Paylaş
Neticede buralarda, vatandaşlar bir araya gelerek haklarını ve taleplerini savunabiliyor, önerilerde bulunabiliyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, çoğulcu demokrasinin gelişmesine katkıda bulunmak için 2003’te Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim Araştırma Birimi’ni kurdu.
Depremden sonra Türkiye’de yurttaşlar çevrelerinde gördükleri önemli sorunlara yönelik hızla bir araya gelebiliyor ve önemli organizasyonlar yapabiliyorlardı.
Ama bu işin daha örgütlü yapılması, sürdürülebilir olması, fon bulunması, gönüllülerin uzun vadede de motive edilebilmesi gibi geniş yelpazeye yayılan bilgi ve deneyim eksiklikleri vardı.
İsteğin ve girişkenliğin tabanını desteklemek gerekiyordu.
Bilgi Üniversitesi tasarladığı sertifika programıyla STK’lar ve akademisyenleri buluşturdu, bilgi eksikliklerine birlikte çareler aradılar.
“Hangi eğitimleri yapalım?” düşüncesiyle STK’lara küçük anketler yaparak ilerlediler.
2003’ten 2014’e ihtiyaçlar anlamında büyük değişiklikler oldu.
Örneğin, başlarda ‘proje yazmak’ hiç bilinmeyen bir alandı.
Bu konuda eğitimler yaptılar, kitaplar bastılar, CD’ler çıkardılar.
Bunları herkes ulaşabilsin diye internete koydular.
4-5 yıl sonra bu eğitimi kapadılar, artık ihtiyaç kalmamıştı.
Son yıllarda programda STK’ların TBMM’nin kanun yapma sürecini nasıl etkileyebileceği, komisyonlarda nasıl görüş bildirebileceği gibi konulara yoğunlaştılar.
STK’ların son dönem taleplerinden biri de vergilerimizin nasıl harcandığını izleme konusuydu.
Bunun için eğitimler düzenlendi, 7 kitap yayımlandı.
Eğitimler yer yer İstanbul’da yapıldı, yer yer üniversitenin olanakları kullanılarak İstanbul dışındaki STK’lara yönelik internet üzerinden düzenlendi.
Bu uzun dönemli eğitimler, katılımcının sahiden deneyerek ve öğrenerek kendi sivil toplum kuruluşuna aktarabileceği nitelikteydi.
Eğitimler ücretsizdi, uluslararası, ulusal ve Bilgi Üniversitesi’ne ait kaynaklar tarafından finanse edildi.
Üniversite 13 yılın birikimiyle geçtiğimiz yıl YÖK’e başvurarak bunu Sosyal Projeler ve STK Yönetimi adlı bir yüksek lisans programına dönüştürdü.
Zira insanlar artık bir kariyer tercihi olarak da bu alana yöneliyordu.
Sertifika programı devam edecek.
Ama Türkiye’de ilk defa STK’lara yönelik bir yüksek lisans programı da açılmış oldu.
100’den fazla başvuru geldi, 30 civarı öğrenci alınıyor.
Burs olanakları çok fazla.
Üniversitenin sağladığı yüzde 40’lık bir burs var.
Sahada akademik araştırma yapacak, STK deneyimi olan en az 4-5 kişiye de yüzde 100 burs veriliyor.
Bu bursa hak kazananlardan biri Ermenistan’dan gelen Türkoloji mezunu genç bir kadın.
Tez konusu ise Türkiye ve Ermenistan arasında STK’ların yürüttüğü diyalog ve işbirliği programları.
Öncelikle yurtiçindeki talebe yanıt vermek hedeflendiği için program şimdilik Türkçe.
Ama hedef, bunu bölgedeki siyasi ve askeri koşullar el verdiği sürece Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Irak, İran ve Suriye’deki STK’ların da katılabildiği İngilizce bir programa dönüştürmek.
Paylaş