Paylaş
“‘Dedesi ekşi yemiş torununun dişi kamaşmış’ derler gerçeklik payı var mı? Bana eziyet edenler hâlâ çok iyi bir hayat yaşıyorlar adalet nasıl tecelli edecek? Kötüler cevabını neden almıyor, olan hep iyilere mi olur? Kötü insanlar neden hayatımıza gelir ya da çıkmaz? İnsan ettiğini bulur mu yoksa göçtükten sonra mı anlar?”
1-‘Dedesi ekşi yemiş torununun dişi kamaşmış’ derler bunda gerçeklik payı olabilir mi?
‘Dedesi ekşi yemiş torununun dişi kamaşmış’ bizim atasözlerimizden biridir. Kutsal bir kitapta ise ‘Dedesi koruk yemiş torununun dişi kamaşmış’ şeklinde geçer. Ah, lanet, beddua, hak yemek ne yazık ki bazen nesiller boyu aktarılabilir çünkü bunlar da birer enerjidir. Bunlardan arınmanın en temel şartı diğer tarafla helalleşmek, hakkını teslim etmek ve affetmelerini istemektir. Mümkün değilse diğer en önemli husus sadaka çıkarmak ya da iyilik hareketi yapmaktır.
2-Bana eziyet edenler hâlâ çok iyi bir hayat yaşıyorlar adalet nasıl tecelli edecek? Yıllardır ilahi adaleti bekliyorum ne zaman tecelli eder?
İlahi adaleti bizim bu bakış açımızla anlamamız bazen mümkün olmayabilir. İlahi adalet tam ve mükemmel şekilde işler. Öyle mükemmel işler ki zamanlaması da mükemmeldir. Aslına bakarsanız zaman bir illüzyon. Bizim zaman algımız farklı olduğu için bunu idrak etmemiz zaman zaman çok zor olur. İlahi adalet mükemmel şekilde tecelli etmiştir, eder, edecektir. Bazen biz görmeyiz bize gösterilmez belki bunun sebebi içimizden ‘oh çok iyi oldu’ demememiz içindir. Belki ilahi adaleti gördüğümüzde karşı taraf için üzüleceğiz ve kaldıramayacağız. Bunun sırrını bilmemiz mümkün değil ancak ilahi adalet mükemmel zamanda, mükemmel şekilde işler. Yüce yaratıcı her şeyi planladığı gibi muhakkak bunu da mükemmel şekilde planlamıştır. Sadece bazen görmeyiz, bazen anlamayız, bazen idrak etmeyiz, bazen de bize gösterilmez. Ayrıca bize eziyet edenlerin harika bir hayat yaşadığını sadece biz düşünüyoruz içini bizim bilmemiz mümkün değil. Ben muhteşem hayatların içinde çok ağır deneyimler yaşayan çok danışan gördüm. ‘Hiçbir şey göründüğü gibi değil her şey göründüğünün tam tersi bazen...’ Sadece oradan o şekilde görünüyor.
3-Kötüler cevabını neden almıyor olan hep iyilere mi oluyor?
İyi ve kötünün her insanda olduğuna inanırım. İyi ve kötü olmak bir seçim ve her insan iyi iken kötüyü kötü iken iyiyi seçebilir ama bazen insan kalbini karartır, karanlık tarafı seçer. Ruh asla kirlenmez ancak kirlettiği kalbidir çünkü karanlık tarafı seçmiştir ama bu insanda bile muhakkak iyi bir parça vardır, bu yaradılışından ötürüdür. Her iyi insan her an kötüyü seçebilir. Bu yaşadığı deneyimle ilgilidir, bu yüzden her kötü insandan iyi bir insan, her iyi insandan kötü bir insan çıkabilir. Bunu kabul etmemek yüksek egodur o yüzden bana göre iyi ya da kötü yok. Sadece seçim var ve bu seçim her an değişebilir. Her an buna ben de dahil içimizden kötü biri çıkabilir. Her an nefsimize yenik düşerek kötüyü de seçebiliriz. Diğerlerine zarar veren davranışları sergileyen herkes cevabını alacaktır. ‘Yarattığın her eylem sana geri dönecek...’ Ne ekersek muhakkak onu biçeriz. İnsan yaşattığını yaşamadan ölmeyecek... Belki idrak edemeyebilir, idrak nasip olmayabilir. ‘Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; O sadece onların işini başka bir güne erteliyor ki, o gün gözler dehşetten dışarı fırlamış, başları yukarıya kalkık, bakışları bir noktaya sabitlenmiş zihinleri bomboş kalmış olarak toplanma yerine koşarlar.’ (İbrahim 42-43 Kur’an) Allah bazen sadece başka bir zamana erteler, o kadar... Ve bu zaman muhakkak en mükemmel zamandır. Bunu şiddetle ve arzuyla beklemek ise kin, nefret, öfke intikama girer. Burada belki Allah’a şikâyet edip susmak, sabretmek, sadece izlemek gerekir... Cevabı şiddetle beklemek, istemek enerjimizi hortumlar. Emin ol... Allah’ın vaadi var; her iyi davranış, bir, on ve bolca misliyle dönecek, her zararlı davranış ise birebir dönecek. Sadece sen aradan çekil.
