Paylaş
Samimiyet bir erdem ve her ilişkiye konfor katar. Fazla samimi olunduğunda ilişkiyi sürdürmek zorlaşır çünkü sınırlar birbiri içine geçer. Kişilerin kırmızı çizgileri ve hatta geçilmez olan alanları ihlal edilebilir. Kaliteli her ilişkide sınırlar olmalıdır. Bu duygusal partneriniz, eşiniz ve çocuğunuz için de geçerlidir. Eşinize, çocuğunuza bile demek istemiyorum bilhassa onlarla samimi ama mesafeli olmak durumundasınızdır. Saygı duymadığınız ve sınırları ihlal ettiğiniz her ilişkiyi sabote edersiniz ve bu size muhakkak geri döner, saygın olmazsınız. Bu alanda bize en sık yöneltilen sorular çekirdek aile arasında sınır ihlalinin ne denli çok olduğunu bize gösteriyor.
1- Çok yoğun çalışıyorum ve senede sadece bir hafta tatili yapabiliyorum. Bu bir hafta tatilimizde kayınvalidem onların yazlığında onlarla olmamızı istiyor, orada sadece çalışıyor ve hizmet ediyorum. Bu konuda eşimi defalarca uyarmama rağmen ne yazık ki bu hiç değişmedi. Annesi tarafından çok ezik yetiştirilmiş, söz hakkı hiç tanınmamış. Kendisine bunu söyledim ve bu konuda çok uyardım ama o ailenin ezik oğlu olmak konusunda son derece kararlı. Evliliğim devam ettirilemez durumda. 11 senelik evliliğimde tek başımıza tatil yapamadık, annesi asla izin vermedi. Ne yapmalıyım.
Bu tabirleri bu şekilde ve bu yöntemle eşine kullanmadığını umarak cevaplandırmak istiyorum. Bu gerçek bir sınır ihlali. Eşin neyin faydalı neyin zararlı olduğunu ayırt edebilecek durumdadır. Eğer değilse de kendisinin yaşayarak, öğrenip deneyimlemesi gerekir. Bağımlı kişilik tipi olabilir ancak üslubunu çok sert, çok saygısız, nezaketsiz buldum. Eşin olması ona her üslupla konuşabileceğin ve her konuda konuşabileceğin, müdahale edebileceğin anlamına gelmez. Bu bir evlilik ve kimse kimsenin sahibi, öğretmeni ya da annesi değil. Eşini bu davranışında asla haklı bulmuyorum. Çözüm yolunu son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum. Eşin sana değer vermiyor olabilir ama senin ona saygı duymadığın kesin. Ne hissettiğini güzel bir şekilde açıklamalısın. ‘Bütün bir sene çalışıyorum sadece bir hafta iznim var, seninle baş başa kalmaya bir dinlenmeye ihtiyacım var, annenle olmadığın için suçlu hissetmeni anlamaya çalışıyorum. Ancak bütün bir sene çalışıp bir haftada orada çalışırsam inan ben kendime karşı çok suçlu hissedeceğim. Bu sene baş başa tatil yapmaya ne dersin?’ Bu cümleler tam bir dişilin kurabileceği cümleler, senin üslubun son derece eril ve yıkıcı. Dişil ve yapıcı olarak konuşursan yol alabileceğinizden eminim. Sabrının taştığının farkındayım ancak sınırlarını en baştan koymadığın için bu durumda olduğunu fark etmelisin. Şimdi sınırlarını koymayı öğreniyorsun ve her şeyden çok daha önemlisi karşı tarafın sınırlarına da saygı duymayı öğreniyorsun. Hayat bu, insana öğretiyor. Bu konuda kendini dönüştürebileceğinden eminim.
2- Oğlum 15 yaşında ve tahmin ettiğiniz gibi sinirli bir ergen. Geçenlerde kapısını çaldım ve odasına girdim. Son derece sinirlendi, daha ne yapabilirim bir anne olarak. Ona saygı gösteriyorum, kapısını çalıyorum ve sonra içeride işim olduğu için giriyorum bu kadar basit. Beyefendinin cevap vermesini bekleyecekmişim. Ben de çok şımarttım, yeni nesil ve böyle nerede hata yaptım bilemiyorum bizim bir odamız bile yoktu. Nasıl terbiye veririm, saygılı olmayı öğretirim şaşırdım kaldım. Bana bu konuda bir tavsiye verebilir misiniz?
