Yazıklar olsun size!

Hani sokakta rahat rahat yürüyememekten şikayet ediyoruz ya.

Haberin Devamı

Kafa aynı oldukça dünyanın her yerinde o iğrenç sokak tacizini benzer şekillerde yaşayabiliyormuşuz. Geçen hafta bir gün, Berlin’de tek başıma eczane ararken bunu gördüm...
Bakın ne oldu: Hızlı hızlı yürürken, caddenin kalabalık olmayan bir yerinde aralarında Türkçe konuşan bir grup genç adamla karşı karşıya geldim.
Aralarındaki bol halvetli konuşmadan çıkardığım kadarıyla Türk olduğumu anlamadılar. Yürürken tam yan yana geldiğimiz anda biri bir hamle yaptı bana doğru... Elleyecekti, dokunacaktı, beceremedi. Çünkü çantamı kendime, daha doğrusu kalça tarafına ani bir hareketle siper ettim. Arkadaşı, “Elleyemedin lan, ahahaha” diye takıldı arkadaşına; henüz aralarındaki konuşmaları duymayacağım kadar uzaklaşmış değildik birbirimizden.
Utandım. Onların adına utandım. Sokakta tek başına yürüyen kadını taciz etmeyi hak olarak görmelerine, rahatlıklarına baktım, bir daha utandım.
Arkalarından “yazıklar olsun size” diye bağırdım. Şaşırdılar, biri “Türk’müş lan” dedi arkadaşına. Kahkahalar atıp, aralarında itişip kakışarak kendi yollarına...
İşte, bu durum Türkiye’de zaman zaman (hatta sık sık) başımıza gelen durumdan farklı değil. Sokakta tek başına yürüyen kadına taciz, kimi erkekler için normal. Nasılsa kadın çığlık atmaktan başka bir şey yapamayacak, polis çağrılacak bir durum da yok (zaten çağırsan bir saniye içinde arazi olur ya, neyse), içi rahat. Onun için gününün neşesi, eğlenceli bir an, taciz etse de edemese de üç dakikalık heyecan.
Ve işin daha da üzücü tarafı, “Bizi yanlış tanıyorlar yurtdışında” diyoruz. Durum böyleyse hiç üzülmeyelim zira yanlış değil, gayet doğru tanıyorlar. Oralarda yaşayan her 50 adamdan biri bile bunu yapıyorsa, “halimiz içler acısı” demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Haberin Devamı

Çok sıkıldım

Dizi röportajı klişelerinden: Şimdi yeni diziler başladı malum, her gün farklı bir dizinin röportajıyla karşı karşıyayız. Çok rica ediyorum, yalvarıyorum, sevgili oyuncular, lütfen “Çok iyi bir ekiple çalışıyoruz” demeyiniz.
Hiçbiriniz “Kötü bir ekiple çalışıyoruz, yönetmenden de nefret ediyorum, iğrenç bir partnerim var zaten, ağzı kokuyor öpüşemiyoruz” diyemeyeceğinize göre bunun aksi olan “nefis bir ekip, süper bir yönetmen” laflarının da pek değeri yok.
Artık “Çok iyi bir ekibimiz var” sözünü duyduğum anda uykum geliyor yemin ediyorum. Siz sevgili oyunculara bu cümleyi kurmayı yasaklıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları