Paylaş
İzlemeyenler için kısaca anlatayım, The Roast, program konukları için hayli zor ama izleyen için bir o kadar eğlenceli bir program.
Bir defa, başına gelmiş her olayla alay edilmesine tahammül gösterecek ve programda yer almayı bu koşullarla kabul eden ünlülerle yapılıyor. Her bir ünlü sırayla kürsüye çıkıyor ve aşağı yukarı yarım saatlik sürelerde programın odağı olan ünlü başta olmak üzere, tüm konuklarla ilgili hazırladıkları taşlamayı, stand up tadındaki bir gösteriyle, hem izleyiciye, hem de ünlünün yüzüne karşı sunuyorlar.
The Roast of Charlie Sheen’de, “başrol” Sheen dışında Mike Tyson, Kate Walsh (Grey’s Anatomy ve Private Practice’in yıldızlarından), komedyen Patrice O’Neal, William Shatner (Star Trek’in Kaptan Kirk’ü), Jackass’den hatırlayacağınız Steve-O gibi ünlüler vardı.
Charlie Sheen’in uyuşturucu ve seks bağımlılığından tutun dövdüğü kadınlara, Mike Tyson’un s harfini söyleyememesinden Steve-O’nun geçtiğimiz sene ölen ekip arkadaşı Ryan Dunn’a, her konuda espri yapıldı.
Kimi konularda taşlamaya maruz kalan ünlünün, meseleyi kaldırma ile kaldırmama arasında kaldığını görüyorsunuz, fakat bu programda sınır yok, günlük hayatta “tabu” ya da “çok ayıp olur” diye ağza alınmayan konular bile taşlama olarak yer alabiliyor.
İnsan bu programı izlerken tabii “ya bizde böyle bir program olsa” diye düşünmeden edemiyor.
Eğer bu programın bir benzerini yapma cesareti gösterecek kimse olursa, baştan uyarıyorum, eğer canınıza susamadıysanız henüz mesele fikir aşamasındayken vazgeçin. Zarara uğrarsınız. Niye mi? Buyurunuz bir sonraki bölüme.
Bizdeki versiyonu Erol Köse
Düşünsenize, mesela uyuşturucu kullanmış olduğu bilinen bir ünlüyü çağıracak, “Bir dönem annesinden sonra en çok telefonda konuştuğu insan torbacısıydı” diyeceksiniz ve kendi dahil herkesin gülmesini bekleyeceksiniz...
Geçmişte çektirdiği çıplak fotoğrafları olduğu bilinen fakat bugün onları firavunun hazinesi gibi saklayan, ortaya çıktığında da ne yapacağını şaşıran bir ünlüye “80’lerde ergenliğini yaşayan erkeklerin çoğu ilk cinsel deneyimini sizinle yaşadı ama bir farkla: bu deneyim yaşanırken siz orada değildiniz!” diyecek ve bununla eğlenmesini bekleyeceksiniz...
Estetik olup Vak Vak Kardeş’e dönmüş bir ünlüyü çağıracak, “Deniz kıyısında karaya vurmuş bir ceset bile senden daha az şişmiştir” diyecek ve buna bozulmamasını bekleyeceksiniz... (Bu “espri”, 80 yaşındaki William Shatner’a geçirdiği estetik operasyonlardan sonra kazandığı görünümden ötürü yapıldı mesela.)
Aslına bakarsanız bizde bunun “sanal” versiyonunu Twitter’da Erol Köse yapıyor. Onun da ünlülerle bol bol mahkemelik olduğunu biliyorsunuz...
Diyeceğim o ki, televizyonda yayınlanmak üzere bir taşlama programı filan fikriniz varsa... Bu kadar eleştiri kaldırmayan, geçmişiyle, kendisiyle barışık olmayan ünlünün içinde olmaz o iş.
Düşünsenize, adamlar “tek konuk” olmadıkça televizyonda sohbet programlarına bile çıkmıyor, naz yapıyorlar. Bir de aşağılanacaklarını, alay edileceklerini bildikleri bir programa eğlence malzemesi mi olacaklar?
Yok valla, olmaz o iş. Benden söylemesi.
Paylaş