Son estetik trendleri!

Evet, kış geldi, vakit kilo verme değil kat kat giyinip göbeciği örtme, kendini sevme vaktidir sevgili balık etli Habitus okuru!

Haberin Devamı

Önümüzdeki bahara kadar rahatsın, “parçala kendini, say kalorileri” deliliğinden uzaksın.

Yaz başında selülit en büyük suç, fazla kilolar gerekirse ölüm orucuna girip yok edilmesi gereken en büyük arızamızdı hatırlarsanız.

Biliyorsunuz yaz gelince derhal zayıflamamız, kış gelinceyse kendimizi olduğumuz gibi sevmemiz makbul. Öyle buyruluyor yani.

Neyse ki sonbahar çabuk geldi, şimdi kendini sevme vakti.

Üstelik şimdi mesele sadece “Evet, artık yaz geçti, diyet yapmanıza gerek yok, siz zaten olduğunuz gibi güzelsiniz hay haaay” değilmiş, başka hadiseler de işin içindeymiş...

Artık öyle büyük popo modası, küçük meme modası değil sıkıntımız.

Bebek yüzler değil, kusurlu yüzler modaymış! Hokka burnun olmayacak, eğri olması şart! Estetik filan yaptıracaksanız vazgeçin, uyarımı yapayım.

Merak ediyorum, bebek yüzlü, hokka burunlu kardeşlerim bu trend karşısında nasıl durmalı? Ne yapmalı? Bıçak altına yatıp kemerli bir burun mu yaptırmalı acaba?

Hadi, moda trendlerini anlıyorum da normal bir insan evladının ha deyince değiştiremeyeceği (ya da hiç değiştiremeyeceği) birtakım özelliklerinin trend olması ya
da olmaması nasıl bir iştir?

Mesela ben bebek yüzlüyüm, bu sene kimse yüzüme bakmayacak çünkü trendler “bebek yüz out” diyor!

Ya da diyelim ki, biraz “arıza” bir burnum var ve göklere çıkarılacağım yani, öyle mi?

Bu trendleri anlatan doktorumuz bebek yüzlü arkadaşlar bu sene yüzlerine bir yamukluk ekletmelidir filan derse şaşmayacağım.

Sonracığıma, Beren Saat’in yüzü kusurluymuş, bunu da öğrenmiş bulunduk, rahatladık. Biz de ekran karşısında Beren’de kusur arıyorduk. Kendisinin gözleri birbirine yakınmış.

Yahu, ben mi körüm yoksa Beren Saat’in bir kusuru yok mu?

Neyse bu estetik trendleri denen hadisenin suyu çıkmış artık onu anladık. Ağzım beş karış açık izlediğim Nip/Tuck dizisi hayatımızın ta kendisi olmuş, her şey normalleşmiş, haberimiz yok!

Hadi şunu anlarım, bu trendleri dökülen doktorumuz dese ki “Bu sene Beyonce poposu moda, tahta memeler de yolda” anlayacağım.

Ama “insan tipi” trendi olur mu yahu, deli etmeyin insanı!

Haberin Devamı

Okyanusta gezinti

Haberin Devamı

Geçen gece okyanusun dibinde biraz gezindim. şaka yapmıyorum, ciddiyim, üstelik bunu patlamış mısır yiyerek yaptım. Bravo, tahmin ettiniz, sinemaya gittim. 3D gözlüklerimi taktım ve epey derinlere daldım.

Final Destination’u 3 boyutlu izlemeye cesaret edememiştim ama bu film tam bana göreymiş, huzurlu, sakin, mutlu...

Jacques-Yves Cousteau’nun oğlu Jean Michel Cousteau’nun danışmanlığında çekilmiş, yedi yılda tamamlanmış bir film “Okyanus Dünyası... Bir su kaplumbağasının rehberliğinde koca okyanusu geziyorsunuz, o kadarını söyleyeyim. (Düşündüm de, zaten film o kadar. Neyse...)

Tamamen kafayı boşaltmak istiyorsunuz, “ıki saatlik huzur bana çok mu” diyorsanız Okyanusta Gezinti’ye gidin derim. Cinebonus sinemalarında ısrarla sorunuz.

Haberin Devamı

Keşke Ajda konuşsa!

Ajda Pekkan’la söyleşi yapmanın bir numaralı kurallarından biri estetikten bahsetmemektir. O koşulla konuşur basın mensuplarına...

Evet, bayılıyoruz Ajda’ya, samimi konuşmalarına, kendini anlatışına, naifliğine, bu kadar merak edilen bir konuda konuşmama kararını keşke bozsa...

Ajda bir “mucize kadın”. Estetikten bahsetmiyorum. “Ben oldum, ben süperstarım” demeyip gününün saatlerini ses çalışmalarına ayırması, sporunu eksik etmemesi, hâlâ kendini geliştirme çabası içinde olması “yıllara meydan okumak” gibi klişe bir tanımlamayı gerçek kılıyor.

Belli ki estetik meselesinin başka yerlere çekilmesinden endişeleniyor ancak bu konuda konuşsa sevenlerinden hatta sevmeyenlerinden de 10 puanı kapacak, işte o zaman süper değil, hiperstar olacak!

Yazarın Tüm Yazıları