Paylaş
Filmi izlerken dedim ki, Aron Ralston, sen ne enayi adammışsın. Sen nereye gideceğini kimseciklere haber verme, sonra bir kanyonda ayağın kaysın, bir güzel düş. Elin de 400 kiloluk taşın altında sıkışsın.
Neyse efendim, şimdi bu arkadaş biçare beklerken benim de ultra-paranoyak dürtülerim depreşti. Aklıma bin bir aksilik, bin bir felaket geldi.
Ve ne fark ettim biliyor musunuz? Aslında şu günlük hayatta, hepimiz birer Aron Ralston’uz, yani “nasılsa benim başıma gelmez” diye dağlarda, ovalarda neşeyle koşmakta, uçurumlardan uçurumlara sekmekteyiz.
Zaten halihazırda içimizden gelen bir “bana bir şey olmaz” duygusu var, bunun üzerine bir de “tuhaf felaketler sadece filmlerde olur”culuk katılıyor, sonra ver elini hayati tehlike...
Çok, çok basit şeylerden bahsediyorum bu arada.
Mesela, arkadaşınız, anneniz arıyor. “Ay sonra ararım şimdi bakamayacağım” diyorsunuz, -filmde de böyle bir sahne var bu arada- sonra o “bakamadığınız” esnada başınıza bir iş geliyor.
Ya da –şimdi felaket tellalı gibi olmayım ama- ıslak zeminde kayıp düşüyorsunuz, elektrik çarpıyor, söndürülmemiş sigaradan yangın çıkıyor... Fakat siz “Aman canıııım, ne olacak, bir şey olmaz” haletiruhiyesinde olduğunuz için bunlar sadece filmlerde olur
sanıyorsunuz.
Söyler misiniz, kaçınızın evinde yangın söndürme cihazı var? Yangın çıktığında üfleyerek mi söndürmeye çalışacaksınız mesela?
Peki kaçımız ilkyardım müdahalesi yapmayı biliyor? Kaçımız depremde nerede durması gerektiğini iyice öğrendi? Acil bir durum olduğunda kimi arayacağımızı, doğru numaraları, adresleri biliyor muyuz...
Aslında “acil numara” olayı artık bence günümüzde pek sağlam iş değil.
Bence “acil ulaşım” konusunda en sağlam yol Twitter. Mesela 100 takipçiniz var diyelim. Siz, başınıza bir şey gelse ve bunu Twitter’a yazacak olsanız, o anda tek kişiye telefon edip ona ulaşamama riskini ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Bence şahane.
Ciddiyim, benim başıma bir şey gelse (gelmesin tabii de...) kesin önce Twitter’a yazarım.
Herkesin başına gelebilir!
Otomobil konusunda da çok cahiliz bu arada, acil müdahale açısından.
Mesela araç alev alsa, denize uçsa, takla atsa... Kendini korumak ya da kurtulmak için ne yapman gerektiğini biliyor musun sevgili sağlamcı Habitus okuru?
Hayır yani şimdi hakikaten felaket tellalı gibi konuşmak istemiyorum ama bunların tümü günlük hayatta kolaylıkla karşımıza çıkabilecek tehlikeler, sadece biz başımıza gelmeyeceğine inanıyoruz, o kadar. Peki, size ödev.
1- İlkyardım kitabı alınacak, okunacak, gerekirse eğitim alınacak.
2- Depremde ne yapılması gerektiği A’dan Z’ye öğrenilecek.
3- Yangın, gaz kaçağı gibi durumlarda, ani yaralanmalarda neresi aranacak, tüm bunların hepsi göz önünde olacak.
4- Eve yangın söndürücü alınacak.
5- “Kafamı dinlemem lazım yaaaa kimseyle konuşmak istemiyorum” filan deyip kimselere haber vermeden ortadan kaybolunmayacak.
5- Cep telefonunun şarjı hep tam olacak.
Madonna yönetmen koltuğunda
İngiliz tarihinin en sevilmeyen kadınlarından Wallis Simpson’un çanta ve iç çamaşırları bugün açık artırmayla satılacakmış.
Hani “King’s Speech”te Kral VIII. Edward’ın uğruna tahta elveda dediği Amerikalı cemiyet kadını Wallis Simpson.
Kendisi şüphesiz tarihin şahit olduğu en enteresan kadınlardan biri...
İngiliz Krallığı’nı sarsan kadın olarak tarihe geçmiş ve onunla ilgili her konu, hâlâ herkesin ilgisini çekmeye devam ediyor.
İki ay önce kendisine ait bir mücevher 13 milyon dolara satılmış mesela.
Hayat hikayesi de çok defa filmlere konu oldu.
Faye Dunaway’den Jane Seymour’a birçok aktris farklı televizyon yapımında Simpson’u canlandırdı.
Bu sene yine hayatı bir filme konu oluyor Wallis Simpson’ın, fakat bu defa bir sinema filmine. Adı W.E. olan filmin yönetmen koltuğunda bilin bakalım kim var: Madonna!
Kral VIII. Edward’ı ise Ewan McGregor’un canlandıracağı söyleniyor...
Paylaş