Paylaş
Diyorum ki, mesela trafikte birbirinize yol vermemek için harcadığımız enerjiyi bugün faydalı işlerde kullansanız? “Kim burnunu önce sokacak” yarışı yapmak, güzel bir hafta sonunda sinir harbi yaşamak yerine, frene bassanız?
Bakın karşılıklı birbirinize yol verdiğinizde, birbirinize gülümseyerek teşekkür ettiğinizde nasıl da kendinizi pamuk gibi hissedeceksiniz. Sinirleriniz gerilmeyecek, işleriniz rast gidecek.
Çok rica ediyorum, bari bir gün deneyin bunu. Ha, yarın canınızdan olmak pahasına yol vermeyin yine, sorun değil. Nasılsa bu mel’un alışkanlığınızı öyle kolay kolay bırakamayacaksınız.
Sadece diyorum ki, bir güncük deneyin şunu.
Deneyim, deneyimdir.
Bunları da yapın
Bugün birbirinin telefonunu karıştırmak, mailini kurcalamak, Facebook’unu mercek altına almak yerine bir saat yürüseniz...
İnternetin, telefonun olmadığı bir dünyada yaşıyormuş gibi davransanız...
Kimsenin kimseye yalan söylemediği, huzurunuzu kaçıran kimsenin olmadığını farz edin. Bakın söylüyorum, çiçeğe döneceksiniz, çiçeğe.
Bu arada yeri gelmişken, olmayacak adamlar için o güzel enerjinizi niçin harcarsınız sevgili kadınlar?
Misal, şimdi bir tanıdığın tanıdığı, sevgilisinin kadınlara olan ilgisinden o kadar şikayetçi ki, adam askere gitti, size mutluluğunun büyüklüğünü anlatamam.
“Keşke hayatı boyunca orada kalsa” diyor.
Adam olmayacak adamlarla sen uğraş, sonra kadınlarla ilgisinin mecburen kesildiği yerde –ondan ayrı kalma pahasına- kalmasını iste. Olacak iş değil...
3.99 ‘out’, 3.50 ‘in’
Bu markaların potansiyel müşterileri avlama çarpışmaları hiç bitmez, bilirsiniz.
Her şey iyi hoş da, bizi salak yerine koyuyorlar ya, işte en çok bu beni üzüyor sevgili evinde çorbası kaynayan Habitus okuru.
Konuya geleyim.
Birtakım şık objelerin üzerinde absürt fiyatlar görüyorsunuz ya hani bazen. Mesela fiyatı 3.50 olması imkansız bir masanın üzerinde bu fiyat yazıyor.
Tabii, birçok müşteri, “Allah Allah” diyerek yaklaşıyor, ürünü inceliyor, “Nasıl bu kadar ucuz olabilir?” sorusunun yanıtını bulmaya çalışıyor...
Sonra bir bakıyor ki meğer senin 3.50, 128 taksitte (ya da öyle bir şey) ödeyeceğin bedelin ilk taksitiymiş.
Adam, sana ay başına yansıyacak fiyatı yazmış.
Yani, “Sadece 499.99 TL” kandırmacası artık “out” sevgili hesabını bilen Habitus okuru.
Artık 499.99 TL’yi 24 aya bölüp “Sadece 20.8 lira!” diyorlar. Sen de “Allllaaaaah 20.8 lira!” diye atlıyorsun.
Kredi kartlarıyla ilgili yarattıkları “size harcayabileceğiniz bin liralar veriyoruz, adeta geri istemiyoruz” algısından sonra 0.1’lik kandırmaca vardı, şimdi sıra taksit oyununda.
Enayiliğe lüzum yok diyor, sevgilerimi sunuyorum.
Paylaş