Hiç düşündünüz mü? Çok eleştirdiğiniz bir programı, bir diziyi neden hipnotize olmuş gibi izliyorsunuz? Bu davranışınızın altında ne yatıyor?
Şimdi hiç öyle “Ay ben öyle pek TV izlemem” demeyin, AGB Nielsen Medya Araştırma şirketi’nin 2009 TV yıllığına göre Türkiye, bir gününün 324 dakikasını televizyon izlemeye harcıyor. ** Dizilerle olan ilişkimiz malum. Haftanın belirli günleri hayatın durduğunu söylemek mümkün. Milyonlarla ifade edilen kalabalıklar belli günler ve belli saatlerde ekrana kilitleniyor. Çok izlenen Hanımın Çiftliği, Aşk-ı Memnu gibi dizilerin gece başına 10 ila 15 milyon kişiyi ekran başına topladığını biliyor muydunuz? Tabii on yıl öncesini konuşuyor olsaydık bunun çok büyük bir başarı olduğunu söyleyemeyebilirdik... Henüz internet kullanımı çok yaygınlaşmamış, televizyon kanal sayısı ise sınırlı iken, iyi bir yapım söz konusu olduğunda izleyiciler elbette kolayca ekrana bağlanıyordu... Fakat şimdi koşullar çok başka. Sadece üç yıl içinde bilgisayar ve internet bulunan ev oranı yüzde 20’den yüzde 30’a çıkmış. Öte yandan, sayısını bir çırpıda söyleyemeyeceğimiz kadar çok sayıda kanal bulunuyor, dolayısıyla belli bir yere dikkat toplamak zor. Televizyondan uzak kalmak eskisi gibi “izlemezsen treni kaçırırsın” hissi yaratmıyor. Bu gerçekleri göz önüne alacak olursak, 10 milyonu aşkın kişinin ekran başına kilitlenmesi bir mucize gibi... Ne izliyoruz, neyi, neden izliyoruz meselesini Kanal D ve Star’ın araştırma ve planlamasından sorumlu yöneticilerinden Erkin Zincidi ile konuştum. Kendisinin yaptığı en önemli işlerden biri izleyici eğilimlerini belirlemek ve neyi niçin izlediğimizi anlamak...
Sabah programlarının sırrı
“Sabah programları kadınları uyutmak amacında mıdır, sadece vakit geçirmeye mi yarar bu programlar?” İlk sorum buydu Zincidi’ye. Sahi, neden kadınlara onları bir adım öteye götürecek şeyler vermezken, ya itmeli-kakmalı bağırış çağırışlı “dert çözme” programı ya da kamera önünde tanışma ve izdivaç izletiyoruz ve tutuyor? Sabah programları söz konusu olduğu anda düğmeye basılmış gibi “Boş işler bunlar canım” cümlesini kurabiliyoruz ya, öyle değil aslında mesele. Açıklaması da şudur: “Bu programları biliyorsunuz Sosyal Ekonomik Statü ındeksine göre C1 (orta) ve C2 (orta alt) olarak adlandırdığımız grup izliyor. Ve bu gruba dair kadınlar için hayat şöyle: Ben çok dalgalı bir denizde dümeni düz tutmaya çalışan bir kaptanım. Her an başıma kötü bir şey gelebilir. Kimileri için sadece dışarıda değil, içeride, yani ev içinde de kötü bir dünya var. Hâl böyle iken, sabah programındaki sorunları izleyen seyirci, kendi hayatı ile ilgili de belli çıkarımlar yapıyor. Kadınlar ‘bu benim hayatımda olsa nasıl davranırım’ diyerek, o programları bilgi kaynakları olarak ele alıyorlar.” Yani, meselenin özü “Başkasının başına gelenle eğlenelim, oh birbirlerini yolsunlar da biz izleyelim” değil. Elbette işin drama kısmı insanı çeken yanlardan biri ancak o programları izleyen kişilerin motivasyonları tamamen hayatla ilgili kaygılar ve korkulardan geliyor.
“Oprah tarzı, tutmaz”
Hep tartışılır ya “Türkiye’nın Oprah’sı kimdir, niçin öyle bir program yapılamadı” diye... Denenmemiş de değil hani, ancak olmuyor. “Oprah tarzı programlar tutmaz” diyor Zincidi. Zira sosyal ekonomik statü indeksinde orta ve alt katmanları gösteren C1, C2, D kadını kendiyle değil, hayatla savaş halinde. İndeksin üst kısımlarını işaret eden A ve B grubuna ait kadınlar ise “Oprah modeli” olarak tanımlayabileceğimiz programlara, kişisel gelişime, motivasyona, birey odaklı şovlara yönelebilirler ancak gündüz televizyon izleyen grup onlar değil. A-B ve C1-C2-D tamamen farklı dokular. ıkinci grubun yaşamsal kaygıları var, dolayısıyla ihtiyaçları olan kavramlar umut, eğlence, rahatlama ve en önemlisi de adalet. Tüm bunları bir arada barındıran ya da bu duyguları aktaran programlar, izlenir. Peki ya izdivaç programları? ışte o da işin eğlence kısmı. Aslına bakarsanız, aynen küçük bir çocuğun sevdiği bir çizgi romanı büyük bir iştahla okumasına benzetebiliriz bu durumu. Gün içinde (koca işte, çocuk okulda) yalnız kalan kadın kendine o programlarda günlük küçük kahramanlar yaratıyor ve onlara bağlanıyor. Zincidi, sadece bu konuda değil, her alanda “kahramanlık” teması her zaman çalışır diyor. Hangi dizi niçin izleniyor, hangi programların sonu geliyor, sohbetin devamı için yarını bekleyiniz...