Paylaş
Bundan tam dokuz yıl önce başladım Hürriyet Kelebek’te köşe yazmaya.
Dün gibi hatırlıyorum ne hissettiğimi, ne büyük heyecan yaşadığımı...
Şimdi geriye baktığımda anlıyorum ki, insan bir yolda yürümeye başlarken aklından pek çok düşünce geçiyor; bir tek şunu görmüyor:
Nasıl değişeceğini ve dönüşeceğini...
İyisiyle, kötüsüyle yaşanan tüm deneyimler kişiliğimizi, hayatımızı şekillendiriyor, başkalaşıyoruz.
Bir hayat içinde pek çok karaktere bürünüyoruz aslında.
Esnek olmayı becerdikçe, gelişime açık oldukça büyüyoruz, dünyada kapladığımız alan genişliyor...
En güzeli de ne biliyor musunuz?
İnsan bilgiye ulaştıkça, öğrendikçe, ufku genişledikçe gücünün farkına varıyor.
Hayata, dünyaya, mesleğine, ilişkilerine, çevresine bakışı değişiyor.
Benim için bundan sonra yeni bir dönem başlıyor.
Aslında epey uzun zaman önce başlamıştı o dönem, hanidir bir yolun başında duruyorum, “Sapsam mı, sapmasam mı, becerebilir miyim, beceremez miyim?” diye düşünüyorum.
Gördüm ki aslında bu soruları kendi kendime aklımda yarattığım sınırlar sorduruyormuş bana.
Kendi aklımın esiri olmuşum bir bakıma.
Çoktan sapmalı, ilerlemeliymişim. Korkacak, çekinecek, “Acaba” diyecek bir durum yokmuş.
Veda yazısı yazmak zor o yüzden çok uzatmayacağım, aslında tam da veda sayılmaz benimki.
Yine bu sayfalarda yabancı dizi röportajlarıyla ve Hürriyet Daily News için yazdığım İngilizce yazılarla buluşmayı sürdüreceğiz.
Ancak bugün burada Kelebek için son defa köşe yazıyorum.
Yıllardır birlikte çalıştığımız sevgili arkadaşlarıma, yöneticilerime bana güvendikleri, sayfalarını açtıkları için teşekkür ederim.
Birlikte çok güzel işler yaptık, yine yapacağız.
Dedim ya bu bir veda değil, bir başlangıç aslında...
Yine görüşeceğiz...
Paylaş