Melis Alphan

Alternatif tasarruf önerim

20 Aralık 2014
HERKES soruyor:

“Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın inşaat, dekorasyon vs. masrafını artık plaket verilmesini yasaklayarak mı çıkaracaksınız?”
Bence manasız bir soru.
Zira o Saray bizim Ortadoğu ve Balkanlar’daki itibarımız, Batı’yı kıskançlıktan kıvrandıran medarı iftiharımız.
Saray’a dil uzatan içimizdeki İrlandalıdır, art niyetlidir, Alman ajanıdır, faiz lobisidir, ananas mafyasıdır.
Derhal sesini kesmeli, kesmiyorsa sesi kesilmelidir.


*


Yazının Devamını Oku

İyi ki varsın Çarşı

18 Aralık 2014
Dünyanın en komik davasında darbecilikten yargılanan Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı ‘Aklımız Vicdanımızda Kaldı’ başlıklı bir açıklama yayımladı.

Bazılarınız okumuştur. Okumayanlar dönüp mutlaka okusun.
“Bizim bir hayatımız varsa, bu hayat başkalarının hayatıyla mümkündür” dedi Çarşı.
Futbolun insanlara yaydığı kolektif ruhun ve kolektif hafızanın insana kendine dışarıdan bakma şansı verdiğini ve bu bakışın insani değerleri diri tuttuğunu anlattı.
Çarşı birilerine rahatsızlık verdi, veriyor ve ihtimal o ki gelecekte de hep verecek.
Çünkü Çarşı...
Çocukların bayrağa sarılı tabutlarını unutmuyor.
12 yaşında vücudundan 13 kurşun çıkarılan çocukları unutmuyor.

Yazının Devamını Oku

Maharet ‘büyük ülke’ olmakta değil

15 Aralık 2014
HİNT Okyanusu’nun ortasındaki ada ülke Mauritius’tayım. Mevsimlerden yaz.

Gelirken ülkemde torpil listeleri konuşuluyor, RES’ler için 1000 ağaca kıyılacağı söyleniyor, Ak Saray’ın maliyetini açıklamaya yanaşmayan TOKİ, gazetecilere “art niyetli” diyor, aynı TOKİ’nin Elazığ’da yaptırdığı konutlar çöküyor, yine maden ocağında can kaybı haberi geliyor.
Epeydir midemde geçmeyen bir bulantı, burnumda kesif bir kokuyla yaşıyorum.
Derin bir suçluluk hissi ve isteksizlikle çıkıyorum yola.
Havaalanından otele yollanırken, art arda virajlar ve yüksek nemden bayıldım bayılacağım. Yolculuktan mı, taradığım haberlerden mi bilmiyorum.
Artık insanı okyanus ötesinde bile mutsuz eden, dertlendiren bir ülkem var. İntikam ve nefretten beslenen bir Türkiye.


*


Yazının Devamını Oku

Buyurun size ecdat sevgisi

13 Aralık 2014
MİHRİMAH Sultan Camisi’nin dış cephesine kocaman klima kasasını koyarsınız...

İlk mimarı Mimar Sinan olan, Adnan Menderes zamanı yol genişletme bahanesiyle yıkılan Fındıklı’daki Süheyl Bey Camisi’ni aslına uygun yapmak şöyle dursun, yerine alçıpan, alüminyum ve camla çirkin bir plazamsı inşa edersiniz...
Osmanlı ilk dönem mimarisinin cenneti Bursa’yı toplu konut mezarlığına çevirirsiniz...
Bin yıldır ayakta duran, vaktiyle çini imalathanesi olarak kullanılan Tekfur Sarayı’nın restorasyonunu geciktirdikçe geciktirir, nihayetinde de pencerelerine pimapen takarsınız...
Sirkeci’deki güzelim bir türbeyi Vakıflar’dan kiraya verir; kebapçı yapılmasına, avlusuna çöp ve sebze kasaları yığılmasına izin verirsiniz...
İstanbul’u İstanbul yapan tarihi siluetini hiç sallamaz, Sultanahmet Camisi’nin arkasından yükselen gökdelenlere izin verirsiniz... Tıraşlanacak diye mahkeme kararı çıkar, bu yolda baskı yapmazsınız...
Kanuni’nin emaneti, Mimar Sinan’ın şaheseri Süleymaniye Camisi avlusu kafelerle dolar, sesinizi çıkarmazsınız...
Fatih’te tarihi çeşmeler dökülür, onarmazsınız...

