Renklerin gücü adına

Daha önceki yazılarımdan birinde Hatay’a gidip Marshall’ın Renk Hareketi Projesi kapsamında binaları boyayacağımızdan söz etmiştim.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta gittik, boyadık ve döndük.
Bir nevi “boyama şenliği” diye adlandırılabilecek bu etkinlik Hatay’ın eski adıyla Herod Caddesi, şimdiki adıyla ise Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nda gerçekleşti.
Sokak boyunca aradaki bazı sonradan yapılma binalar dışında, erken Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilen yapılar yer alıyor.
Bu sokağın bir örneği daha yok. En azından şu bakımdan: Bir Katolik kilisesi, bir Ortodoks kilisesi, bir sinagog ve bir cami aynı avluyu paylaşıyor.
Burası aynı zamanda dünyanın ilk kolonlu caddesi. Çiçeği burnunda Hatay Arkeoloji Müzesi’nde buradan çıkarılan kolonları görebilirsiniz. Biz etkinliğin devamında müzede Medeniyetler Korosu’nun muhteşem konserini izlemeden evvel müzeyi gezip hem kolonları hem de devasa mozaikleri gördük. Bu müze metrekare bazında dünyanın en büyük mozaik müzesi aynı zamanda.
Hatay’da boyadığımız sokağın renkleri de kentin özünden, yani bu mozaiklerdeki renklerden seçildi. Renk Hareketi nereye gitse aynı yöntemi benimsiyor. Oranın yereline iniyor, geçmişine uzanıyor ve proje kapsamında boyanacak binaların dış cephelerinde kullanılacak renkleri oralardan seçiyor. Aradan yüzlerce veya binlerce yıl geçmiş olsa da, kaybolan renkler bir nevi yeniden hayata döndürülüyor.
AkzoNobel Marshall Ülke Direktörü Petros Katsampouris etkinliğin açılış konuşmasında, Hatay Büyükşehir Belediyesi kendilerini davet ettiği için Renk Hareketi’ni Hatay’a taşıdıklarını anlattı ve şöyle dedi: “Biz Renk Hareketi projemiz kapsamında bir araya gelerek, renklerin gücüyle insanları motive edebileceğimize ve onlara ilham verebileceğimize gönülden inanıyoruz.
Hatay, binlerce yıllık tarihi boyunca 13 medeniyete ev sahipliği yapmış benzersiz bir şehir. Kültürel renkliliği bir zenginlik olarak benimsemiş olgunlukta bir şehir.”
Belki artık o caddeyi kolonlar süslemiyor; belki eski yapıların hepsi orada durmuyor. Ama şehirler binalardan çok daha fazlası; şehirler sahip oldukları miras açısından değerli ve ilham verici. Hatay’ın kültürel mozaiğini ve kültür mirasını düşünürsek, paha biçilmez değeri de ortaya çıkıyor.
Biz o sokağa adım attığımızda alabildiğine griydi. Restore edilmiş evler bile dikkat çekmiyordu. Şimdi ise o sokağa yeniden can verildi. İnsanın geçmek isteyeceği, yaşamak isteyeceği, bakmak isteyeceği bir yere dönüştü.
Hatay da çoğu yer gibi yıllar içinde grinin tonlarına hapsoldu. Ama aslında rengarenk bir geçmişe sahip.
Hem Hatay’da hem de daha birçok başka şehirde unuttuğumuz bu renkleri bazen böyle desteklerle bazen de kendi kendimize yeniden yaşamlarımıza sokabilirsek, renklerin gücünü yeniden keşfedebilirsek, hayatlarımız da bundan nasiplenecek,
ruhumuz da.

Yazarın Tüm Yazıları