Paylaş
Mesela önce “kadın ölümleri”ydi.
Sonra “kadın cinayetleri” oldu.
Şimdi de “kadın katliamı.”
Bu bence size bir şey desin.
He ne kadar meseleyi sayılara indirgemek, ölen kadınları birer rakamdan ibaret gibi gösterse de...
Bazıları başka türlü önemsemiyor.
Bakın, 2013’te toplam 842 kadın öldürüldü.
Sadece geçtiğimiz haziran ayında benim takip ettiğim kadarıyla ölen kadın sayısı 17.
Temmuz ayında resmen kadın katliamı yaşandı.
Erkekler adeta ormana odun kesmeye gider gibiydi. Zira Kocaeli’de, Adana’da ve Erzurum’da 3 kadın kocaları tarafından baltayla saldırıya uğradı.
Biri yaralandı, biri ağır yaralandı, biri öldü.
Balta ruhsata bağlansın desek yeridir.
Onun dışında, 20 yerinden bıçaklanıp dere kenarına atılan kadın mı ararsınız, kurşun yağmuruna tutulan mı, boğularak öldürülen mi, sevdiği adamla kaçtı diye zorla eve geri getirilip 16 yaşındaki erkek kardeşi tarafından canına kıyılan mı, ağzında silah patlatılan mı...
Bunların hepsi ve dahası sadece halen içinde bulunduğumuz ayda gerçekleşti.
Ha bu arada idarenin evlere şenlik sözleri de olmadı değil.
Misal size, Aile Bakanı çıkıp “Koruma altında ölen kadın yok” diye bir açıklama yaptı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu bunun üzerine koruma altında öldürülen kadınların fotoğrafları ellerde, ailelerin konuşmaları eşliğinde eylem yapıp doğrudan cevap verdi.
Bakan’ın ‘yok’ dediği kadınlar canlarını kurtarmak için koruma istemiş, kimlik değiştirmiş veya yaşadığı şehri terk etmek zorunda kalmış kadınlardı. Ve ölmüşlerdi.
Bakan’ın açıklamasının hemen ardından –evrenden mesaj gibi- Çanakkale’de kocasının evden uzaklaştırma kararı, yani korunma tehdidi olan bir kadın evinin önünde kocası tarafından öldürüldü.
Yani, bu işi beceremiyorlar.
Kadınları koruyamıyorlar.
Koruyacak caydırıcı yasaları getirmiyorlar.
“Sorun yok, asayiş berkemal” havasında takılıyorlar.
Ama hayır.
Asayiş berkemal değil.
Asayiş yerlerde.
“Ceza yasasında sorun yok” diyorlar. Yeni yargı paketiyle yeni indirimlerin yolunu açıyorlar.
Karakola sığınmaya çalışan kadınlara bir A4 kağıdı yüzünden “Çok geliyorsun, kağıdımızı bitiriyorsun” diyen polisleri uyarmıyorlar.
Sonra da başkasının polisiymiş gibi bir haller.
Aynı günde üç kadının öldürüldüğü, çocuk yaşta evlendirilen genç kadınların av tüfeğiyle intihar ettiği, tacizin, tecavüzün, istismarın her köşede kol gezdiği bir ülke burası.
Bu bizim gerçeğimiz.
Kendi gerçeğimizle yüzleşemediğimiz sürece çürümeye devam edeceğiz.
Paylaş