4-Kötü insanlar neden hayatımıza gelir ya da hayatımızdan gitmezler?
İyi kötü bir illüzyon... Ve bu illüzyonu biz yarattık aslında kötü olan bizim ayna yansımamız... Bu kötü parça bizde de olabilir, bu kötü davranışı biz diğerine yapmış olabiliriz ya da bizde dönüşmesi gereken bir parça olabilir, bu deneyimle bir ders almamız gerekiyordur. Her bizi üzen, yoran, bizi aşağı çeken deneyimde ve bunu yapan kişileri kendimize çekiyorsak burada almamız gereken bir ders vardır, öğrenmemiz gereken bir erdem vardır... Bu kötü insanı ya da sana kötülük yapan insanı neden çekmiş olabilirsin? ‘Hayatta yaşadığımız her şeyin bir anlamı var...’ Bu kişinin hayatımıza girmesi de anlamlı... Bu kişi bize bir şey yansıtıyor. Bu kişiyi çekmemizin sebebine odaklanmalıyız, buna odaklanırsak deneyim kolaylaşır bize kötülük yapan insan ya hayatımızdan gider ya da dönüşür. Eğer dönüşmüyor ya da hayatımızdan gitmiyorsa orada almamız gereken dersi almamış, bu konuda dönüşmemişiz demektir. Tekâmül yolculuğumuzda bu kişiyi kendimize çekmemiz için muhakkak bir sebebi var ve bu kişi hayatımızda anlamlı... O davranışı birine sen yapıyor olabilir misin? Ya da kendi değerini, kendi sınırlarını korumayı öğretiyor olabilir mi? Bu kişi sana ne öğretiyor? Erdemler açısından baktığında sana hangi erdemleri toplatıyor olabilir? Erdemleri zor toplamaya gerek yok, bu deneyim daha kolay olabilir, daha kolay erdem toplayabiliriz yeter ki en yüksek perspektiften bakabilelim... Ancak zor deneyimin içinde yüksek bir perspektiften bakmak da bazen gerçekten çok zor olabiliyor. Kolaylaşmasını diliyorum, dile...
5-İnsan ettiğini bulur mu yoksa göçtükten sonra mı anlar?
Bu kişinin tekamülü ile ilgili bir konudur. Herkes idrak edecek diye bir şart yok; bunu seçebilir ya da seçmeyebilir. İdrak etmeden göçebilir, ya da aymayı seçer. Kimin neyi seçeceğini bilemeyiz. Bazılarımız idrak etmeden aymadan, aydınlanmadan, uyanmadan göçecek elbette. Biz de aydık mı, aydınlandık mı, farkındalıkta mıyız? Bilemeyiz. Sadece bunu sorguladığımıza göre muhakkak bu yoldayız. İnsan öldükten, tüm duyu organlarını kaybettikten sonra her şey öyle sessizleşir ki sadece insanın ruhu ve vicdanı kalır... O an vicdanıyla baş başadır... Vicdansız her davranış ıstırap verir aslında ‘kabir azabı’ denen şey budur. Şimdi anlamıyorsak o an muhakkak anlayacağız, anlatılacak. Öğrenmemiz, idrak etmemiz, tekamülümüz kolaylaşsın... Hep vicdanlı olanı seçelim... Hep aydınlık tarafı, erdemli olanı seçelim... Her başımızı yastığa koyduğumuzda vicdanımız rahat olsun. Diledim... Hürriyet okurları için sevgiyle... Bilin istedim...
Paylaş