Paylaş
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken...
Uzak bir diyarda bir kralın erkek evladı yoktur. Krallığı kimin devam ettireceği sorunu orada öylece durmaktadır.
Kral bir çıkış düşünür. Maiyetindekilerden, ülkenin en iyi okullarında okuyan en akıllı 10 çocuğu bulup getirmelerini ister.
Bu çocuklar bulunur ve kralın huzuruna çıkarılır.
Kral hükümdarlığını devam ettirecek doğru çocuğu seçmek için 10 çocuktan her birine bir tohum verir ve şöyle der:
“Bu tohumları ekip en güzel çiçeği kim yetiştirirse krallık onun olacak. Gerekli bakımları yapmaz, özen göstermezseniz ölümle cezalandırılacaksınız.”
Kendilerine tanınan zaman içinde çocuklar en güzel çiçeği yetiştirmek için ellerinden geleni yaparlar.
Gelin görün ki aralarından birinin her türlü çabasına rağmen tohumu filizlenmez. Ve ölüm korkusu tüm benliğini sarar.
Malum gün gelip çatar.
Çocuklar ellerinde saksılarla kralın huzuruna çıkarlar.
Kral çocuklardan teker teker ve uzun uzun bu güzel çiçekleri nasıl yetiştirdiklerini dinler.
Çocuklar ballandıra ballandıra anlatırlar.
Sıra, saksısında topraktan gayrı bir şey olmayan çocuğa gelir.
Kral ona “Özen göstermedin mi yoksa?” diye sorar.
Çocuk toprağı her gün suladığını, gübrelediğini, ilaçladığını, geceleri soğuktan koruduğunu, günün her saatini bu tohuma ayırdığını ve beceremediğini söyler.
“Olmadı” der, “Beceremedim, cezama razıyım”.
Kral ayaklanır ve konuşmaya başlar:
“Ülkenin yeni kralı sensin. Çünkü size verdiğim tohumların hepsini kavurmuştum. Ne yaparsanız yapın, çiçeğe dönmeleri imkânsızdı. Sen tüm çabanın boşa çıkmasına rağmen hileli yolu tercih etmedin. Kellenin uçmasını ya da kral olamamayı önceliğin yapmadın. Aklındaki sadece sana verilen tohumu güzel bir çiçeğe dönüştürmekti. İşte bu yüzden, sergilediğin meziyetlerle kral olmak ve bu ülkeyi yönetmek senin hakkın.”
*
Herkes devlet yönetemez.
Çünkü devlet yönetmek türlü beceriler bir yana, bazı erdemleri gerektirir.
Ve bu erdemler arasında tartışmasız en önemlisi doğruluk ve dürüstlüktür.
Başbakan her fırsatta kürsüye çıkıp “Onu yaptım, şunu inşa ettim” diye övünüyor ama...
Bazen yapmamak daha değerli.
Saraydaki 9 çocuk hileyle, öyle ya da böyle ellerinde çiçeklerle geldiler...
Yaptılar yani.
Ama en erdemlileri, ölümü bile göze alıp dürüstlükten ödün vermeyen, saksıyı boş getirendi.
Devlet yönetmeye hakkı olanlar da böyleleridir.
Paylaş