15 yaşında bir delikanlının odasına giriyorsunuz kapıyı çalmanın tek sebebi müsait olup olmadığını bilmek ve önden uyarmak öyle değil mi? Bir delikanlının odasının kapısı zaten çalınmak zorundadır. Aynı şey sizin odanızın kapısı içinde geçerli elbette… Müsait olup olmadığını bilmeniz mümkün değil. Oda kapısı çalıp cevap beklemeden girmek açıkça şu demektir; ‘Ben istediğim yere gider, istediğim yerden çıkarım senin özelin benim umrumda değil ben anneyim sınır tanımam.’ Nezaket ve mesafe bir ilişkinin olmazsa olmazıdır, bu oğlumuz, kızımız, eşimiz dostumuz için de geçerlidir. Oğlun sınır koymayı öğreniyor, ona yardımcı olmaya ne dersin çünkü hayatta herkese ve her şeye karşı sınır koymayı bilmek zorunda. Bunu ilk size yaparak öğrenecek. Bu konuda onu desteklemelisin. Sınırlarını, alanını koruyor olmasıyla gurur duydum. O olduğunu, evde hayata hazırladığını hatırla lütfen. Nezaketli bir mesafe her zaman korunmalıdır.
3- Eşimle son derece mesafeli bir ilişkimiz var. Bir protokol ilişkisini andırıyor desem abartmamış olurum. Kendisini seviyorum, iyi bir insan. Ama bana karşı öyle kalın ve yüksek duvarları var ki o duvarları aşmak hiç mümkün olmadı. Her zaman soğuk ve mesafeli bir eş oldu. Arkadaş ilişkilerinde böyle değil, ailesi ile böyle değil sadece benimle ilişkisi bu şekilde… Ben çok seviyorum ama sevildiğimden de artık emin değilim, bu duvarlarda nasıl bir anlam çıkarmalıyım sizce?
Sen sadece eşinle evli değilsin onun bilinç dışıyla da evlisin. Evlilikle ilgili bilinç dışı kayıtları evlilikte aldığı pozisyon ve seninle olan mesafesinde son derece önemli. Anne babasından gördüğü evlilik modeli de evliliğinize projekte ediliyor, bundan emin ol. Sorunda kullandığın kelime son derece dikkatimi çekti. ‘Aile arkadaş ilişkilerinde böyle değil, ailesi ile böyle değil sadece benimle ilişkisinde kalın duvarlar var.’ Siz daha aile olmamışsınız farkında mısın? Ailesi derken onun annesi babası ve kardeşlerini kastediyorsun. Siz bir ailesiniz. Bunun cümle içinde yanlışlıkla kurduğunu söyleyebilirsin, düşünmeden yazdığını söyleyebilirsin, her ne dersen de bunu bilinç dışınla yazdın. Bilinç dışında daha eşinle aile olamamışsın. Eşinin bu şekilde davranması şaşırtıcı değil. Bu kalın duvarların bir kısmı sana da ait olmalı. Önce bir aile olmayı deneyimlemelisiniz. Eşini ötekileştirirsen ya da o seni ötekileştirirse bir aile kurmanız mümkün değil. Nezaket ve mesafe ilişkinizde olmak zorundadır. Bu mesafe çok arttıysa daha önce ihlal edilmiş olmalı. Bunu sen ihlal ettin demek istemiyorum daha önce belki annesi, belki babası ya da gördüğü ilişki tiplerinde bunu deneyimlemiş olmalı. Belki de ilişkinizin başlangıcında ihlal edildiği için böyle bir çözüm yolu bulmuştur. Bunların hepsi varsayım. Aile… Bu kelimenin büyük bir farkındalık yarattığını umuyorum. Bunun üzerine düşünmeni rica ediyorum. Eşimle bir aile bir yuva nasıl kurulur? Karşılıklı çabayla iyi olacağınızdan eminim. Taraflardan birinin motivasyonu kırıksa tek kişinin motivasyonu yeterli olmayacaktır. Bir yuva kolay kurulmuyor umarım her ikinizde de bu motivasyon vardır.
4- İki kız kardeşiz. Ben genelde evde oturuyorum, sosyalleşmeyi pek sevmem. Kız kardeşim ise benim tam tersim. Banyo havlum dahil olmak üzere her kıyafetim ve her özel eşyamı kendisinin zannediyor. Asla bana sormadan alıyor ve kullanıyor her gün bunlarla ilgili kavga etmekten bıktım. Annem beni huysuzlukla ve geçimsizlikle suçluyor. Onlar beş kız kardeş ve bu tip konular asla aralarında sorun olmamış. ‘Kardeşlik paylaşmaktır, neyiniz varsa birbirinizle paylaşmak zorundasınız’ diyor. Onun parfüm kokusundan nefret ediyorum, geri her şeyi tekrar yıkıyor, ütülüyorum ve sonra tekrar benden alıyor. Ailemle defalarca konuştum, konu sadece kıyafet değil bu evde hiçbir şey bana ait olamıyor, benim özelim asla yok. Bazı şeyler özel olsun istersin. Benim için bu hayal. Haklı mıyım ya da geçimsiz olan ben miyim sizce?
Haklılığın benim için bir anlam ifade etmediğini söylemeliyim. Benim için her zaman mutluluk önemli oldu, farklı başkaları da olabilir hiç sorun değil. Özel eşyalarının, özelin olmasını istemek senin en doğal hakkın. Kardeşlik ve paylaşmak her şeyini vermek sınırlarını koruyamamak değildir. Annen kendi kardeşlik tanımını sana yüklemeye çalışıyor. Aslında hepimiz bunu yapıyoruz. Kendi aile tanımımızı ailemize yüklüyor, kendi anne-çocuk ilişkimizi çocuklarımıza yüklüyoruz. Gelenek göreneklerde aslında bize yapılan yüklemeler. Bazıları gerçekten hizmet etmiyor bazıları gerçekten bize zarar veriyor. Her insanın bir bakış açısı olmalı. Bu annenin bakış açısı ve ailesinde öğrendiği bakış açısı, muhtemelen ailesi de ona bunu empoze etti. Bunu kırmaya cesaret edebilmeni takdirle karşılıyorum. Tabii ki kıyafetlerinizi paylaşabilirsiniz ancak bu her şeyinizi izinsiz alabilmenizi gerektirmez. Her zaman sınırların olmalı ve koyduğun sınırları sevdim. Ben de koku konusunda temizlik konusunda çok titizim ve kimseyle hayatımda kıyafetimi paylaşmadım. Paylaşmak zorunda değilsin. Bir bütçeyi ortak kullanarak aldıysanız bu bir akittir tabii ki paylaşmak zorundasın. Ancak herkes kendi bütçesinden kendi alışverişini yaptıysa paylaşmak zorunda değilsiniz. Tabii ki birbirinize sorabilirsiniz eğer onay veriyorsa diğeri kullanabilir. Annem başarı verici biri sanırım, bu küçük yaşta hepimize empoze edildi. Ailede verici bir birey olarak sıkıntı çıkarmayan bir birey olarak her şeyini paylaşan bir birey olarak sevilmeyi, saygı görmeyi, değerli olmayı öğrendik. Kendinden çok vermek zorunda değilsin. Uyumlu olmak çok güzeldir. Yardımsever olmak harikadır. Kardeşin ne diyeceğini bilemediğinde ya da bulamadığında yardımsever olacağından eminim. Burada dengeyi yakalayabilmek çok önemli sınırlarını net bir şekilde belirlemeli, kardeşinle konuşmalısın. Annen de kendi öğrendiği doğrularını size öğretmeye çalışıyor. Onu suçlama lütfen. Ama anneler de öğrenir… Ve hatta anneler de çocuklarından daha çok şey öğrenir.
