Paylaş
Biri Ünsal Oskay. Sizlere ömür...
Diğeri ise Hüsamettin Koçan. Allah uzun ömürler versin.
Sevdiklerinin tabiriyle “Hüsam Hoca”yla 10 yıldır zaman zaman yollarımız kesişir. Bana yaptıklarıyla, anlattıklarıyla ilham verir. Düşük bir günümde olsam dahi birkaç dakika içinde beni tavana zıplatır.
Geçtiğimiz salı Ülker’in kurumsal iletişim müdürü Zuhal Şeker beni tam olarak ne olduğunu anlamadığım bir etkinliğe çağırdı. Hüsam Hoca’yla birlikte gerçekleştirecekleri bir etkinlikti bu.
Haftalık rutinim içinde önemli bir yer kaplayan, biraz iş icabı biraz da mazoşistliğimden kaçırmadığım Meclis’teki grup toplantılarını izleyememek pahasına “Gelirim” dedim.
Meclis’te gündem “kızlı-erkekli” meselesi üzerinden yürüyecek, ihtimal o ki ipler iyice gerilecekti.
Aklım kalmadı değil ama iyi ki televizyon karşısına kurulup kendime acı çektirmemişim. İyi ki “Tamam, gelirim” demişim.
*
Bir grup gazeteci buluştuk.
Duvarda 15 dev boş tuval bize bakıyor, masaların üzerini boyalar dolduruyordu.
Hüsam Hoca sözü aldı ve anlatmaya başladı:
“Türkiye’de bir sürü iyi niyetli kurum, proje var. Bunların hepsi kendi içlerinde yaşam mücadelesi veriyor. Birçoğu yorulup mücadeleyi bırakıyor. Bence yatırım yapılacak en güzel alan çocuklar. Çünkü onlar dünyaya saf bir gözle bakıyor. Sanata eğilseler de sonradan unutup uzaklaşıyorlar. Yetenek eğitimi bizde değer görmüyor. Yetenek çocukta fark edilmiyor, üstüne gidilmiyor.”
*
Hüsam Hoca ve çok sayıda gönüllünün çabalarıyla Bayburt’ta kurulan bir müze var.
Kelimenin tam anlamıyla, dağ başında. Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde.
Baksı Müzesi.
Keşke bir fırsatınız olsa da gidip görebilseniz.
Bayburt’un Bayraktar köyünden İstanbul’a göç eden Hüsam Hoca’nın köye dönüş projesi aslında Baksı.
Müze, Doğu Karadeniz halkının yaşadığı yoğun göçün yarattığı sıkıntılara sanatsal ve kültürel anlamda çareler arıyor.
Bu yolda çok proje yapıyor ama konumuzla alakalı olan çocuklara yönelik çalışma.
Geçtiğimiz yıl bölgede çocuklar arasında bir yarışma düzenlendi ve 30 çocuk arasından 15’i seçildi. Bu çocuklara burs veriliyor, yılda iki kez dosyalarına bakılıyor. Üniversiteye kadar çocuk sanatsal çalışmalarını sürdürürse burs da devam edecek.
Amaç, dünyaya örnek sanatçılar yetiştirmek.
Ülker de bu çocukları İstanbul’daki muadilleri ile buluşturuyor. Çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul bünyesindeki Ülker Çocuk Sanat Atölyesi’nde çocuklar Hüsam Hoca önderliğinde hazırlanan “buluşmalar” konseptli atölye çalışmasına katılıyor.
*
Başa dönersek...
Bir grup gazeteci ne yaptık derseniz...
Üzerimize tulumlarımızı giydik, gözlerimizi bağladık.
Elimize fırçaları ve kullanacağımız boyaları alıp...
Tuvali görmeden, doğru mu yaptık, olmuş mu diye düşünmeden gönül gözümüzle boyadık.
Ben uzun yıllar boyunca resim yaptığım ve çokça kadın bedenine odaklandığım için benden bu resim çıktı.
*
Ama çıkan en önemli şey şu oldu...
10 dakikalığına da olsa...
Gözlerimi kapayıp kaygısızca, özgürce içimdekini akıttım.
10 dakikalığına da olsa...
Çocuk gibi kendimi oyuna bıraktım.
Oturup tırnak kemirerek grup toplantılarını izlemek yerine...
Bazen çocuk olmak gerek.
Paylaş