Paylaş
Hanidir bu muhabbeti yapmıyorduk, bence çoktan vakti gelmiştir:
- Mesela PlayStation oynanan bir odada “Ay boş tabak ve bardakları alıyım, çöpü dökiyim” diye ekranın önünden böyle yavaaaşşş yavaş geçe geçe, sadece tabakları almakla kalmıyor, alanda küçük çapta bir temizlik yapıyor ve erkeklerden sessiz çığlıklar yükselmesine sebep oluyorsanız, nene patiklerinizi giyip ayaklarınızı altınıza alma yaşı çoktan gelmiştir. Siz bir teyzesiniz.
- Ütülenmesine gerek olmayan çorap gibi tekstil ürünlerini bile “Bi’ ütü vurayım da gıcır gıcır olsun, şöyle oh” diye ütülemeye kalkıyor ve piyasadaki hiçbir ütüyü beğenmiyorsanız, siz bir teyzesiniz.
- Yoğurt kapları biriktirmenin en önemli teyzeleşme belirtisi olduğunu daha önce konuşmuştuk. Şimdi sizi mutfağınızda küçük bir gezintiye davet ediyorum. Eğer yoğurt kapları bir dolabı dolduracak orana erişmişse, açtığınız her dolap kapağının ardından bir ambalaj kafanıza düşüyorsa, teyzeleşmede hayli yol kat etmiş, geri dönülebilir noktayı geçmişsiniz demektir.
- Yoğurt kabı gibi, evdeki torbaların da önemli bir teyzeleşme belirtisi olduğunu evvelki yazılarda belirtmiştim hatırlarsanız. Şimdi lütfen bu torbaların mutfağınızdaki oranına bakınız. Evinizde, Şok-Dia-Carrefour torbası yoğunlukta olmak üzere yapılmış her türlü alışverişin torbalarından oluşan bir “torba gardırobu” oluşmuşsa... O torbalar her yerden fırlayıp ayağınıza dolanıyorsa...
- Bunun yanında turşu ve reçel kavanozlarını çöpe atarken içinizde derin hesaplaşmalar yaşıyorsanız... Siz bir teyzesiniz ve sonsuza kadar da öyle kalacaksınız.
“Çay eşiği” yükselmişse...
- “Bir kadın ne kadar ayakkabı alırsa alsın, azdır” cümlesini “Bir kadın ne kadar tencere, tava, kek kalıbı ve 6’lı muhallebi kabı alırsa alsın azdır” ile değiştirmişseniz...
- Alışveriş yaparken “Oklava alıyım, lazım olur” diyebiliyor ve bu cümleyi inanarak söylüyorsanız...
- “Evde 50 şarap kadehi, 5 kesme tahtası ve 3 çaydanlık var ama olsun, yedekleyeyim” diyorsanız... Yani, zulacı zihniyete ulaştıysanız...
- 3 kişilik pişireceğinize 10 kişilik yemek pişirip bu yemekleri özellikle çocukların tabağına tepeleme dolduruyor ve “yiyin gari” diyorsanız... Bir çocuğa yemek verirken “Ne kadar tıka basa yedirsem kârdır, beslensin yavrucak” diye düşünüyorsanız...
- Aynı çocuğu sokağa çıkarken üşümesin diye sarıp sarmalıyor, 1969 senesinde aya ayak basmış Neil Armstrong’a döndürüyorsanız....
- Alkol eşiğiniz düşerken, çay eşiğiniz yükselmişse, her gün, adeta dünyanın son gününü yaşıyormuşçasına çay içiyorsanız...
Hiçbir şüpheniz olmasın ki siz bir teyzesiniz...
Paylaş