Paylaş
Yönetmelik çıkarıp içkiyi 24 yaşındaki koca adamlara, kadınlara bile yasaklamaya kalktıysanız...
“İçki içmeyin, üzüm yiyin”, “Aksırana, tıksırana kadar içiyorlar”, “Alkolünü al evinde iç” dediyseniz...
İçki reklamını, gece 22.00’den sonra içki satışını yasakladıysanız...
*
Televizyonunuzun genel müdürü çıkıp bir kadın sanatçıya “Aşüfte” dediyse...
Aynı televizyon kanalı, konuk kadın sanatçının kolsuz elbisesini örttüyse...
Kızlar şort, mayo, külotlu çorap ve tayt gibi dans kostümleriyle yarı müzikal bir dizide boy gösteriyor diye bir kanala 400 bin lira...
Başka bir programda yarışmacılar dansöze para yapıştırdı diye “Genel ahlaka ve Türk aile yapısına aykırıdır” diyerek 200 bin lira ceza kestiyseniz...
Dizilerde alkol ve dekolte var diye demediğinizi bırakmadıysanız...
“Dizilerdeki erotizmden irite oluyorum” ya da “Ceza kesiyoruz ve dikkatle takip ediyoruz” diye buyurduysanız...
*
Kocası ölen kadına ancak sevgilisi olmadığı, yani “size göre” namusunu koruduğu takdirde para yardımı yapmayı vaat ettiyseniz...
“Her kürtaj bir Uludere’dir. Her kürtaj cinayettir. Allah’ın verdiği canı sadece Allah alır” diyerek baskı kurmaya kalktıysanız...
Hamile kadınların eşine, babasına telefonla haber verdiyseniz...
Kadınların evde dayak yemesi, kimi zaman da öldürülmesi pahasına boşanmaları dizginlemeye çalıştıysanız...
Kadınları faal olarak çalışma hayatına dahil etmek yerine eve hapseden politikalar geliştirdiyseniz...
Yargınız aldatılan kadını “Bir defadan bir şey olmaz” diye boşamadıysa...
*
“Eşcinsellik akıl hastalığıdır” diyenleriniz olduysa...
“Aile değerlerini sarsmadığı müddetçe eşcinsellere destek veririz” dediyseniz...
Yani, “Onlar kendi soyutlanmış alanlarında hayatlarını gizli, gözlerden uzak yaşasınlar, dokunmayalım” imasında bulunduysanız...
*
Gençlik trenlerinde, etkinliklerde kızlarla erkekleri ayrı dönemlerde kamplara aldıysanız...
“Ben zaten kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum” dediyseniz...
“Ülkemizde evlenmeyen tipler var” deyip 3 çocuk baskısı kurduysanız...
İl eğitim müdürünüz kızlarla erkekler yurda aynı merdivenden çıkıyor diye rahatsızlığını ortaya koyduysa...
Kadınların kıyafetleri ve “tahammül” sözcüğünü aynı cümle içinde kullandıysanız...
Genç sevgililerin vapurda kucak kucağa oturmasından duyduğunuz rahatsızlığı dillendirdiyseniz...
Kızlarla erkeklere ayrı yüzme havuzları vaat ettiyseniz...
Metro istasyonlarınızda “Lütfen ahlak kurallarına uygun hareket ediniz” diye anons yapıldıysa...
*
“Çok okyanlar şimdi sefilleri oynuyorlar. Sadece kitapların arasından bakılan dünya hayat değildir” diye okuma sevdalılarını aşağıladıysanız...
William S. Burroughs’un “Yumuşak Makine”si için “Türk ahlak yapısına uymuyor” dediyseniz...
Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar”ını sakıncalı bulup ahlaki incelemeye aldıysanız...
Vasconcelos’un “Şeker Portakalı”nı okutan öğretmene soruşturma açtıysanız...
Edip Cansever’in şiirindeki “Bir bira içmek istiyordu kaç gündür” dizesini sansürlediyseniz...
Yunus Emre’nin “Bana Seni Gerek Seni” şiirinin en güzel dörtlüğünü çıkardıysanız...
Cemal Süreya’nın “Üvercinka”sındaki “sevişmek” sözcüğünü “sevmek” diye değiştirdiyseniz...
Bir tiyatro oyununu “Ahlaksız” diyerek mühürlettiyseniz...
*
Tüm bunları yaptıysanız...
-Ki yaptınız...
Kalkıp da “Hanginizin yaşam tarzına bu hükümet müdahale etmiştir?” diye soramazsınız.
Ya da madem sordunuz...
Cevapları da buyurunuz.
Paylaş