Yaktın bizi Merkür

Efendim, Merkür geri gidince biz de gitmiş sayılıyoruz ya.

Hani hayat zorlaşıyor, iletişim sorunları ortaya çıkıyor, birtakım elektronik aletler bozuluyor.
Biliyorsunuz astrolog kardeşlerim “Aman önemli anlaşmalara imza atmayın, yeni kararlar almayın, az bekleyin” diyorlar...
İnsanın içine kurt düşürüp sonra da “Merkür’ün geri gidişi aslında hayatımızı zorlaştırıyor gibi görünse de böyle dönemler geriye dönük düşünmek, yarım kalmış işleri halletmek için harika fırsatlar yaratır. Gezegenler sizin için çalışıyor ayol!” diye rahatlatmaya çalışmıyorlar mı! İşte ben buna hasta oluyorum.
Sen her şeyin ters gideceğini söyle, neredeyse evimizde oturup, pikeyi kafamıza kadar çekip 12 Eylül’e kadar kımıldamadan yatmamızı öner, sonra da “rahat olun canııım, bir şey yok” mesajı ver...
Karar ver a be astrolog. Şimdi Merkür’ün geri gidişi iyi mi kötü mü ben anlamıyorum.
Ayrıca şu soruyu da gündeme getirmek istiyorum; biz bu arkadaşın geri gidişine bu kadar kafayı ne zaman taktık? Eskiden bu kadar stres olduğumuzu hatırlamıyorum. O vakitler geri gitmiyor muydu Merkür? Hayır yani, şimdi olan bütün tersliklerden onu sorumlu tutuyoruz ya, o açıdan. Yere kalem düşse “Merkür’dendir”, bardak kırılsa “Merkür’dendir”, trafik tıkansa “Merkür’dendir”...
Tüm bunlar bir yana “şekerim Merkür geri gidecekmiş mahvolduk” diyen kadınları tek tek sözlüye kaldıracağım.
İlk sorum, “seni bu denli endişelendiren bu geri hareketi bi’ açıklar mısın” olacak.
Kem küm edenlere sıfırı basacağım.
Bu arada, kendi çevremde şöyle bir yokladım, bu “geri hareket”in nasıl olduğunu hakikaten bilen yok. Fakat yine de herkes çok korkuyor. Enteresan.

Nasıl oluyor bu geri gidiş?

Şimdi efendim, şöyle anlatayım. Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür, pek hantal, pek yavaş bir gezegen. Sevgili Dünya’mız adeta bir Nevin Yanıt hızıyla Merkür’ü geçince, minik gezegen sanki geri gidiyormuş gibi izleniyor Dünya’dan baktığımızda.
Öyle bir şey yok tabii, tamamen spekülasyon, hepimiz yörüngemizde ileri gidiyoruz, ancak astronot ya da makak olmadığımız ve uzaya gidip oradan bildirmediğimiz için Dünya’da bulunan tüm insanlar bu küçük gezegeni geri hareket yapıyormuş gibi görmekte. Olay budur yani.

İnsan yiyen otobüs

Benim trafikle ilgili hiç umudum yok, senin var mı sevgili her gün direksiyon sallayan Habitus okuru? Bir gün gelse, tüm gazetelerin tüm köşe yazarları aynı anda trafikle ilgili yazsa, öyle bir durumda bile bunun bir gram faydası olacağını, bir şeylerin değişeceğini sanmıyorum. Yine de bakarsınız mucize olur, biz yazmaya devam edelim, değil mi...
Ne zaman trafikle ilgili yazsak özel otoların şoförleriyle yani kendimizle ya da olsa olsa taksicilerle ilgili karalayıp duruyoruz. Esas konuşmamız gereken dolmuş, minibüs ve belediye otobüsleri değil mi aslında? Hele ki belediye otobüsleri...
Şoförler, cüssesine güvendikleri otobüslerini, araçların-yayaların üstüne sürmekte bir sakınca görmüyor. Belediye otobüsü dediğiniz aracın şoförü, sakin sakin, önce yolcuların ve dışarıdakilerin hayatını düşünerek hareket etmez mi? Etmez.
Zaten otobüsle çarpışırsanız yandınız, daha önce deneyimi olanlar bana katılacaktır, aracınız yamulduğuyla kalır, hiçbir zaman belediye otobüsü kabahatli değildir çünkü. Eh, bunun rahatlık ve güvenini yaşayan otobüs şoförleri de şehir trafiğinin kralı ilan etmişler çoktan kendilerini...
Dolmuş ve minibüsler hakkında çok söz söylemeye gerek yok. Caddebostan’dan Taksim’e geçerken köprü yolunda, slalom yapa yapa takribi 3,5 dakikada Boğaz Köprüsü’ne ulaşan o dolmuşlarda merkezkaç kuvvetiyle çılgıncasına savrulmamış bir Anadolu yakası insanı var mıdır sorarım size. Peki minibüslerde dengede durmak için dalga sörfü teknikleri geliştirmemiş olan?
Bence Türk insanı minibüs deneyimleri sayesinde Los Angeles sahillerinde efsane olabilirmiş.
Allah aşkına, bir psikolog filan açıklasın bunu, toplu taşıma araç şoförlerinin trafikte yaptığı cambazlıkların mantıklı bir açıklaması var mı?
İşin kötüsü bu otobüs-dolmuş-minibüs şoförlerinin yarattığı trafik terörünün çözümü olmadığı için durumu kanıksamak zorunda kalıyoruz. Çözümü olan varsa el kaldırsın.
Yazarın Tüm Yazıları