5- Kız kardeşim bir psikolog. Biz bir aile apartmanında oturuyoruz. Kendisi psikolog olduğu için evlatlarımı yetiştirirken desteğini aldığım doğrudur. Ama çocuklarım bana bir şey danıştığında ve buna kulak misafiri olduğunda hemen müdahale ediyor neyi nasıl konuşmamızı, nasıl yapmamız gerektiğini o karar veriyor. Çocuğum neyi bana sorsa cevabı kız kardeşimde hazır. Anne olarak hiç otoritem kalmadı. Hayır dediğim her şeyde beni hatalı buluyor, ya da çocuğuma verdiğim tavsiyede yine hata arıyor, aslına bakarsanız hatalı olan hep benim. Biz ona danışmıyoruz bunu ona nasıl anlatabileceğimi bir türlü bilmiyorum. Normal teyzelik yapmasını istiyorum. Takılırsam zaten sorarım. Geçenlerde yemek masasında birine mesaj yazarken babamı kızdırmamak için nasıl yazmalıyım diye bana sordu. Babasını benden daha çok tanıyacak hali yok. Ben de bildiğim en doğru cevabı verdim. Yarım saat tavsiyelerini dinledik. Neyin nasıl olması gerektiği ile ilgili uzun bir seminer dinledik. Yine oğlum benim verdiğim tavsiye uyguluyorum mesajını yazdı, basit bir mesaj. Çok utanarak söylemek zorundayım ama ben de doktorum. Sanırım benim yanımda kendini eksik ve yetersiz hissediyor. Oğlumun yanında kendini ispatlayarak aslında bana kendini göstermeye çalışıyor. Ondaki eksik parçayı hep gördüm ve ona hep şefkatli oldum. Sınırlarımı ihlal etmemesi gerektiğini ona nasıl öğreteceğimi bilemiyorum. Bu benim annelik kırmızı çizgim. O ise benim için kız kardeş, oğlum için teyze bu kadar. Nerede hata yapıyorum?
Kendisine bir şekilde bu konuda talebiniz olmadığını hatırlatmalısınız. Bir talebiniz olduğunda psikolog şapkasını takabilir. Benim de arkadaş sohbetlerimde bu tip karışıklıklar olabiliyor. Arkadaşlarım anlatıyor, dertleşiyor, dinliyorum, sonra kendisine soruyorum. ‘Bu konuda bir tavsiye ister misin? Bir danışman olarak sana tavsiyede bulunmam gerekirse….’ diyerek sınırlarımı biliyorum eğer diğerinin böyle bir talebi varsa tavsiyede bulunuyorum yoksa inan sadece çok iyi bir dinleyiciyim. İnsan bazen sadece dinlenmek ister. Bu masada sadece gözlemci kalmalı. Bu sizin anne-çocuk ilişkiniz kimsenin buraya müdahale etme hakkı yok. Bunu yapmak hadsizlik olur. Kardeş olmanız bunu yapabileceği anlamını taşımaz. Ayrıca anne-çocuk ilişkisi son derece hassas bir ilişkidir. Eşinle ya da çocuklarınla ilişkine, ailenin müdahale etmesine izin veremezsin. Danışmak istersen danışırsın, tavsiyeyi alırsın, kendi süzgecinden geçirirsin, kendi kararını uygularsın. Konu bu kadar basit. Algın o kadar yanılmış ki bu konuda kendini hatalı görmeye başlamışsın. Bir kişinin psikolog olması, psikolojisinin çok iyi olduğunu, ruh sağlığının çok iyi olduğunu göstermez. Bir kişinin psikolog olması ilişkilerinde mükemmel olduğunu da göstermez. Beslenme ve diyetetik bölüm başkanı obezdi. Çok biliyor olmak nefsine hakim olacağı sınırlarını bileceği anlamını taşımaz. Sınırlarını koymalısın. Anne-çocuk ilişkisi son derece hassas bir ilişkidir ihtiyaç duyarsan tabii ki danışacağını söylersin. Sizin iyiliğiniz için yapıyorum demesi de tam bir manipülasyondur. Gerçekten sizin iyiliğinizi düşünüyor olsa zaten bu tavrını son derece nezaketle karşılar, anlayışlı olur bundan eminim. Senin hissettiğin gibi kendini ve bilgisini sana kanıtlamaya çalışıyor olabilir ama belki de sadece tüm iyi niyetiyle teyzelik yaptığını zannediyordur. Sen yargılı olmadan karşına alıp konuşursan iyi niyetli ise zaten mutabık kalacağınızdan eminim.
Paylaş