Paylaş
Hayallerimizi baskılayamazlar.
Gelin birlikte hayal edelim.
Gezi direnişindeki talepleri hatırlıyor musunuz?
İlki, Taksim’e kışla yapılmaması ve Gezi Parkı’nın kamusal alan olarak kalmasıydı.
Gerçekte ne oldu? Talep kısmen, kâğıt üstünde karşılandı. O kışla yapılmadı. Lakin park hâlâ tam anlamıyla halka açık değil. Fiziksel duvarlar örülmüş olmasa da, karakola dönüştürülmüş durumda.
Ama hayalimizde öyle olmak zorunda değil. Bu talep karşılansaydı, belki hayalimizdeki şu manzara gerçek olacaktı:
Gezi Parkı bir açık hava müzesi olarak muhafaza edilmiş. Duvarlardaki yazılar, esprili sloganlar, yürürken insanı başka bir dünyaya götüren her şey olduğu gibi korunmuş, ortadan kaldırılmamış; o yaratıcılığın üstüne süs çiçekleriyle ya da plastik boyayla bant çekilmemiş. 1 Mayıs Gezi’de festival havasında gerçekleşmiş, belki gözaltına alınan piyano geri gelmiş, “Sözlerimi Geri Alamam” bir yıl aradan sonra yine hep bir ağızdan söylenmiş.
*
Hadi gelin, hayal etmeyi sürdürelim...
Halkın en demokratik hakkını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce insanın yaralanmasına, bir grubunun ölmesine neden olan valiler, emniyet müdürleri görevden alınmış. Yani yapanın yanına kâr kalmamış.
Artık her köşe başında polis yok, polisle göz göze geldiğimizde de gülümseyerek selamlaşıyoruz.
Zira artık vatandaşına saygı duyan, ona şiddet uygulamayan, onu korumakla kendini yükümlü hisseden bir polisimiz var.
*
Gaz bombası kullanımı yasaklanmış. Vatandaş da halinden memnun, arada itirazlarını dile getirmek için küçük gruplar halinde sokağa çıkıyor, pankartını açıp yarım saat yürüyüp dağılıyor.
*
Diğer talepler de yerine gelmiş.
Başta 3. köprü ve HES’ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına “Dur” denmiş, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyaseti bir yana bırakılmış, devlet Alevi yurttaşlarımızı bağrına basmış, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerine, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakâr erkek politikalarına karşı yükselen sese kulak verilmiş, emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin önündeki tüm engeller kaldırılmış.
Hayali bile güzel.
*
Hükümet, Gezi’yi bir darbe girişimi gibi yansıtmak yerine, insanların derdini anlamaya çalışsaydı, haklı taleplerine dikkat kesilseydi, bugün yukarıda hayalini kurduğumuz, cennet gibi ülkenin yoluna taşlar çoktan dizilmişti.
Gezi’den yükselen demokratik taleplerin hiçbiri karşılanmadı, bilakis talepte bulunanlar şiddetle baskılandı.
Ve özgürlükler peşinde gözyaşıyla, kanla büyük bedeller ödendi, halen de ödeniyor.
*
Oysa...
Demokrasilerde özgürlüğün hiçbir türlüsü için bedel ödenmez.
İnsanlara özgürlüklerine giden yolda bedel ödetilen ülkelerde de demokrasiden söz edilemez.
Paylaş