Yok olacaksak, hep beraber yok olacağız

İKİ haftadır Paris’te devam eden iklim müzakereleri neredeyse hiç gündemimizde yok. Medyanın ilgisini bile çekmiyor.

Haberin Devamı

Biz daha ziyade açgözlülüğün, güç ve iktidar hırsının oluşumunda epeyce rol oynadığı Ortadoğu keşmekeşine dair gelişmeleri izliyoruz. 

Elbette izleyeceğiz; insanlar ölüyor ya da en iyi ihtimalle yerinden yurdundan ediliyor. Ama işte görmediğimiz şu ki, eğer dünya iklim değişikliğine karşı acil ve ciddiyetle harekete geçmezse çok da uzak olmayan bir gelecekte belki savaşlar yüzünden değil ama iklim değişikliği nedeniyle insanlar ölecek.

 

*

 

Artık iklim değişikliğinin gezegeni ve insanlığı tehdit ettiği sadece bir avuç ‘deli çevreci’nin mevzu ettiği bir konu değil, herkesin malumu. Tüm dünya bu yüzden Paris’te buluşuyor. Ama bu gerçeğin ardında iki kutup var. Bir taraf aslında hiç iplemiyor. Bazı şirketler karbon azaltım hedeflerini esnetmeye uğraşırken kimi ülkeler buna teşne.
ABD Kyoto’nun kuyusunu kazmış iken, şimdi Obama giderayak kendini iyi gösterme çabasıyla Paris zirvesinde rol alıyor.
ABD, Norveç ve Suudi Arabistan’la beraber taslak metindeki insan haklarıyla ilgili bölümlerde arıza çıkarıyor.
Türkiye’nin hali içler acısı. Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi hedefleri potansiyelinin çok altındayken ve yenilenebilir enerjiden katbekat fazla kömürlü termik santrala dayalı kurulu güç planı yaparken, Fas 2020 için hem güneş hem de rüzgâr enerjisinde yüzde 14 pay hedefi koyuyor. Fas, iklim değişikliğine uyum için harcamalarının yüzde 9’unu ayırırken, Türkiye beton ve asfalta dayalı projelere yatırım yapmayı sürdürüyor.
Türkiye baştan beri iklim politikasını, gelişmiş ülkelerle kıyaslanmaması gerektiği argümanı üzerine kurdu. Belki haklıydı. Ama işte Fas’la kıyasladığımızda bile ortaya böyle bir tablo çıkıyorsa demek ki Önder Algedik’in dediği gibi, iklim değişikliğini durdurmak için adım atmak ekonomik gelişmişlikle değil, politik yaklaşımla ilgili.

 

*

 

Haberin Devamı

Paris’e yeni geldim. Müzakerelerin sonuna yetişebildim. Ama geçtiğimiz iki hafta boyunca olan biteni uzaktan izlerken aklımda ve kalbimde en çok yer eden ‘şık’ konuşmalar değil, bir kabile reisinin anlattıkları oldu.

 

Haberin Devamı

Yok olacaksak, hep beraber yok olacağız

 


Mundiya Kepanga, Papua Yeni Gine’nin Hulis kabilesinin lideri. “Cep telefonlarına yapışık yaşayan güçlü adamlarınız bizim oradaki gevezelerden farksız” diyen bir adam. Batılı normlarla ‘ilkel’ diye nitelendirilen biri bile tek bakışla ‘medeni’ dünyayı yönetenlerin konuşmaktan öte pek bir iş yapmadığını görebiliyor. Bu özellikle de konu iklim değişikliği olduğunda geçerli bir cümle. Bol laf, az eylem.
Kepanga’nın deyişiyle “Huzurevleri iyi beslenen ama ‘aşırı’ yalnız insanlarla dolu” Batı dünyası eğer iklim değişikliğine anlamlı çözümler bulmak istiyorsa felaketin eşiğinde yaşayan insanların seslerini duymak, hikâyelerini dinlemek zorunda.
İklim değişikliğinin gıda üretimlerini nasıl engellediğini anlatan Kepanga, atalarının “Ormanlarınızı yok etmeye çalışan insanlardan sakının” sözünü görmezden geldikleri için büyük bedeller ödediklerinden bahsediyor.
Ona göre “Dünya yaratıldığında orman yaratıldı ve ağaçlar doğdu. İnsanlarla ağaçlar kardeş.”

 

*

 

Haberin Devamı

Bugün bizim ormanlarımız nasıl konut alanları ve enerji yatırımları için talan ediliyorsa, Kepanga’nın memleketindekiler de umursamaz keresteciler tarafından yok ediliyor. “Yıkım Paris’ten uzaklarda yaşanıyor olabilir ama nefesimiz kadar yakın aslında” diyor, “Farklı görünüyor, giyiniyor ya da aynı dili konuşmuyor olabiliriz. Ama hayatta kalabilmemiz için gerekli olan doğal sistemlerle birbirimize bağlıyız.”
Zirvede ülkeler pek çok konuda ayak sürürken, Kapanga’nın “Okuma-yazma bilmiyorum. Ama gözlerimle ve yüreğimle tanığım” sözü insanın kalbine dokunuyor.
Kepanga, doğanın kadim öğrencisi olarak eğitimli Batılı liderleri cebinden çıkaracak bilgelikte.
Kepanga’nın “Benim ormanım sadece benim değil. Sizin de ormanınız. Eğer yok olacaksak, hep beraber yok olacağız” sözünü ABD’si de, Çin’i de, Türkiye’si de almalı ve başucuna asmalı.

Yazarın Tüm Yazıları