Paylaş
Yoook, yok arkadaş, ben artık çok eminim, biz şişmanlıkla filan savaşamayız. Hiç gerek yok. Şu “Memeli Cin Ali” figürüne aşık medya ve reklam dünyası bu fikrinden vazgeçmedikçe zaten savaşsak da pek yol alamayız.
Aslına bakarsanız, kendi aramızda ne konuştuğumuz mühim değil, önce televizyondaki, dergilerdeki, gazetelerdeki “şişman değerlendirme ölçeği” değişsin.
Bu öyle bir ölçek ki, medyaya göre etinizin üzerinde kemik olunca “fazlalıkları var” oluyor.
Hakikaten hayret edilecek olay! Mesela Tuba Ünsal, fazla kilolarıyla dikkat çekebiliyor!
Şişmana şişko diyerek bir yere varamayız ama Tuba Ünsal’a “fazla kilolu” diyerek tatsız bir noktaya varmamız mümkün.
Bırak o ilacı!
Bu arada “diyet hapı sezonunu” törenle da açtık.
Hakikaten, elim kolum bağlanıyor, ne yapacağımı şaşıyorum bu konu açıldığında.
Evvelki haftalarda demiştim ya, “Bu konuyu her gün yazasım var” diye.
Diyorum ki, ilaç kullanarak zayıflamaya kalkan ve hayati tehlike atlatan siz sevgili Habitus okurları bana hikayelerini yollasa...
Burada paylaşsam...
İstemezseniz isminizi saklarız, ama diyet ilaçlarına sempati duyan kadınların bence gerçek hikayeler okuması lazım, o nedenle başımıza gelenleri faydasını görecek insanlara anlatmalıyız...
Ben şimdilik şunları yapıyorum: Bana “Ay şu hapı alıcam, Amerika’da FDA onaylıymış”, “Hiç yemek yedirmiyormuş, iki haftada kesin çözüm” diye heyecanlı heyecanlı diyet hapı anlatan arkadaşlarımı küsme tehdidiyle vazgeçirmeye çalışıyorum.
Üzerlerine yürüyorum.
Tabii çok işe yaradığını söyleyemeyeceğim, zira şu hayatta “diyet ilacı içmeye karar vermiş kadın” direnci gibisi yok.
“Yarın öleceksin” desen bile yine de içer o hapı.
Ha ben yine yılmıyorum böyle zamanlarda, zararlarını anlatıyorum, bilimsel verilerle geliyorum, yok, olmuyor arkadaş.
Çok rica ediyorum etrafınızda böyle kadınlar varsa, artık yalvarır mısınız, Masterchef Batuhan’lık mı yaparsınız, tehdit mi edersiniz, postişlerinden tavana mı asarsınız, ben bilmem, bir biçime vazgeçiriniz.
Yoksa mayıs dediniz mi, hastanelere taşınmaya başlayacaklar.
Paylaş