Paylaş
Yalnız bilir misiniz ki, yurtdışındaki underground partilerinde hiç içki tüketilmez. Çünkü uyarıcılarla meyve suyu daha iyi gider!
İktidarın ilk yıllarında çıkarılmaya teşebbüs edilen -ve ne mutlu ki sonuçsuz kalan- zina yasasından sonra en bomba girişim yeni içki yönetmeliği.
Nereye gitsem bu konuşuluyor.
Ama herkesin ağzında aynı laf: “Bu yönetmelik hayatta geçmez.”
Ya geçerse?
Gelin karanlık tabloya bakalım.
Konunun birçok boyutu var ama en abuk kısmı genç tarifi.
Gençler 15-24 yaş arasındakiler olarak tanımlanıyor. Ve şöyle deniliyor:
“Çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinlikler ile bu nevi etkinliklerin tanıtımında ve etkinliğin gerçekleştirileceği mekanlarda alkollü içki markaları veya alkollü içki markalarını çağrıştıracak nitelikteki unsurlar kullanılamaz. Ve bu etkinliklerde satış ve sunum yapılamaz.”
Bu kabul edilemez bir şey. Çünkü gencin üst sınırı 24 yaş olarak tanımlanıyor.
Ama aynı yönetmelik bu ne perhiz ne lahana turşusu dedirtiyor, bakkallarda içki satışını 18 yaş üstüne serbest kılıyor. Çünkü yemiyor, AB uyum yasasına göre perakende satış noktalarında içki satışını 18 yaşın üstüne sınırlayamıyor.
Bakkalda 18 yaşındakine satabiliyorsunuz ama bir konserde, festivalde, açılışta vs. etkinliğin yapıldığı mekanın alkollü içki ruhsatı var; etkinlik içerisinde içki satışı yapmak üzere kiraladığınız operatörün izni ve ruhsatı var; satış yapabilmek için legal zemin var... Gelin görün ki etkinliğe 24 yaşın altında insanların katılması ihtimal dahilindeyse satamıyorsunuz.
Abesle iştigal.
Yani bir mekandaki konser veya etkinlikte ya içki satamayacaksınız ya da 24 yaşın altındakiler oraya giremeyecek.
TIKSIRANA KADAR İÇEN GERİZEKALILAR DEĞİLİZ
Satışa takılmayalım... İkrama geçelim. Antrepo’nun bahçesindeki bir açılışta içki veremiyorsunuz. Diyelim açılışı içki ruhsatı olan bir yerde yaptınız; davete 24 yaşın altında birinin katılma ihtimali varsa yine ikram edemiyorsunuz. Halbuki burada birincil amaç içki dağıtmak ve içki firmasını tanıtmak değil ki.
Bakın, bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Biz tıksırıncaya kadar içen gerizekalılar değiliz. Ama bu imaj verilmek isteniyor.
Meselemiz “içkimizi bizden geri almayın” değil; içki bütünün bir parçası. Kahvaltı nasıl Kahvaltıda Caz etkinliğinin bir parçasıysa, sosisli veya bira servisi de festivallerin bir parçası. Bu unsurları alırsanız, etkinliğin bütününe sekte vurursunuz. İzleyicilerin yarısı buralara müzik için gidiyorsa, yarısı da sosyal ortam için orada. İstediği gibi giyinmek, istediği gibi
tüketmek için...
O zaman şu mu hedefleniyor: “Kardeşim, etkinliklerinizi 24 yaş üstündekilere yapın.”
Emin olun, izleyici sayısında ciddi düşüş yaşanır.
Üniversite gençliği mesela, kültür sanat olaylarından dışlanır.
Müzik festivallerindeki içki satışının gençleri içkiye özendirdiğini, o nedenle buralardaki uygulamayı sınırladıklarını savunuyorlar. E şunu da söyleyebilirler: “İçkiyi festival alanında sat ama banner koyma, markalama yapma, tanıtma” Fakat söylemiyorlar.
Halbuki bakkalın satmasıyla açık içki ruhsatına sahip işletmenin satması arasında hiçbir fark yok. Ama neymiş, orada gençler içkiye özendiriliyormuş.
Gençlere yönelik festivalleri geçelim, klasik müzik konserlerini ele alalım. İstatistiklere bakarsanız bu konserlere 40 yaş üstü gidiyor. Ama diyelim bir genç geldi, konservatuvar öğrencisi geldi, konsere almayacaklar mı? O konserin biletini de mi 24+ olarak satacaklar?
Ben size olacağı söyleyeyim...
Yurtdışındaki underground partilerde içki zaten tüketilmez. Orada zaten meyve suyu içilir. Çünkü uyarıcılarla en iyi giden şey alkol değil, meyve suyudur! Bu mu özendirilmek isteniyor?
Paylaş