Tepkinin gücü

Birkaç gündür gündemimizde belediye otobüsünde bir meczup tarafından tekmelenen hemşire Ayşegül Terzi var.

Haberin Devamı

Saldırgan Abdullah Çakıroğlu’nun İstanbul Anadolu Adliye Sarayı’nda savcılık tarafından serbest bırakılması, sosyal medyada büyük bir tepkiye neden oldu. Eğer tepki katlanarak büyümeseydi, çok başka bir sonuç ile karşılaşabilirdik. Kısa bir süre önce ise İstanbul Anadolu Başsavcısı Fehmi Tosun tarafından halkı kin ve nefrete teşvik etmek ve yaşam tarzına müdahale etmek suçlamasıyla yeniden yakalama kararı çıkarıldı.Bundan sonrasında ne olacağı önemli. Saldırgan, ilk yakalanışında verdiği ifadede “Giyimini beğenmediğimi döverim. Devlet, böyle giyinenlere ceza vermeli” demişti.

Öncelikle elimizde şöyle bir durum var: Bir meczubun bile devletin “belirli tip vatandaş”ın yanında olacağını düşünmesi, “farklılıkların bir arada bulunması” konusundaki algının yeniden şekillenmesi gerektiğini gösteriyor. Bu algı da “siyasilerin dili”nden geçiyor. Toplumsal algıyı şekilendiren esas unsur, olaylarda alınan tavır kadar siyasetçilerin söylemleri. Bir savaşçı gibi, üst perdeden değil, barışçı, birleştirici, eşitlikçi ve makul hitabet, siyasetçileri dinlemekte olan pek çok insanın dünyasını değiştirir.Öte yandan sosyal baskının bir olayın seyrini nasıl farklı yönlere götürebileceğine şahit olduk. Pek çok kişide “artık bizden bir halt olmaz” umutsuzluğu, karamsarlığı var. Bu karamsarlığın verdiği yılgınlık, ne yazık ki pek çok kişide “kendi fanusunun içinde yaşama eğilimi” olarak ortaya çıkıyor. “Fanusun içinde yaşam” toplumsal konulardan koparıyor bireyi. 

Haberin Devamı

En acı, en kanatan toplumsal olaylara yönelik bir hissizlik ve tepkisizliği de beraberinde getiriyor. Ardından “tepki vermeden durulamayacak” kadar çirkin ve kabul edilemez bir olayla karşılaşıyorsunuz, hızla kırılıyor o fanusun camları. Gerçek hayatın içine düşüveriyorsunuz. Aslında bir fanus içinde yaşanamayacağını, sizi koruyacak yüksek duvarlar olmadığını görüyorsunuz.

Bir toplu taşıma aracında bir meczubun veya “benim hayat görüşüme ters görünen/yaşayanlar ölsün”cünün yanına düşmeniz yeterli.“Benden olmayan sürünsün/yaşamasın”cılarla beraber yaşamak zor iş, bunu kabul ediyorum. Fakat insan dediğin öğrenen, yaş fark etmeksizin değişen, gelişen bir varlık. Bu değişim de toplumun aydınlık bireyleri tarafından tetikleniyor.İnsanlar tepki veriyor, bu tepki kulak tıkanamayacak boyutlara erişiyor...

Haberin Devamı

Karar mekanizmaları üzerlerinde baskı hissediyor ve vicdanları rahatlatacak bir sonuç çıkıyor bu zincirleme reaksiyondan.Bir toplumun geleceği adına umut beslemek için çok sebebimiz var.

Yazarın Tüm Yazıları