PaylaÅŸ
‘Herkese çok toleranslıyım ama diğerleri bana karşı toleranslı olmuyor bunun sebebi ne olabilir? Hayatımı ailemin örnek çocuğu olmaya adadım ama bu artık beni çok yordu, kendimden fazla verdiğim her şey görevim oldu bu durumdan nasıl çıkarım? Çok katı kuralları olan bir ailede büyüdüm, hoşgörüsüz ortamda büyüdüğüm için çocuklarıma karşı çok katıyım, doğrusu konusunda kafam çok karışık çocuklarıma nasıl davranmalıyım? Zorba bir ebeveynle büyüdüm, dövülmedim ama duygusal şiddet dövülmekten daha beterdi, zorba bir eşle evlendim, bu benim kaçınılmaz kaderim mi? Yorgunum… Diğerlerinin hatalarını görmüyorum bile ama ben en ufak hatamda kendime kızıyorum, en ilginç tarafı bunu hâlâ bana yapabilen yok, kendimi en ufak hatamda değersiz ve yetersiz hissediyorum, kendimi hep yaralı hissediyorum, kendime acıyorum, nasıl değişirim?’
1. Herkese toleranslı olup neden kendime karşı olamıyorum?
Diğerlerine toleranslı olmak dengeli ise çok iyidir. Tolerans ve hoşgörü her ikisi de birer erdem ancak her erdem gibi bu erdemlerin de içinde denge erdemi çalışıyor. Bu erdemler dengeli ise hizmet eder ama dengeyi yitirirsek bizim kendi kul hakkımıza girer. Herkese toleranslı olup kendimize olmamak ise öz şefkat eksikliği ve temelde değersizlikle ilintilidir. Öz şefkatin temeli kendine toleranslı olmaktan geçer, hatalarına karşı toleranslı olup, dersini alıp daha iyi bir ben olma yolunda olsan bu seni nasıl biri yapardı?
2. Hayatımı ailemin örnek çocuğu olma yoluna adadım, çok yorgunum, kendimden fazlaca verdiğim her şey görevim oldu. Bu durumdan nasıl çıkarım?
Fazlaca vermek kendi değerinden vermektir. Bir de talep bile edilmeden fazlaca vermek kendi değerini, emeğinin değerini, enerjinin değerini, belki de paranın değerini yok sayman demektir. Bu seni değersizleştirir ve görevin olur. En önemli kural, talep edilmeden vermemektir. Sadece ihtiyaç sahiplerine talep edilmeden verilir onun dışında kendinin talep etmesi esas kuraldır. Bazen farkında olmadan bilinç dışımızla talep edilmediği halde fazlaca verip diğerini borçlu hissettirip manipüle ediyor olabiliriz. Bunu yaptığımızda diğeri suçlu ve borçlu hissederek bizden kaçabilir. Verici olduğumuz kişiden karşılık almamız gerekir. Almadan vermek sadece Allah’a mahsustur. Onun da senin için bir şeyler yapmasına izin vermelisin belki de talep etmelisin. Böylece alma verme dengesini de sabote etmemiş olursun. Alma verme dengesini kaybettiğinde bunu yapmaman için deneyimler önüne serilir, öğrenemedikçe zorlaşır, yapamadıkça sertleşip tokatlar. Örnek çocuk olma, kendine şefkatli ol, hatalarınla insansın. Sadece dönüş. İnsan hata yapar, dersine odaklan enerjini geride bırakma, şu ana al ve geleceğini daha kendine şefkatle seç. Olduğun her halinle seviliyorsun, aşırı çabaya gerek kalmadan koşulsuz seviliyorsun. Hatırla…
3. Çok katı bir ailede büyüdüm, kendime çok katı olduğum gibi çocuklarıma da çok katıyım, şımarmalarını istemiyorum, bu konuda kafam çok karışık nasıl davranmalıyım?
Sen çok katı bir ailede büyümenin faydalarını görmüş olmalısın ancak çok sert olmanın içindeki çocuğu yaralamış olduğundan eminim. İçindeki yaralı ve yetim çocuğu fark et. Şefkati hatırla… Şefkatle de disiplinli bir ebeveyn olabilirsin. Seni yaralamış ne varsa çocuklarını da yaralayacaktır. Kastım sadece zorbalık değil, travma ve drama bazen görülmemiş olmak, başının okşanmamış olmasıdır. Hatalarına karşı hoşgörü gösterilmemiş olabilir ama bu çocuklarının en temel hakkı. Senin yaşadığın döngüden çocuklarını çıkar, zinciri kır. Şefkatle yaklaştığında daha sana bağlanacak ve daha yüksek ifadede olacaklar bundan eminim.
4.Zorba bir ebeveynle büyüdüm, zorba bir eşle evlendim, bu benim kaçınılmaz kaderim mi bundan nasıl kurtulurum?
Zorba bir ebeveyni bilinç dışıyla tanımış olmak ne yazık ki zorba bir partner çekmeye neden olabilir. Bunun sebebi zorba bir ebeveynle yaşadığımız problemleri bilinç dışımızın çözmeye alışmış olması ve bu problemleri bilinç dışımızın tanıyor olmasıdır. O nedenle ya zorba bir eş seçersin ya da kendini ezdiren zorbanın tam tersi bir tipolojiyi seçebilirsin bunların ikisi de sana zarar verir. Mutlak kaderin olmayabilir. Bunu tam anlamıyla bilemesek de sen kendi üzerinde çalıştıkça, destek aldıkça daha iyi olacağından eminim. Daha iyi sana yeter mi onu bilemiyorum ancak kendi değerin üzerinde çalıştıkça ya zorba eş düzelir ya da ayrışmak zorunda kalırsın, kopmalar olur. Zorba bir eş beslenemediği kendi değerini bilen bir partneri istemez bu onun ilişki konforunu bozacaktır. Sen de kendini değersizleştirmeyi ilişkide kabul etmeyeceksin. Değişimi seçmek cesaret ister hem senin için hem de partnerin için…
5.Diğerlerinin hatalarını görmüyorum bile ama ben en ufak hatamda kendime kızıyorum, en ilginç tarafı bunu bana yapan yok, kendimi en ufak hatamda değersiz ve yetersiz hissediyorum, kendimi yaralı hissedip hep kendime acıyorum, nasıl değişirim?
Hatalarına karşı toleranslı bir evde 0-7 yaşını geçirmediğin kanısındayım. Ne yazık ki bu programlar bu yaşlarda yükleniyor, görerek de yaşayarak da yüklemiş olabilirsin. Hatalarına karşı toleransın yok ve öz şefkatli değilsin o yüzden diğerleri de bunu senden öğreniyorlar. Kendine bu kadar katı olduğun için diğerleri de sana karşı bu kadar katı davranıyor. Kendine acıman ise içindeki yaralı ve yetim çocuğu hissetmenden ötürü oluyor. İçindeki yaralı çocuğa acımak yerine şunu sormalısın; benim içimdeki yaralı çocuğun neye ihtiyacı var? Sevilmeye, değer görmeye, görünmeye, hoşgörüye, şefkate belki de koşulsuz sevilmeye… İçindeki çocuğun neye ihtiyacı varsa bunu ona vermeye mükellefsin. Değersizlik ve yetersizlikle ilgili programların ve blokajların olmalı, bunları fark et, dönüş ve destek al. Sen değerlisin ve yeterlisin hatırlamak için kendine yardım eli uzat…Hürriyet okurlarım için sevgiyle… Bilin istedim…
Â
PaylaÅŸ