Marmaray’da gecikme vurgusu hataydı

2011’in Şubat ayıydı.

Haberin Devamı

Başbakan Marmaray çalışmalarına dair şunları söyledi:
“Yok arkeolojik çömlek çıktı, yok buluntu çıktı. Bunlarla önümüze engeller kondu. Bunlar insandan çok daha mı önemli? ‘Her şey insan için’ diyen bir medeniyetin mensupları olarak biz buralara takılıp kalmalı mıydık? Ama ne yazık ki bariyerleri önümüze koydular. En az 3 sene bizi engellediler.”
Bu konuşmayı duyduğumda kızmak falan da değil, gerçekten üzüldüm.

*

Bu hafta başında Marmaray açıldığında devlet erkanının söylemleri Marmaray’dan çıkan kalıntıları “kucaklar” gibi görünse de...
“Eğer arkeologların engellemesi olmasaydı Marmaray 2009’da açılırdı. Arkeologlara kalsaydı 2020’lerde zor biterdi” cümlesi de üst düzey tarafından zikredildi.
Yine çok üzüldüm.

*

Marmaray’a sadece bir ulaşım projesi olarak bakamayız. Ortada çok büyük bir kazanım var.
İstanbul’daki kent tarihi
6 bin yıl daha geriye gitti.
Ders kitapları değişti. Bu kazı, tarihi değiştirdi.
Ayrıca...
Türkiye’nin böylesine bir arkeolojik projeyi yürütebileceği, dünyada örneği olmayan, dünyaya model olan bu kazıyı Türkiye’de yetişmiş arkeologların yapabileceği görüldü. Bundan sonra böyle bir çalışma yapıldığında buradaki bilgi, birikim, tecrübe o tarafa aktarılabilecek; işler daha pratik ve üst düzeyde yapılabilecek.
Bu kazıda çok insan yetişti ve bu tecrübe, bu bilgi birikimi şu an bizde. Bizim memlekette çok önemsenmese de dünyada en çok para eden şey bilgi ve tecrübe.

*

Marmaray’dan çıkan
eserlere gelirsek...
Dünyada olmayan 37 batıklık bir koleksiyon var elimizde.
Bu koleksiyonla ilgili tüm verinin Türkiye’de olması çok önemli. Birileri Bizans dönemi batıklarıyla ilgili çalışma yapacak olsa bütün veriyi bizden alacak.
Batıklar dışında Marmaray’dan 2-3 müze kuracak kadar eser çıktı. Açılıştaki konuşmalardan sanki 36 bin eser varmış gibi bir algı oluştu. Halbuki 36 bin envanterlik değerde eser var, ama onun dışında binlerce eser daha çıktı. Bunlar ileride bilimsel çalışmalara konu olacak, belki o sözü edilen İstanbul Kent Müzesi’ne taban oluşturacak.

*

Gecikmeyi arkeologlara yıkan söylemlerle aslında arkeologlar hedef gösteriliyor. “Biz kalkınmaya çalışıyoruz ama engel oluyorlar. Engel olanlardan bir grup da bunlar” gibi bir algı yaratılıyor.
Oysa birkaç yıllık bir gecikme herhangi bir dev projede gerçekleşebilir. Bunun nedeni arkeolojik kazı da olabilir, tünellerin bitmemesi de olabilir, istasyonların tamamlanmamış olması da... Ne olduğunun önemi yok ama burada bir şirin görünme çabası var: “Biz bunu daha önce de bitirirdik, biz bunu yaparız.”

*

Eyvallah, harika bir iş yapıldı.
Keşke köprüler yerine 3 tane daha Marmaray yapılsa, başımız üstüne.
Ama niye gecikme vurgusu yapılıyor?
Bir kere bunun yasası var. Devlet “Toprak altından çıkan tüm kültür varlıkları benimdir” diyor. Arkeologlar da kafalarına göre değil, bu yasaya istinaden iş yapıyor.
Tüp geçit yapmak da devletin işi, kazı yapmak da...
Gecikme vurgusu yerine, “Devlet burada kültür varlığıyla ilgili yükümlülüğünü de layıkıyla yerine getirdi” daha hoş bir söylem olmaz mıydı?
İnanın, bunun üzerinden de çok güzel reklam yapılırdı.

Yazarın Tüm Yazıları