabote eden, hak etmediğimiz davranışlara ‘hayır’ diyemediğimiz her anda öz saygımızdan kaybederiz. Kendi alanımızı koruyarak, kendimizi şefkatle ve koşulsuz severek en yüksek ifademizi ortaya koyarız. Bunu bir egzersiz gibi tek başına yapmamız elbette ki mümkün. Carl Gustav Jung’un dediği gibi; ‘Kişi sırtını göremez.’ Diğerlerinin bize eleştirme şekilleri, diğerlerinden bize yansıyanlar ve hatta yakınlarımızın söyledikleri bize ışık tutacaktır. Bu konuda kendini çok geliştirmiş kişilerle arkadaşlık etmek, yakınlaşmak ve hatta örnek almak da bize faydalı olacaktır. Bu alanlarda okumak bizi kolaylıkla dönüştürecektir. Yapamadığımız zamanlarda ise bilinç dışı konusunda danışmanlık almak bilinçli bir farkındalıkla dönüşmek kolay ve mümkün... Sen acımadan öğren diye... Bilin istedim... Hürriyet okurları için sevgiyle...
Paylaş