Paylaş
“Kadın ile erkek eşitliği fıtrata terstir. Kadınlara komünist rejimlerde olduğu gibi erkeklerin yaptığı her işi yaptıramazsınız. Eline ver kazmayı küreği çalışsın; olmaz. Onun narin yapısına ters düşer.”
Acaba Sayın Cumhurbaşkanı Suha Arın’ın “Tahtacı Fatma” belgeselini izlemiş midir?
70’lerin sonunda Toroslardaki ormanlarda ağaç kesme ve budama işçiliği yapan köylülerin koşullarının bugün daha da kötüleştiğinin farkında mıdır? Kadınların bedensel özellikler, özel beslenme ve barınma koşulları gerektiren ağaç kesme, tomruklama işlerinde çalıştığını, üstelik bir de ormanlardaki derme çatma barınaklarında çocuk bakma, yemek hazırlama, temizlik gibi ‘kadınlığın fıtratında’ olan işleri de yaptıklarını biliyor mudur?
İşçi bile sayılmadıklarından, sendikalarda örgütlenemediklerinden, sosyal güvenlik haklarından yararlanamadıklarından haberdar mıdır?
Memleketinde çağdaş köle kadınlar olduğu bilgisi dahilinde midir?
*
Cumhurbaşkanı dedi ki:
“Kadın cinayetleri oluyor, değil mi? İnançlı bir insan, kadın cinayeti işleyebilir mi? Kadına şiddet gösterebilir mi? Hayır.”
Acaba Sayın Cumhurbaşkanı kadın cinayetlerinin itici güçlerinden birinin dinlerin önemseyip düzenlediği ‘namus’ olduğunu biliyor mu? Semavi dinlerin geleneksel cinsiyet rollerinin sürdürülmesini öngördüğü, bunları meşrulaştırdığı, erkeğin üstünlüğünün ve kadının cinsel davranışlarının namus ile ilintisine yer verdiğini herhalde biliyordur. Nur Suresi’nde kadının iffeti ve namusuna değinilirken, Nisa suresinde kadın erkeğe itaat eden olarak tanımlanıyor.
Acaba Sayın Cumhurbaşkanı dindarlığın namus cinayetleriyle ilişkili olabileceği konusunu ele alan araştırmalardan haberdar mıdır? Acaba kutsal kitapların yanlış yorumlanmasının namus suçları ile ilintili olduğunu öne süren yayınları hiç okumuş mudur?
Hadi bu araştırmalar çöp olsun diyelim, namusun temelinde yatan ataerkilliğin bu cinayetleri tetiklediğini düşünürsek, bu muhafazakar ve ataerkil bakış açısını toplumda körükleyen kimdir?
*
Cumhurbaşkanı dedi ki:
“Bugün birçok gelişmiş ülkede kadınların hak mücadelesinin eşitlik kavramına takıldığını, adalet duygusunu ıskaladığını gözlemliyoruz.”
Acaba Sayın Cumhurbaşkanı kadınlar için erkeklerle eşit hak talebini aynı olma talebi gibi mi algılıyor? Pek tabii 2 ayaklı insan ile 3 ayaklı koyun bacak sayısı açısından baktığımızda eşit değiller. Ama burada söz konusu koyunlarla insanlar değil, farklı cinsiyette iki. Ve iki insan için eşitlik pek tabii istenebilir. Acaba Cumhurbaşkanı burada meseleye İslam hukuku açısından mı bakıyor? Eğer öyleyse hatırlatalım, burası halen laik bir ülke.
*
Cumhurbaşkanı dedi ki:
“Feministler anneliği kabul etmiyor. Ama anlayanlar yeter bize, onlarla yola devam ederiz.”
Acaba sayın Cumhurbaşkanı burada kadın hakkı savunucularını radikal feministlerle mi karıştırıyor? Yoksa bunu feministleri karalamak için bilerek mi yapıyor? Zira etrafımıza baktığımızda feministlerin pek çoğunun çocuk doğurduğunu, erdemli ve özgür yetiştirdikleri çocuklarıyla da örnek anneler olduğunu görüyoruz. Belki biz körüz.
Paylaş