Paylaş
27-30 yaşları arasında dört genç... Melis, Çağrı, Zeynep ve Onat... Geçtiğimiz yılın başında kafa kafaya verdiler ve kendilerine bir slogan buldular: “Dünya bizim evimiz”...
Projelerinin adı “Bir Gezi Projesi”... Kısaca BGP.
Melis, Bodrum’da yaşıyor, fotoğrafçılık ve görsel tasarımla uğraşıyor. BGP’nin rehberi.
Çağrı, grafik ve illüstrasyon eğitimi almış, hâlâ kendini geliştirmekle meşgul. BGP’de eğlence ve sanattan sorumlu.
Zeynep, Gümüşlük Mimoza Restoran’ın mutfağında çalışıyor. BGP’nin aşçısı.
Onat, fotoğraf ve kameramanlık mezunu. BGP’nin kameramanı.
Bu dörtlünün tek bir derdi var; özellikle gençlere yıllardır hayalini kurdukları seyahatlerin aslında zor olmadığını göstermek. Bunu da, kendi hayallerini gerçekleştirirken takipçilerine “Siz de yapabilirsiniz” diye ilham vererek yapıyorlar.
Geçtiğimiz yıl 3 bin kilometre yol kat ettikleri Fas’tan sonra Tayland, Kamboçya ve Laos’u da rotalarına eklediler. 26 şubat’ta Uzakdoğu seyahatine çıktılar. BGP’nin amacı farklı kültürleri tanımak ve tanıt-mak, gezginliğin keyfini sürmenin ne demek olduğunu, gidilen yerlerde nasıl aktiviteler yapılabileceğini göstermek, ne yenir ne içilir gibi soruların rehberi olmak.
Proje, vizesiz ve kapıda vize alınan ülkeleri kapsıyor, çok para harcamadan, düşük bütçeyle güvenli seyahatin anahtarını sunuyor. BGP’nin, bir yere dair akla takılan her soruyu itinayla yanıtlamayı hedeflediğini söylüyorlar:
“Gidilen ülkenin bilindik yerlerindense kıyıda köşede kalmış güzelliklerini bularak, dağ tepe yolculuk yaparak ve deneyimlerimizi olduğu gibi aktararak, sizin de o ülkelere seyahat ettiğinizde karşılaşma ihtimaliniz olan her duruma karşı hazırlıklı olmanıza yardımcı oluyor ve unutulmaz anlar yaşamanızı sağlamak için gereken tüm bilgiyi veriyoruz.”
Birgeziprojesi.com veya facebook.com/birgeziprojesi adreslerinden bu dört gencin macerasına eklemlenebilir, yazılar, videolar ve fotoğraflarla anlattıkları yolculuklarını izleyebilirsiniz.
“Seyahat etmek, herkesin diğer ülkeler hakkındaki düşüncelerinin yanlış olduğunu keşfetmektir” demiş Aldoux Huxley.
Bir dönem seyahat resmi eğitimden daha önemli sayılırdı. Hâlâ da böyle düşünenler var.
Seyahat önemli çünkü dünyanın dört bir yanında toplumlar, bizim ülkemizde yaşadığımız sorunların aynılarını yaşar ve bu sorunlara birbirinden farklı çözümler getirir. Bazı çözümler işe yararken bazıları yaramaz. Seyahat, bu kültürlerdeki insanları daha müşfik, güvenli ve cömert toplumlar yaratma yolunda değerli kaynaklara dönüştürür.
Pasaport sahibi olmayan çoğunluğun aksine, açık görüşlü gezginler “öteki”ni artık aynı anda bizden hem daha tehlikeli hem de daha naif anlaşılmaz insanlar topluluğu olarak göremez.
Seyahat özellikle gençlerin önceliği olmalı. Çünkü yaşını almış seyahat meraklıları tur otobüslerinden manzarayı seyredip foie gras’nın tadına varırken, gençler pansiyonlarda ve trenlerde uyur, yol boyunca farklı siyasete ve tarihe sahip bir toplumda sosyal kontrolleri tartışarak ve problem çözerek deneyim kazanırlar. Masa başındaki hiçbir eğitim bunu başaramaz.
ışte bu yüzden Bir Gezi Projesi bence toplumun geneline yayılmalı, belki bir televizyon projesine dönüşmeli, gençler seyahat etmeye özendirilmeli.
Henry Miller’ın dediği gibi, “ınsanın istikameti asla bir yer değil, yeni bir bakış açısıdır”. Bunu insana en kısa yoldan seyahat kazandırır ve ağaç yaşken eğilir.
Paylaş