Moda anlayışı didik didik edilecek yeni kadın lider

Liderlerin görünümleri önem taşıyor. “Giydiğine değil, söylediğine bak” edebiyatı imaj çağına çoktan yenik düştü.

Kadın siyasetçilerin işi erkeklerinkinden daha zor.Ne özensiz ne de çok özenli görünmelerine izin var. Özensizlerse topa tutuluyor, fazla özenlilerse görünümlerinin mesajlarının önüne geçtiği söyleniyor.
Avustralya’nın yeni kadın lideri Julia Gillard, bu tarz eleştirilerden nasibini fazlasıyla aldı. Başbakanlık koltuğuna oturdu ya, eleştiriler tavan yapacak, emin olabilirsiniz.
Eleştiri okları en çok, kalçalarını fazlasıyla ortaya çıkaran kötü kalıplı takımlarına, aynı kıyafeleri çok sık giymesine, destekleyici iç çamaşırı kullanmamasına, başarısız makyajına isabet ediyor.

ELEŞTİRİLERİ FAZLA KAFAYA TAKMIYOR

Aslında Gillard kimseye pek yaranamıyor. Kadın kadının kurdu değil miydi; en büyük darbeyi de kadınlardan alıyor.
Bir ara Bakan Julie Bishop, Gillard’ı medyayı tavlamak için marka kıyafetlerle dergilere kapak pozu vermekle suçluyor, “Sen Hollywood değilsin, parlamentonun bir üyesisin. Esas görevini unutuyorsun” diyordu.
Oysa Obama da erkek haliyle GQ gibi birçok dergiye kapak olmamış mıydı? Söz konusu bir kadın olduğunda neden laf “kendini yıldız sanmaya” geliyordu?
Neyse ki Gillard fazla takmamayı biliyor: “Politikada kadın liderin nasıl görünmesi gerektiğine dair oturmuş bir fikir yok. Erkekler daha kaliteli takımlar, gömlekler bulabiliyor. Kadınların seçeneği o kadar fazla ki eleştirilmeleri daha kolay.” Ve ekliyor: “Kuşkuyla ve hoş mizaçla karşılamak lazım.”
Bunu da gayet iyi beceriyor.
Bir gün bir AVM’nin önünde kendi fotoğrafının yanında halkla buluşurken yaşlı bir adam geliyor, bir fotoğrafa bakıyor, bir Gillard’a... Ve şöyle diyor: “ıyi bir gününde çekilmiş galiba, değil mi tatlım?”
Gillard ise hazırcevap, lafı koyuyor: “Sen de pek Robert Redford sayılmazsın, değil mi arkadaş?”

McDonald’s tuvaletlerinde üstünü değiştiriyor

Gillard alışverişe meraklı kadınlardan değil. Yine de kıyafetlerini kendisi seçiyor.
İki görüşme arasında üstünü McDonalds tuvaletlerinde değiştirdiğini gocunmadan ifade ediyor.
Göz makyajının gözlerini küçük, fondöteninin yüzünü solgun gösterdiği yazılıp çiziliyor. Ofisindeki banyosunun ağzına kadar makyaj malzemesiyle dolu olmasına rağmen...
En çok da saçı yerden yere vuruluyor. Ki bu ironik çünkü Gillard dört yıldır bir kuaförle hayatını paylaşıyor.
Birkaç yıl önce Yale’deki mezuniyet töreninde konuşma yapan Hillary Clinton “Saç önemlidir. Saçınız etrafınızdakilere belirli mesajlar verir: Dünyaya dair ne gibi umutlarınız ve hayalleriniz olduğunu; ama dahası, saçınızla ilgili umut ve hayallerinizi... Saçınıza dikkat edin çünkü diğer herkes edecek” demişti.
Hillary bunu çok iyi bilir, ne de olsa kendisi de zamanında saçıyla ilgili eleştirilerden fazlasıyla nasibini almıştı.

Akalın-Bekensir programına dair merak edilenler

Show TV’deki programları neden az izleniyor? Ünlü sevgilileri bir eve tıkıp izlemenin zirvesini Banu Alkan-Murat Taşdemir’le yaşadığımız ve buna doyduğumuz için olabilir mi?
Boşanma haberleri bu programın reklamı mıydı, yoksa bu program için mi boşanmaktan vazgeçtiler?
Demet Akalın’ın bir karış boyundaki takma kirpiklerinin yemeğine düştüğü oluyor mu, oluyorsa bu bölümler montajda gidiyor mu?
Demet Akalın makyajsız kaç kilo çeker?
Pareo alışverişi yaparken insanı dükkanın içinde dans etmeye kadar vardıran motivasyon nedir?
Twitter’da programa dair yazılanlardan sonra Demet Akalın bir kez daha Twitter’ı terk eder mi? Bir daha dönmemecesine...
Önder Bekensir’in “goorç” diye burnunu çektiği ve geğirdiği sahnelerin montajlanmamasının özel bir sebebi var mı? Amaç bizi bunun gerçek bir reality show olduğuna ikna etmek mi?
İzdivaç programlarından kurtulduk derken sırada bir de bunlar mı var?
Milleti evlilikten bu program mı daha fazla soğutur, Eren Talu’nun anlattıkları mı?
Demet Akalın’ın kaynanası da bir noktada programa dahil olur mu? Yoksa o zamana kadar program yayından kalkar mı?
Aynı cümle içinde kaç kez “aşkım” sözcüğü kullanılabilir?
Yazarın Tüm Yazıları