Yazının Devamını Oku

İşte mutluluk hayatta mutluluk demek

11 Aralık 2014
İşte mutluluk bir lüks mü? Gereklilik mi? Yoksa bir iş stratejisi mi?

En azından işveren söz konusu olduğunda cevap basit: Çalışanlarının mutlu olduğu şirketler daha çok para kazanıyor.
Yani, işte mutluluk bir lüks değil, rekabetçi ve başarılı olmak isteyen şirketler için bir zorunluluk.
Tijen Mergen, Diana Fındıkoğlu ve Ferah Lök’ün 2003’te kurduğu, Alexander Kjerulf ve şirketi Woohoo Inc ile ortaklığa gittiği Power of Happiness (POH), yani Mutluluğun Gücü Platformu, şirketinizin emekleme aşamasında olmasıyla ilk 500 arasında olmasının fark etmediğini, insan kaynağınızın önümüzdeki yıllarda başarınızda belirleyici olacağını vurguluyor. İnsan kaynağınız sizi ya vezir edecek ya da rezil.

¡¡¡

İş ve mutluluk çok ilintili şeyler. İş, insanı mutlu edecek birçok fırsat yaratabiliyor.

Yazının Devamını Oku

Bu ülkede yaşayabildiğimiz için bize madalya takmalılar

8 Aralık 2014
BU ülkede yaşamak neyin idmanı bilmiyorum.

Şiştik artık. Sadece son bir yıl içinde yaşadıklarımızın ‘bir kısmını’ sıralıyorum. Derin bir nefes alıp okuyun. Bakalım nefesiniz kesilmeden okuyabilecek misiniz? Bize bu ülkede yaşamayı becerebildiğimiz için madalya takmalılar.

*

İnternete sansür yasası çıktı. Twitter kapatıldı. Youtube kapatıldı. 1 Mayıs eylemlerinde megafon suç aleti sayıldı. İstanbul’da, Zonguldak’ta ve Ankara’da iktidarı protesto eden öğrenciler ve yurttaşlar yaka paça gözaltına alındı. Silvan’da 10 yaşında bir çocuk polisin gaz fişeğiyle yaralandı. Okmeydanı’nda polisin açtığı ateşte bir kişi öldü. Cenazeden sonra polisle çatışmalarda bir kişi daha öldü. Gezi direnişinde ölen Berkin Elvan 9 ay süren yaşam mücadelesini kaybetti. Başbakan annesini meydanlarda yuhalattı. Kadıköy’de gaz bombalarından etkilenen 64 yaşındaki kadın 159 gün sonra son nefesini verdi. Lice’de kalekol inşaatını protesto için yol kesen gruba askerin müdahalesiyle iki kişi öldü. “Burası hukuk devleti değil” diyen bir kişi Yargıtay önünde kendini yakmak istedi. Tekmeci müşavirin soruşturma dosyası kapandı. Gezi eylemlerine katıldı diye 98 yıla kadar hapsi istenen kırmızı fularlı kız PKK’ya katıldı. Rıza’nın korumaları Bodrum’da yurttaşlara saldırdı. Roboski katliamına ilişkin takipsizlik kararı verildi. Madımak katliamına ilişkin zamanaşımı kararı Yargıtay tarafından onandı. Yerel seçimde çöp kutularında ‘evet’ mühürlü oy pusulaları bulundu; elektrikler kesildi, “Kedidir kedi” dediler. 96 şüpheliye 25 Aralık soruşturması, 53 kişiye de 17 Aralık soruşturması için takipsizlik kararı verildi. Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polise verilen müebbet hapis cezası ‘olası kasıt’ ve ‘ağır tahrik’ indirimiyle 7 yıl 9 aya düşürüldü. Ali İsmail Korkmaz’ın davası defalarca ertelendi. Kameraları kapattıran polis memuru hakkında takipsizlik kararı verildi. Abdullah Cömert davası ertelenip durdu. Tarsus’ta planlanan HES’e karşı protestoda ‘Köylüler kardeş, HES’çiler kalleş’ sloganına 13.5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Üsküdar’daki Fethipaşa Korusu içinde Mehmet Cengiz’e ait arsadaki tarihi Hüseyin Avni Paşa Köşkü yangında kül oldu; takipsizlik kararı verildi. Kamilet Vadisi’nde yapımı süren HES’e karşı nöbet tutan bölge halkı çalışanların saldırısına uğradı. Validebağ korusunda inşaata kendini siper eden bir grup polisten zulüm gördü. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yol açmak için çok sayıda ağaç kesildi. HES’ler için yüzlerce ‘acele kamulaştırma’ kararı alındı. Yırca’da termik santral yapımı için 6 bin zeytin ağacı kesildi; köylüler dövüldü, kelepçelendi. Yaşam alanları katledilen yabandomuzları Boğaz’a indi. Mudanya’da bir inşaat için 100 zeytin ağacı söküldü. Çaldağ Madencilik’in projesine verilen ‘ÇED olumlu’ raporuyla, 300 bin-2 milyon ağacın kesilme tehlikesi belirdi. 10 yılda 2 milyon 573 bin futbol sahasına denk gelen tarım arazisinin imara kurban gittiği ortaya çıktı. Amasra-Kilimli enerji iletim hattı için ÇED olumlu kararı olmadan 1500 ağaç kesildi. Çevre Bakanlığı, AYM’nin iptal ettiği ÇED muafiyetine dair bir maddeyi yeniden yürürlüğe koydu. Başbakan Yardımcısı “Kadınlar herkesin içinde kahkaha atmamalı” dedi. Erzurum’da boşanma davası süren eşini bıçakla yaralayan adamın davasında kadının ‘tayt giymiş olması’ tahrik nedeni sayıldı. Kadın katilleri televizyon programlarına misafir edildi. Antalya’da kadınlara özel plaj açıldı. Kendisinden boşanmak isteyen eşini 43 yerinden tornavidayla yaralayan adam, tehdit suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti. Cumhurbaşkanı, “Kadın ile erkek eşit değil, fıtratları farklı” dedi. Soma’daki kömür madenindeki patlamada 301 işçi can verdi. Ermenek’te madeni su bastı, 18 işçi hayatını kaybetti. Torun Center inşaatında asansör 32’nci kattan zemine çakıldı, 10 işçi öldü. Yürütülen soruşturmada proje sahibi Torunlar GYO yönetimi hakkında takipsizlik kararı verildi.
Hükümetin “Türkiye’yle ne ilgisi var” dediği Kobani ile ilgili protestolarda 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı, 323 kişi tutuklandı.

Yazının Devamını Oku

Bana sanatçını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim

6 Aralık 2014
SANAT ve iktidar ilişkisi hiç yeni bir tartışma değil.

Ama bu, tekrar ve tekrar tartışmayacağımız anlamına gelmiyor.
Gelin, tartışalım.


*


Osmanlı’da saray edebiyatın merkezi.
Ta başından beri bu böyle.

Yazının Devamını Oku

Yıl olmuş 2014 uğraştığımız şeylere bak

4 Aralık 2014
2014’te dünya ne gibi buluşlara imza attı diye merak ettim, bilim sitesi Gerçek Bilim’i taradım.

Birkaç örnek...
* İsviçreliler, beyin dalgaları sayesinde genetik olarak modifiye edilmiş hücreleri etkileyerek belirli bir protein ürettirebilecek implant geliştirdiler.
Bu sayede, mesela kronik baş ağrısı veya epilepsi yüzünden beyinden gelen dalgalar algılanarak vücudun ihtiyacı olan protein üretilecek ve kişi iyileştirilecek.
* Ukraynalılar yeni bir lazer tahrik sistemi icat ettiler. Bu sayede uzay mekiklerinin yakıt tüketimi azalacak ve süpersonik hızlara çıkılabilecek.
* ABD’liler güneş ve rüzgardan elde edilen fazla enerjiyi depolayacak sıvıdan bir pil prototipi geliştirdi.
Güneş olmadığında, rüzgar esmediğinde bu pilde depolanan enerji verilerek daha verimli enerji transferi sağlanabilecek.
* 8 bin kilometre mesafede beyinden beyine iletişim kuruldu. Hindistan’daki birinin beynine bilgisayar ara yüzü yerleştirildi ve Fransa’daki birine düşünce gücüyle kelimeler yollandı.

Yazının Devamını Oku